13 Haziran 2014 - 13:22
Zuhur İçin Zaman Belirlemek Halkın İnancına Darbedir

Ayetullah Şübeyri Zencani İmam Mehdi’nin (a.c.f) zuhuru hakkında sorulan soruları cevapladı.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zuhur alametleri ve yeryüzünün zulümle dolmasının ardından ortaya çıkıp adalete dayalı bir hükümet kuracağı konusundaki inançla ilgili Şia’nın büyük taklit mercilerinden Ayetullah Şübeyri Zencani’ye sorulan soruların cevapları:

S. İntizar/zuhuru bekleyiş kalbi ve itikadi bir olgu mu yoksa bunun ameli yönü de var mı?

C. Onu bekleyen kimse kesinlikle birtakım hazırlıklar yapacaktır. Misafir bekleyen kimse nasıl sadece oturup beklemiyorsa ve misafiri en iyi şekilde ağırlamak için gerekli ön hazırlıkları yapıyorsa dünyaya adaleti getirecek olan Hz. Mehdi’yi bekleyen kişi de adalete sağladığı katkılarla onu beklemelidir. Sadece sözde intizar/bekleyiş bir şey ifade etmez. Amel açısından da intizar halinde olmalıdır. İmam-ı Zaman’ı (a.c.f) gerçek manada bekleyen kimse belli bir programla hareket eder. Dolayısıyla onu beklemek sadece kalbi bir olgu değil, ameli açıdan da beklenti içindeki kişiyi çaba ve harekete iter.

S. İmam-ı Zaman’ı bekleyen kimsenin konumu nasıl olmalıdır?

C. Bizler o hazretin razı olacağı işleri yapmalıyız. Ahlak ve davranışlarımızı Hz. Mehdi’nin (a.c.f) istediği kıvama getirmeliyiz ki onun hayır dualarının kapsamına girebilelim.

S. O hazretin hoşnutluğunu ve rızasını nasıl kazanabiliriz?

C. O hazretin rızası Allah’ın razı olacağı şeydedir. Allah’ın rızası ise dinin emrettiği hükümleri hakkıyla yerine getirmeye bağlıdır. Dolayısıyla dinimizin emirlerini yerine getirdiğimiz ölçüde Hz. Mehdi’nin (a.c.f) rızasını kazanmış oluruz.

S. Bazıları o hazretin çabuk zuhur etmesini sağlamak için dünyada zulüm ve haksızlığı artırmak gerektiğine inanmaktadır. Zatıâlinizin bu konudaki görüşü nedir?

C. Bizler ıslah ve düzeltme yolunu takip etmeliyiz. Her ne kadar birtakım işler bizim gücümüzün dışında tahakkuk etse de biz ıslahçı ve yapıcı olmalıyız. İster istemez dünyayı fesad kapsayacaktır. Ama bu bizim de fesat yoluna girmemiz gerektiği anlamına gelmez. Böyle bir fesadın meşruiyeti yoktur. Şia’nın ne şekilde amel etmesi gerektiği konusu Allah’ın diniyle ve masum önderlerin açıklamalarıyla beyan edilmiştir. Onlar bizi doğru yola çağırmaktadırlar. Dolayısıyla bizler ıslah yolunun takipçileri olmalıyız. Zira Hz. Mehdi’nin (a.c.f) özel inayetine ancak Salih müminler mazhar olacaktır.

S. Bazıları dünyadaki mevcut zulümleri göstererek bunların zuhur alametleri olduğunu iddia etmektedir. Sizin görüşünüz nedir?

C. Bu sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Bazen bir fesadı görüp, “İşte bu ahir zaman alametidir; artık İmam-ı Zaman’ın gelişi çok yakın!” diyorlar. Hâlbuki hadiste şöyle buyurmuştur: "Zuhur için vakit tayin edenler yalancıdır.” Bu tür iddialar içi boş söylemlerden ibarettir ve bunlara kulak asmamak gerekir. Bizler sadece Allah’a itaat görevini yerine getirmekle ilgilenmeliyiz; ister hazret şimdi gelsin, ister gelmesin, bunun peşinde olmamalıyız.

S. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zuhuru için vakit belirlemenin topluma nasıl bir zararı olabilir?

C. Bu tür söylemleri dillendiren kimse masum din önderlerinin beyanlarına aykırı bir söylem geliştirmiş olur. Ayrıca tayin ettiği vakitte zuhurun gerçekleşmemesi durumunda insanların inançlarında ciddi olumsuzluklar meydana gelir. İnsanlar böylesine ciddi bir konunun aslında şüpheye düşer. İnsanlara ümit ve hedef telkin eden bu inancın bu tür safsatalarla ümitsizlik ve başıboşluk vesilesine dönüşmesi içten bile değildir. Onun için bizler, bu tür boş sözler yerine masum önderlerin hayata geçirmek istedikleri hedeflerin peşine düşmeli, dünya ve ahretimizin ıslahı için çaba sarf etmeliyiz.

S. Hz. Mehdi (a.c.f) hakkında birçok açıklamalar işitiyoruz. Hatta bazıları o hazretin yarenlerinin misdaklarını bile belirliyorlar. Acaba bu tarz sözlerin ilmi ve dini dayanağı var mı?

C. Bu tür sözleri ciddiye almamak gerekir. Zira bu konularda zikredilmiş rivayetler senet ve muhteva açısından zayıftır.

shafaqna

Ekler