28 Ekim 2024 - 13:48
Musa'nın Asası'ndan Yahya'nın Asası'na / Firavunun Çocuklarına Karşı Senvar Efsanesi

İtimad Gazetesi yazarı, Yahya Senvar'ın yaşadıklarının onu büyük bir efsaneye dönüştürdüğüne inanıyor.

     

         Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA-    Sosyal medyada yayınlanan içeriklerin miktarı, türü ve anahtar kelimelere göre, Yahya Senvar'ın şehit olmasından bu yana, küresel arenada popülaritesi büyük ölçüde artmaktadır; özellikle İsrail rejimi tarafından şehadetinin nasıl gerçekleştiğine dair videoların yayınlanmasının ardından. Bazıları, Yahya Senvar'ın artan popülaritesinin, efsanelerin ortaya çıkması için şekillenen bir dizi olaydan kaynaklandığını düşünüyor. İranlı analist Seyyid Ataullah Muhacirani bu olayı şöyle analiz etti:

Kur'an-ı Kerim, Allah Teâlâ'nın Hz. Musa ile olan konuşmasını anlatmıştır. Kur'an'da on farklı ayette asadan söz edilmektedir; hepsinde Hz. Musa'nın asası zikredilir. Hz. Süleyman'ın meşhur asası ve karınca hikayesi ise ayetlerde yer almamıştır. Taha Suresi'nin 17-21. ayetlerinde Hz. Musa'nın asası ve onun işlevi anlatılmaktadır: "Musa! Sağ elindeki nedir?" Dedi: "O benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarım için yaprak silkelerim. Onda benim için başka faydalar da var." Buyurdu: "Musa! Asanı at!" Attı. Asa, kocaman bir yılan gibi hareket etmeye başladı. Buyurdu: "Onu al ve korkma. Onu eski haline döndüreceğiz."

   Yahya Senvar, bombardıman altında yaralı bedeni ve parlayan, zeki gözleriyle ömrünün son anlarında asasını İsrail ordusuna doğru attı. Bu ordu, zalimlik ve çocuk katliamında Hz. Musa'nın zamanındaki Firavun II. Ramses'in davranışlarına benzerlik göstermekteydi. Zihnimde birden parladı: "Ve mâ tilke bi-yemînike yâ Yahyâ!" Yahya, sağ elindeki nedir? Tarih, Musa'dan Yahya'ya, Firavun'dan Netanyahu'ya, Musa'nın asasından Yahya'nın asasına ne kadar kısa bir yol katetmiş! Musa'nın mucizesi, farklı bir surette karşımızda yeniden canlanmış. Efsane, gerçeğe dönüşmüştür. Değerli Filistinli romancı Emil Habibi'nin "el-Muteşâil" adlı romanında "kelimenin peygamberi" olarak nitelendirdiği Mahmud Derviş, "Hazır Olmayanın Huzurunda" adlı manzum şiirinde şöyle yazmıştır: "Artık efsanelere gerek yok. Efsanelerde olanlar şimdi bizde oluyor!" (1)

Yahya Senvar, İran mitolojisi ve hikayelerinde yer alan Arash-ı Kamangir gibi bir efsaneye dönüştü. Filistinli çocuklar ve gençler, onun gibi harabelerde tek kişilik koltuklara oturuyorlar. Ayak ayak üstüne atıyorlar. Gülümsüyorlar. Ellerinde bir asa tutuyorlar. Yani Yahya Senvar hâlâ yaşıyor ve ilham vermeye devam ediyor.

    Anlatı savaşında Siyonistlerin güçlü propaganda ağları ve İsrail destekçileri sürekli olarak şunu söylüyor: İsrail'in kendini savunma hakkı var. İsrail'in savaşı terörizme karşıdır. Bu, medeniyetin vahşete karşı savaşıdır. Bu, medeniyetin geriliğe karşı savaşıdır. Tekrar tekrar dile getirilen bir anlatı. Netanyahu, son BM toplantısında şunu söyledi: "O, gerçeği konuşuyor." İsrail Savunma Bakanı Gallant, "Onların savaşı adildir," diyor.

Asla Filistin ve Filistinliler kelimesini ağızlarına almazlar. Filistin'in bittiğini düşünüyorlar. Anlatıları yaygın hale geldi. Derken 7 Ekim'de Tufan el-Aksa gerçekleşti ve bir yıl sonra Yahya Senvar hakkında "tünellerde saklanıyor" dediler. Rehineleri ve Filistinli çocukları kendini korumak için insan kalkanı olarak kullandığını söylediler.

O ise bir evde savaş kıyafetleriyle İsrail ordusunun karşısına çıktı ve son sembolik cihadında asasını işgalci orduya doğru attı. Efsane doğdu. Onu küçük düşürmek istediler. O, izzet, onur, cesaret ve şehadet zirvesinde duruyor.