Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Dr. Ekberi Amerika ve Siyonizm için Yemen’in gücünü Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinden daha çok bilerek şu açıklamayı yaptı: Yemen şu anda caydırıcı güç açısından dünyanın en güçlü Arap ülkesidir.
Arap-Batı-İbrani koalisyonunun Yemen’in mazlum halkına yönelik saldırganlığının yoğunlaşmasıyla eş zamanlı olarak, 5 Şubat 2022 Cumartesi günü Uluslararası Erbain Vakfı’nın çaba ve gayretleriyle ve Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı ve sinerjik kuruluşların ortak işbirliğiyle “Uluslararası Yemen’deki Saldırganlığın Boyutlarının Araştırılması ”Konferansı düzenleniyor.
İslami Uyanış Kurultayı Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Hüseyin Ekberi bu konferansta yaptığı konuşmasında Suudi koalisyonunun Yemen'e saldırısında iki haftaya kadar Yemen’i almayı hedeflediğini dile getirerek şöyle dedi: Uluslararası destek ve bölgesel bir koalisyon, sahip oldukları araçlar, teknoloji ve askeri üstünlükle, bu sonuca kısa sürede varmayı umuyorlar.
Yemen’in işgaline yönelik kesin ve hızlı planlamanın, uluslararası kuruluşların geçici sessizliğinde bir etken olduğunu ifade eden Dr. Hüseyin Ekberi açıklamalarını şöyle sürdürdü: Suudi Arabistan, Yemen’in Suudi Arabistan’ın bir parçası olduğunu ve Suudi politikasında rol oynamaya devam etmesi gerektiğini düşünüyor.
Yemen, dünya ekonomisinin transitinde çok etkili olabilir, bu nedenle BAE, bu limanların BAE’nin elinde olmaması durumunda Yemen’in pratikte BAE’nin yerini alabileceğine ve BAE’nin günümüzdeki ekonomik avantajlarından biri olan transit geçişi kaldırabileceğine ve rolünü azaltabileceğine inanıyor. Daha önceleri bile kontrolü ele geçirmek için Yemen limanlarını kiralıyorlardı.
Tarihte Osmanlının karşısında ve Mısır’ın askeri gücü mukabilinde Yemen sarsılmaz iradesini ortaya koydu. Yemen iradesini korumayı ve başarıya ulaşmayı istediğini göstermiştir. Yemen halkının zulme direnme ruhuyla direniş cephesindeki başarısı övgüye değerdir. Keza Yemen böyle bir moralle Suudi Arabistan’ın ve söz konusu koalisyonun tüm baskılarına karşı durarak ardı ardına zaferler elde ederek bölgede güce ulaştı.
Yemen, Hizbullah ve Filistin’den öğrenerek bugün insansız hava araçları ve balistik füzeler konusunda rol oynayabilecek yeteneklere kavuşmuştur. Yemen şu anda caydırıcılık açısından dünyanın en güçlü Arap ülkesidir ve kendisine yönelik tüm tehditleri etkisiz hale getirebiliyor.
Tüm bu baskılarla Yemen halkı teslim olamayacaklarını, canları ne zaman isterse 1500 kilometre derinlikte her an hedeflerini hedef alabileceklerini göstererek düşmanı teslim olmaya zorladı. Siyonist rejimi Birleşik Arap Emirliklerini Yemen’e karşı savaş alanında tutmak için bir demir kubbe ve gelişmiş lazer sistemleri teslim edilmesini önermiştir. Bu çözümler BAE ve Suudi Arabistan için de işe yaramayacak, zira Yemen bugün hâkim durumda. Siyasi olarak her zaman müzakere masasında hazır bulundular ve müzakere ettikleri her noktada sözlerini tuttular ve taahhütlerini bozmamaya çalıştılar.
Yemen halkının bağımsızlığı ile ABD ve Siyonist rejimin çıkarları daha da tehdit edilecektir. Sömürü düşüncesi, Babülmendeb’i kaybederse ve onu Hürmüz Boğazı’na bağlarsa, batı ülkeleri için ciddi, temel ve stratejik bir sorun yaratabileceğini düşünmektedir. Bu nedenle ciddi bir şekilde direndiler ve Suudi Arabistan ve BAE’yi ayağa kalkmaya ve gelecekteki çıkarlarını savunmaya zorladılar.
Yemen tüm Batı teknolojisine ve silahlarına meydan okudu. Elbette Arap ülkelerine satılan silahlar, Siyonist rejim için bir sorun veya tehdit oluşturmayacak ölçüdedir. Ne var ki sattıkları bu silahlarla müttefik olduklarını söyleseler de, bu silahlar onların kontrollerinden çıkması durumunda Siyonist rejime karşı bir tehdit olacaktır.
Yemen halkı ayakta ve zafere çok yakındır. Biden, propaganda sloganlarında Yemen’e bir çözüm bulacağını ve krizden çıkacağını iddia ediyordu. Ne var ki Yemen’in bölgedeki zaferi hâkim rejimin ve uluslararası örgütlerin büyük zayıflığını ve acizliğini göstererek özgürlük isteyen ve mustazaf ülkelerin tamamı ve dünya Müslüman ülkeleri için Allah’a dayanmakla başarıya ulaşılmasının mümkün olacağı ümidini ortaya koydu.
Yemen’deki zafer, İslam âleminde ve imkânlarına güvenerek zafere ulaşabilen mazlumlar dünyasında bir uyanışın başlangıcı olabilir. Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejimin bugün içinde bulunduğu durum geriliyor, Yemen’in zaferi, İslam dünyasının sömürü güçlerinin hâkimiyetini azaltmasının başlangıcı olabilir. İslam dünyasının birliğe ulaşıp yeni medeniyetin gerçekleşme yoluna geri dönmesini, İslam’ın itibarını yeniden tesis edip canlandırmasını ve Kuran'a dayalı bir güç olarak gelecekteki dünya düzeninde önemli bir ifa etmesini ümit ediyoruz.
..............................
167