Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
Şimdi dünyanın dört bir yanından büyük bir şevkle ve sevdiğini ziyaret
etme aşkıyla Necef’ten Kerbela’ya uzanan uçsuz bucaksız okyanusa doğru
akın ediyor. Şimdi ihlas, safa, sevgi, hamaset ve irfanın en güzel
cilveleri gün ışığına çıkıyor ve dünya halkı bu ihtişam ve azametin
karşısında hayretini gizleyemiyor. Şimdi dürüstlük ve doğruluk alemi bir
kez daha Erbain’de Hz. Zeyneb’in -s- mazlumane ve cesur haykırışının
yankılarını duyuyor ve o hazretle birlikte “Lebbeyk ya Hüseyin” nidasını
seslendiriyor.
Evet, düşmanlar ve zamanın eşkiyaları
İmam Hüseyin’i -s- katletti ve onun adını ve yadını dünyada yok etmek
istedi, fakat Allah’ın nurunu sözdüremediler, bilakis Hüseyin -s- aşkı
ve sevgisi günden güne daha da yükselmeye ve yayılmaya başladı ve o
hazretin hayran sayısı da arttıkça arttı ve artmaya da devam ediyor.
Nitekim Kur'an'ı Kerim Saf suresinin 8. Ayetinde şöyle buyuruyor: Onlar,
ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Ve Allah, kâfirler
kerih görseler bile nurunu tamamlayacak olandır.
Ve
şimdi İmam Hüseyin -s- aşıkları olan milyonlarca kadın erkek, genç
yaşlı, dünyanın dört bir yanından gelerek büyük Erbain yürüyüşüne
katılıyor ve tüm alemi hayrete düşürerek şehitlerin efendisi İmam
Hüseyin’in -s- asla unutulmayacağını gösteriyor.
Aslında
İmam Hüseyin -s- aşıkları sadece şiiler ve Müslümanlar değildir ve bu
kesimden başka dünyanın tüm hür insanları ve insaniyeti ve fazileti
sevenler de hangi dine ve hangi mezhebe mensup olursa olsun bu evrensel
buluşmaya katılıyor.
Kerbela öyküsü ve
asırlardır hangi dinden ve mezhepten olursa olsun milyonlarca insanın
kalbini saran bu ateşi yorumlamak pek de kolay olmasa gerek. Nitekim
İmam Hüseyin’in -s- hamaset boyutlu kıyamı, dini bir kavram olmanın çok
çok ötesindedir. Zira sadece dini değerlerin çerçevesinde yer alabilen
dini bir eylem, genel bir mantığa dönüşebilmek için bazı filtrelerden
geçmesi ve bu değerlerin hakkında bilgisi olmayan insanlar için de
anlaşılabilir hale gelmesi gerekir. Oysa Aşura kıyamı ve Kerbela
hamaseti öylesine alemin insani dokusu ile iç içe oldu ve Hz. Seyyidi
Şüheda -s- ve arkadaşlarının hür iradeleri ve Allah’a kulluklarından
etkilendi ki, halk arasında yayılarak yerleşmesi için hiç bir tefsir ve
yoruma gerek bırakmadı.
Gerçekte Kerbela
kıyamının azameti hiç bir sınıra sığmayacak kadar büyüktür ve yine hiç
bir dil, kimlik, millet veya ırkla da sınırlı tutulamaz. Erbain gününde
düzenlenen dünyanın en büyük yürüyüşünde yaşanan tabloya bakılması,
yerkürenin en ucra köşesinde kalbi ölmüş bir insanı yerinden kaldıracak
ve evini yurdunu terk ederek Kerbela’nın yolunu tutturacak kadar
etkilidir
İlahiyat profesörü Seyyid Mehdi
Müderrisi bu büyük dini etkinliğe katılma deneyimi hakkında Hufington
Post gazetesinde şöyle yazıyor: Erbain günü kalabalık, gürültülü ve aynı
zamanda barışçıl bir gündür. Erkeklerden, kadınlardan ve çoğu karalara
bürünmüş çocuklardan oluşan bir dalga gözlerinizin önündeki ufku tamamen
kaplıyor. Kalabalık o kadar büyük ki, yüzlerce kilometre boyunca
hareket etmek zorlaşıyor ve bu arada bazı ziyaretçiler Basra’dan
Kerbela’ya uzanan 425 millik yolu yaya katetmeyi tercih ediyor ve bunun
için iki haftadan daha fazla bir süre yakıcı güneşin altında yürümek
zorunda kalıyor.
