Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Hamed emir olur olmaz ABD'ye kocaman iki askeri üs verdi. ABD Irak işgal operasyonunu bu üslerden yönetti. Emir hazretleri amcasının oğlu Başbakan Hamed ile birlikte ABD ve ABD'deki Yahudi lobilerinin en büyük dostu olmuştu. Üstelik yüz milyonlarca dolar bütçesi olan Elcezire gibi güçlü bir televizyonu vardı. Ama daha önemlisi doğal gazdan her yıl yüz milyarlarca dolar kazanıyordu. 11 bin kilometre karelik toprak parçasına ve yaklaşık 300 bin nüfusa sahip olan emir hazretleri bu kadar parayı görünce ne yapacağını şaşırdı. İşe önüne gelen herkesi ve her şeyi satın almakla başladı. ABD, Avrupa, bazı Arap ülkelerinde çok şey satın aldı. Ama becerdiği en büyük iş FİFA yönetim kurulu üyelerini satın almak idi. Satın alınan üyeler de 2022 dünya kupasını düzenleme hakkını Katar emirine verdiler. Yaz aylarında hava sıcaklığının 45 civarında olduğu Doha'da top oynanamayacağını söyleyerek karşı çıkan üyelere de Emir hazretlerinin Olimpiyat Komitesi Başkanı olan oğlu ' Merak etmeyin gök yüzünü bile serinleteceğiz' diyordu.
Neyse ki 'Allah'a da rüşvet veririz' demedi.
Şimdi ise FİFA iki yıl önce aldığı kararı iptal etmeyi tartışıyor. Karar bu hafta açıklanacak.
Bakalım o zamana kadar emir hazretlerinin oğlu ve şimdiki emir iptal kararını önlemek için kimlere nasıl ve ne kadar rüşvet verecek?
Katar Emir ve şeyhlerinin rezaletleri ile ilgili olarak Arap medyasında katar katar hikayeler var.
Ama en büyük hikaye Katar'ın 'Arap Baharı' ve Suriye konusundaki rezaletleri.
Emir hazretleri bu süreç içinde Tunus, Libya, Mısır ve Yemen'de milyarlarca dolar harcadı.
Ama esas harcama Suriye'de.
Emir hazretleri o kocaman cüssesi ile Arap ve İslam aleminin lideri olabileceğini hesaplıyordu.
Yanına Başbakan Erdoğan'ı da alan Emir hazretleri ABD'ye gidip ' Vaz geçin artık o moruk Suudilerden ben size daha iyi hizmet veririm. Beni istediğiniz gibi kullanabilirsiniz' dedi.
Dedi ve söylemini kanıtlamak için Suriye'de inanılmaz rezaletlere imza attı.
Suriye'de her türlü pisliğin altında emir hazretlerinin imzası var.
Adam Arap ve Müslüman bir ülkeyi ve halkını yok etmek için her yola başvurdu.
Bunun için de milyarlarca dolar harcıyordu.
Herkese para dağıtıyor ve Suriye rezaletinde yanında olsun diye bir çok insanı satın alıyordu.
Liderler, bakanlar, gazeteciler, akademisyenler ve başkaları...
Onun katar katar dolarlarına dayanamayanlar da az değildi.
Ama olmadı.
Bir çokları gibi o da çuvalladı.
ABD'nin emri ile 25 Haziran 2013'te görevini oğlu Temim'e devretti.
Bir hafta sonra askerler Mısır'da Emir hazretleri ile stratejik müttefiki Erdoğan'ın büyük dostu Mursi'yi devirdi. Suriye'de ise Esad dünyada benzeri olmayan emperyalist saldırıya karşı direniyordu. Bu da yetmedi Emir'in baş düşmanı Suudi kral Mısır'daki kral Mursi'yi deviren askerlere destek vermiş ve Müslüman Kardeşleri terörist ilan etmişti. Hızını alamayan Suudi kral yanına BAE ve Bahreyn'i de alarak Katar'daki büyükelçilerini çektiler.
Katar artık yalnız ve çaresiz.
Güvenebildiği tek şey kaldı : Para.
Bu para ile yeniden bir şeyler satın alabileceğini düşünüyor. Nasıl olsa yeni emir genç ve babası gibi Yahudi lobilerinde çok dostu var. Onlar da emir hazretlerine elbette yol göstermekten geri kalmayacaklardır.
Çünkü bölgede yeni ve çok ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Mısır'da Sisi artık resmen cumhurbaşkanı. Suriye'de Esad üç yıl direndikten sonra dün resmen yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Körfez ülkeleri Dışişleri Bakankarı yine dün Riyad'ta toplanıp Katar-Suudi gerginliği ile bölgesel sorunları konuştular. Toplantı öncesinde Suudi Bakan Elfaysal Soçi'de Putin ile bir araya geldi. Herkesin gündeminde öncelikli olarak Suriye var. Çünkü Kuveyt emiri üç gün önce Tahran'da idi ve İran'ın dini lideri Hamaney ona 'Suriye'de terör gruplarına destek veren bölgesel ülkeler bu desteğin bedelini en kısa zamanda çok ağır ödeyeceklerdir' demişti. Bölgesel ülkeler dediği ise Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye.
Üstelik İran Cumhurbaşkanı Ruhani Pazartesi Ankara'ya geliyor. Ruhani'nin gündeminde öncelikle Suriye olacak. Belki de bunun farkında olan AKP hükümeti AB'den bir kaç saat sonra Nusra'yı terör listesine aldı. Oysa aynı AKP hükümeti daha ilk günden Nusra'ya sınırsız destek vermiş ve bu örgüte katılmak için Türkiye'ye gelen binlerce yabancı ruh hastasının Suriye'ye geçişine yardımcı olmuştu. Arap ve batı medyasında bununla ilgili binlerce haber ve program yayınlandı. Ama yandaş medya tüm bu haberlerin tümünden bihaber.
Tıpkı emir hazretlerinin Elceziresi gibi.
Bir televizyon gibi değil de tam anlamı ile bir mossad ve CİA operasyon merkezi gibi görev yapıyor.
Nasıl olsa sahibi Emir hazretleri.
Her şeyi ABD ve İsrail koordinasyonu ile yapar!
yurt
