21 Mart'ta Yayladağı sınır kapısından girerek Keseb beldesine saldıran çete koalisyonunun yaşadığı hezimet kendi aralarındaki görüşmelerin başlıca konusu haline geldi.
Keseb saldırısına karışan iki Türkmen militanın aralarında geçen konuşmanın çözümlemesini yaptık.Türkmen çetelerin yaşanan kayıplardan sonra sıcak çatışma hattından çekilmek istediği ancak sınırdan Türkiye'ye dönüş yapmalarına izin verilmediği sadece savaşamayacak oranda yaralanan kişilerin kabul edildiği bilgisi aralarında gerçekleşen görüşmeden yansıyor. Türkmen militanlar Suriye ordusunun düzenli bombardımanı nedeniyle rahat hareket edemediklerini, ara bölgede sıkışıp kaldıklarını, geri çekilme koşullarının büyük oranda zora girdiğini ve yaşanan kayıplardan dolayı militanlarda moral yıkımının had safhada olduğunu söylüyor. Akıbeti bilinmeyen militanların ailelerinin Türkiye'deki çete şeflerini sorumlu tuttuğu bilgisi görüşme içeriğinde dikkat çekici bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.
45. Noktanın güney batı tarafına düşen Kastel Maaf kasabasının kırsalında Suriye ordusunun henüz akıbetlerinden haberdar olmadığı çok sayıda Türkmen militanın bombardıman esnasında öldürüldüğü ifade ediliyor.
Görüşmeden çıkan ayırt edici bilgilerden biri; 6 gün önce kalabalık Türkmen çetecinin Kastal Maaf kasabasının bulunduğu ormanlık alanda bombardımana yakalandığı ve gruptakilerin çoğunun öldüğü itirafıdır. Türkmen çeteci; 'orada büyük kayıp verdik, dehşet verici görüntüler vardı. Bir çok kardeşimiz can çekişerek öldü. Bombardımanda ölenleri orada gömdük, henüz fazla kişi bilmiyor' sözleri yaşadıkları bozgunu gösteriyor. Aynı görüşmeden yansıyan bir diğer bilgiye göre AKP destekli Türkmen çete 2. Fetih Tugayının lideri Ali Şehirli'nin yanındaki 30 adamıyla pusuya düştüğü, çıkan çatışmada kendisinin sağ kurtulduğu fakat adamlarından çoğunun öldürüldüğü söyleniyor. Bu pusu olayının da gizli tutulduğu ifade ediliyor.
Hatırlanacak olursa Ali Şehirli Keseb saldırısının ilk günlerinde Al Jazeera kanalına röportaj vererek Lazkiye'de yaşayan Alevi ve Ermenileri üstü örtülü şekilde tehdit etmişti.
Ferhat Aktaş / Taha Haber