Profesör Müderrisi şöyle devam
ediyor: Erbain’i bir kaç açıdan Ginnes rekorlar kitabında kaydetmek
gerekir. Dünyanın en büyük yıllık buluşması, bedava beslenen en çok
insan sayısı, bir etkinlikte gönüllü hizmet veren en çok insan sayısı ve
tabi her an yaşamı tehlikede olan en çok insan sayısı.
Hüseyni
Erbain aslında insanın insani pak fıtrata ve ahlak ilkelerine yönelik
eğilimidir. İmam Hüseyin -s- kıyamında tüm faziletler ve iyilikler
seçkin hale geldi. Dünyanın hiç bir yerinde susamış düşman askerlerine
su veren ve atlarının bakımına yardımcı olan bir tek örnek bulamazsınız.
Kerbela’da İmam Hüseyin -s- Ömer Saad ordusu ile karşı karşıya
geldiğinde düşman ordusunun suya ulaşmasına müsaade etti, oysa aynı
düşman günlerce İmam -s- ve arkadaşları ve hatta kadınlar ve çocukların
suya ulaşmalarını engelledi ve hepsini suya hasret kalmışken şehit etti.
İmam
Hüseyin -s- Aşura’ya bağlanan gecede tüm arkadaşlarını çadırda topladı
ve ardından ışıkları söndürdükten sonra arkadaşlarından kim arzu
ediyorsa karanlıktan faydalanarak ve çekinmeden oradan ayrılmasını
istedi. İmam -s- karşılarına çıkan ordu o hazreti hedef aldığını
belirtti.
İmam Hüseyin -s- burada beşeri
vicdana seslendi ve hürriyet ve hür olmayı haykırdı. Beşeriyetin bunca
azamete olumlu tepki vermesi ve onca fedakarlık ve hamaseti anmak üzere
dünyanın en büyük buluşmasını düzenlemesi en doğal tepkidir. Bu hadise
sırf Şii Müslümanların manevi işleri ile ilgili olmasına karşın ehli
sünnet ve hatta Hristiyanlar, izediler, zerdüştiler ve saibiler de hem o
hazretin türbesini ziyaret etme ve hem ziyaretçilere hizmet etme
alanlarında büyük bir şevkle katılım sağlıyor. Bu durum, dini bir
etkinlikle ilgili eşsiz bir özelliktir ve bir tek anlamı olabilir, o da
şu ki insanlar hangi dinden ve hangi ırktan olursa olsun Hüseyin bin
Ali’yi -s- hiç bir sınırı olmayan evrensel bir simge olarak tanıyor.
Bugün
Erbain etkinliğine katılmak, Müslümanların vahdet ve gönül birlikteliği
ve dayanışmasının en önemli etkenlerinden biridir. Erbain mevsiminde
dünyanın dört bir yanından farklı bölgelerden ve ayrı ırklardan insanlar
farklı zevkler ve alışkanlıkları ile bir araya geliyor ve aralarında
müthiş bir vahdet ve gönül birlikteliği oluşuyor ve kalpler birbirine
yaklaşıyor. Gerçekte çeşitli gruplara mensup olan farklı insanların bir
araya gelişi ve gönüllerinin birlik olması yıllık daimi bir sünnet
olarak İslamî kimliğin ihya edilmesi ve yapay etnik ve milli kimliklerin
çürütülmesi yönünde önemli etkisi olabilir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu konuda şöyle diyor:
Hüseyni
Erbain’de milyonlarca insan bir araya geldi. Bu hareket sadece şii
Müslümanlara özel bir hareket değildi, sünniler de vardı ve dünyada
büyük yankı uyandırdı, dünya bu hareketi takdir etti, önünde eğildi, bu
hareketi dünyanın en büyük buluşması niteledi. Kimler mi? İslamî
meseleleri reddedenler. Bakın nasıl bir muazzam hareket yaşandı. Yani
sadece cisimler yan yana gelince bu şekilde yankı buluyorsa, düşünün
eğer hep birlik olursa, İslam ülkeleri, Müslüman milletler, şii sünni ve
şii sünninin çeşitli tarikatları, birbirine karşı yürekleri saf olursa,
birbirine kötü zannı olmazsa, art niyeti olmazsa, birbirine hakaret
etmezse, o zaman dünyada neler olacağına bakın, İslam’ın nasıl bir
izzete kavuşacağına bakın. Vahdet, vahdet.
