Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, AKP'nin 2011'deki gibi bir savaş kararı verdiğine dikkat çekerek, "Kobanê direnişi sürecek. Sokak sokak da olsa bu çatışma yürütülecek" mesajını verdi. Karayılan, Türk devletinin Serêkaniyê'den Kobanê'ye koridor açma sözü verdiğini ancak bunu da yerine getirmediğini söyledi.
ANF'nin sorularını yanıtlayan PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan'ın verdiği mülakatta öne çıkanlar:
-Kürt halkının sırtını dayayacağı ve güveneceği tek güç yine kendisidir; ulusal demokratik birliğidir.
-Türk Özel Harp Dairesi’nin aktif bir biçimde bu konseptin içinde yer aldığı açıktır. Bütün bulgular buraya çıkmaktadır.
-(Türk Devleti'nin) PYD lideri Salih Müslim’e verilen sözler vardı ancak onlar yerine getirilmedi. (...)15 gündür Serêkaniyê'den Kobanê'ye koridor açma sözünü verip yerine getirmeme tutumu, bir ambargo ve kuşatma tutumudur
-Erdoğan'ın son anda müdahale ederek Kobanê'nin düşmesini hedeflediği ve bu çerçevede Kürt halkına karşı tıpkı 2011'deki gibi yeniden bir savaş kararı vermiş olduğu durumu anlaşılmaktadır.
-Gerçek şu ki Türkiye'nin IŞİD'e karşı koalisyona katılma senaryosu da bir oyundur. O, her fırsatta IŞİD'i koruma çabası içerisindedir.
-AKP'nin şu anda yürüttüğü politika çok tehlikeli bir politikadır.
-Tüm uluslararası kamuoyu ve ilgili güçler bilsin ki bu konuda bir yanlışlık var. Bilinmeli ki ABD’nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava müdahalesi etkili değildir.
-Musul’a yürüyüp alınca 7 bin militan katıldı. Şimdi 20 küsür günlük bir savaş sonucunda eğer ki Kobanê’yi düşürür ve alırsa katılan militan sayısı 10 binleri aşar; IŞİD büyümede bir sıçrama yaşar
-ABD’nin niye IŞİD’in önüne geçmediği konusu anlaşılmaz bir konudur. Kürt halkının direnişinin ezilmesini istiyor olabilirler ama bu direnişin ezilmesi beraberinde IŞİD'i de büyütecektir.
-Uluslararası güçlerin mevcut bu yaklaşımı Kobanê’de gerçekleşecek katliama ortak olmaktır
-Artık her yerin Kobanêleşmesi gerekir. Gün direniş günü ve insanlığa sahip çıkma günüdür.
-Gerek Kobanêli gerekse de Kuzeyli gençliğin zaman zaman gruplar halinde sınırı geçip direnişe katılması çok önemlidir.
-Kobanê direnişi sürecek. Sokak sokak da olsa bu çatışma yürütülecek
-Kobanê direnişi bu saate kadar başarılı olmuştur. Yapılması gereken şeyi yapmıştır. Sömürgeciliğin oyununu bozmuştur; IŞİD’in oyununu bozmuştur.
Şu anda Kobanê’ye saldıran bu çete üyelerinin hiç birisi Suriyeli değildir. Hepsi yabancı ülkelerden Suriye’ye getirilmiş cellatlardır. Peki, bunların Amerika’dan, Avrupa’dan Tunus’tan, Cezayir’den, Mısır’dan, Afganistan’dan, Çeçenistan’dan buraya getirilmesini kim sağladı? Kim bu kadar silahı bunların eline verdi? Kim buna fırsat sundu? Bu kadar teknik silah, bu kadar tank, top ve en etkili Amerikan silahlarının bunların eline geçmesini sağlayan kimdir? En etkili Rus füzelerinin bunların ellerine geçmesini kim sağladı? Kim buna göz yumdu ve neden bugün bunlar Kürt halkının başına bela edilmiştir? Bu soruların cevapları önemli tabii. Bunların tesadüfen, kendiliğinden oluşmuş şeyler olduğu iddia edilemez. Uluslararası istihbarat çevrelerinin ve bölgedeki sömürgeci güçlerin, kendilerini bundan muaf tutmasını kim yutacaktır?
BU KADAR CEPHANEYİ NEREDEN ALIYORLAR?
* Yani dışarıdan bir destek var...
Elbette bir destek var. Bakın 23 gündür Kobanê’de kullanılan top ve mermi ancak onlarca kilometrelik konvoylarla taşınabilecek düzeyde bir yoğunluğu oluşturmaktadır. Peki bu kadar cephaneyi nereden alıyorlar! Eğer günlük gelmezse, sürekli takviye olmazsa nasıl oluyor da bu kadar cephaneyi günlük olarak kullanıyorlar. Tüm bunların cevabı önemlidir. Açıkça bir destek vardır ve bu desteği verenler dünya kamuoyu karşısında da çıkıp yalan söylemektedirler. Söze gelince kimse bu IŞİD çetesine sahip çıkmamaktadır ama eğer destek yoksa bu kadar mühimmat nasıl ve nereden geliyor! Biz bunların fabrikalarının olduğunu duymadık. Demek ki birileri veriyor. Yani takviye ediliyor.
* Her geçen gün Türk devleti ile IŞİD arasındaki ilişkiyi ortaya koyan yeni iddialar ve ispatlar gündeme geliyor. Bu konuda neler söylenebilir?
Türk devletinin IŞİD’le birlikte olduğu yönünde bizim daha önceden yaptığımız açıklamalar vardır. Yine bu Kobanê kuşatması süreci içerisinde çeşitli çevrelerin gördükleri var olduğu gibi, çeşitli basın-yayın organlarının yayınladıkları, hatta canlı yayında sunulan kanıtlar da vardır. Şimdi diyelim ki bizimki siyasal bir tespit ama Türk devleti şimdiye kadar bu somut bulgulara ilişkin de inandırıcı herhangi bir şey söylemiş değil. Sadece sert bir biçimde reddetmektedir. Ama Türk devleti ile IŞİD arasında devam eden bir ilişki olduğu yönünde güçlü veriler ve ispatlar söz konusudur.
SALİH MÜSLİM'E VERİLEN SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ
* Geçtiğimiz günlerde PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in bir Türkiye ziyareti oldu. Bu ziyaret pratikte de bazı şeylerin olacağı yönünde umut yarattı. