Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Musul işgaliyle başlayan çok yönlü bir psikolojik operasyon var. "Şii-Sünni çatışması olacak…" propagandası yürütülüyor. Bunlar, operasyonun hedefleri ama hiçbirisi gerçekçi, uygulanabilir değil.
Şii-Sünni Çatışması Mevcut Değil
Nitekim şu anda Şii-Sünni çatışması doğrultusunda tek bir işaret yok. Tam tersine, IŞİD bayrağı altında girişilen operasyon "Iraklılık" bilincinin yükselişi doğrultusunda bir etki yaptı. Bu konuda Şii ve Sünni cephelerden mezhep birliğini savunan açıklamalar geldi.
Irak halkına birlik çağrısında bulunan Başbakan Nuri el Maliki, "Sünni ve Şii diye ayrım yaparak konuşanları dinlemeyin" dedi. Maliki, Salahaddin vilayetindeki Samerra'da görevli subaylara seslenerek, "Gönüllü gruplar birkaç saat içinde ulaşacak ve Samarra hainlerin ayak bastığı topraklara doğru harekete geçmek için kalkış noktası olacak" diye konuştu.
Mukteda El Sadr, Irak'ın birliği için mücadeleye çağırdı ve "Ülke vahdetini korumak için, bazı sapmış siyasetçilerin oyununa gelerek gençlerimizi savaşa sürüklemek istemiyorum. Kuru ile yaşın birlikte yandığı kabile savaşlarına katılmayacağım" sözleriyle mezhep çatışmasına karşı konuştu.
Malik Irak'ta Birliği Savunuyor
Ayetullah Sistani, bütün Iraklıları, münafık IŞİD'e karşı cihada çağırdı. Sünni cephesinden de benzer açıklamalar geldi. Irak Ehli Sünnet âlimleri de IŞİD'e karşı cihat emri verdiler ve gerekirse kendilerinin de askeri elbise giyerek halka katılacaklarını söylediler. Irak Âlimler Birliği lideri Şeyh Halid al-Mulla, Arapça okunuşu "Daaş" olan IŞİD'e karşı silahlanmaya ve Irak'ın birliğini savunmaya çağırdı.
Irak'ın birliğini kararlı bir şekilde savunan Maliki yönetimi, 30 Nisan seçimlerinden zaferle çıkmış ve geniş tabanlı bir hükümet kuracağını açıklamıştı. Irak nüfusunun üçte ikisini oluşturan Şii kökene dayanan Maliki, 2010 yılındaki hükümet kurma çalışmalarından daha güçlü bir konumda. O dönemde de, bugün IŞİD operasyonu içinde yer alan kuvvetler, ABD-AKP üzerinden Maliki'ye karşı sahneye sürülmüşlerdi. Ancak başarılı olamadılar ve Maliki'nin karşısında mezhep temelinde oluşturulmaya çalışılan ittifak dağıldı. Maliki; Kürt, Türkmen, Arap, Sünni ve Şii kökenlilerin hepsinin bulunduğu bir kabine oluşturdu.
Barzani, Goran Ve Kyb Farklı Cephede
2014 seçimlerinden sonra yine bunu yapacağını ilan etmişti ve bu yönde ciddi adımlar atılmıştı. Son seçimlere 2010'dakinden farklı olarak blok olarak değil tek başına katılan Sünni partilerden bir kısmı, Maliki'ye destek verme konusunda ikna olmuştu.
Bağdat'ta yeni hükümet kurma çalışmalarında çok önemli bir nokta KYB ve Goran'ın, Maliki'ye bayrak açan Barzani'nin yanında yer almaması. Musul işgali öncesinde Goran ve KYB'nin Bağdat'ta kurulacak hükümette yer alma ihtimali güçlenmişti. Goran ve KYB, bu son operasyon ile doğrudan bağlantılı olduğu anlaşılan Bağdat'ı devre dışı bırakarak AKP vasıtasıyla Türkiye üzerinden petrol satışında da Barzani ile aynı konumda yer almadılar…