Erbain
yürüyüşünde Hüseyni aşk ve kulluk hakikati, farklı milliyetlere mensup
olan 20 milyon insana karşın hepsi birbiriyle kardeş gibi olmaları ve
vahdet ve dayanışma içinde yan yana manevi sofranın başında oturmaları
ile tecelli buluyor. Oysa örneğin 100 bin kişilik bir stadyumda
insanların arasında muhtemel kavgaları engellemek için binlerce polis
alarm durumuna geçiriliyor.
Bu konuda İran
İslam Cumhuriyeti kültürel inkılap yüksek konseyi üyesi Hasan Rahimpur
Ezgandi şöyle diyor: Erbain yürüyüşü gerçi ilk bakışta şii bir hareket
gibi telakki ediliyor, fakat dini bakımın ötesinde dünyada emsalsiz bir
hadise sayılır. 25 milyonluk bir nüfusun Kerbela’ya doğru yürümeleri
gibi bu denli muazzam bir yürüyüş tarih boyunca yaşanmamıştır. Hali
hazırda da dünya genelinde böyle bir hadise yaşanmıyor. Bu fenomen
kuşkusuz dini bir hadisedir ve hiç bir inanç, ister ilahi ister beşeri
olsun, böyle bir buluşmaya şahit olmamıştır. Bugün dünyanın hiç bir
yerinde böyle bir kalabalığın örneği ve benzeri yoktur. Bu, İmam
Hüseyin’in -s- ilk mucizesidir.
İngiltere’de
yayımlanan The Independent gazetesi yayımladığı raporunda her ne şekilde
olursa olsun Bağdat’ın 62 mil güneybatısında yer alan Kerbela kentine
ulaşmaya ve 12 Aralık tarihinde büyük Erbain etkinliğine katılmak
isteyen Müslümanların geniş katılımına değiniyor ve bu hareketten
dünyanın en büyük ziyaret hareketi şeklinde söz ediyor. Gazete raporuna
şöyle devam ediyor: Erbain gerçekte Aşura hadisesinden sonra kırkıncı
gündür ve Müslümanlar İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in -s- torunu İmam
Hüseyin’in -s- miladi 680 yılında şehadetinin yası için bu kutsal günde
bir araya geliyor. Bu yıl yine geçen sene dünyanın 40 ülkesinden 20
milyon insan Kerbela’ya gittiği gibi çok sayıda Müslüman bu dini
yolculuğa başladı.
Amerika’da yayımlanan
Business Times da Müslümanların kutsal Erbain gününde Kerbela’ya ulaşmak
için sergiledikleri şaşırtıcı ilgiye işaretle şöyle yazıyor: Gerçi
önceki yıllarda milis teröristler intihar eylemleri ile Erbain merasimi
sırasında onlarca ziyaretiçinin hayatını kaybetmesine sebebiyet verdi,
ama bu yıl yine milyonlarca Müslüman Kerbela’ya doğru akın etmeye
başladı.
Gerçekte Kerbela’da düzenlenen Erbain
etkinliği İslam için küresel bir tebliğ kapasitesine dönüşmüştür. Bu
kapasite, Mekke’de düzenlenen Hac merasimine benzerdir, fakat niteliği
ondan daha derindir. Bugün Erbain artık şii bir etkinlik değildir ve
ehli sünnet ve hatta başka dinlerin izleyenleri de bu etkinliğe
katılmaktadır. Bu büyük hareket küresel bir etkinlikten ve Asya, Avrupa
ve Afrika kıtalarından katılım gerçekleşmektedir. Ziyaret bir fırsattır
ve bu sayede ziyaretçiler din ve ilahi evliya ile bütünleşir ve dinini
tanır ve ona karşı marifet kazanır.
Ancak ifade
özgürlüğü ve dürüstlük ve tarafsızlık iddiasında bulunan küresel
istikbara bağlı medya organları Erbain gününde milyonluk buluşma ile
ilgili haberi yansıtmaya bile cesaret edemedi ve benzer durumlarda
olduğu gibi sansüre yöneldi. Fakat onlar istese de istemese de,
milyonluk Erbain buluşması küresel tesirini yapacaktır ve artık Hüseyni
nidanın tüm dünyada yankı bulduğu ve Hüseyin -s- zikri ilkbaharın hoş
kokusu gibi tüm alemi sardığı belirtilmelidir.
13 Ağustos 2024 - 13:40
News ID: 1478430

Şimdi dünyanın dört bir yanından büyük bir şevkle ve sevdiğini ziyaret etme aşkıyla Necef’ten Kerbela’ya uzanan uçsuz bucaksız okyanusa doğru akın ediyor.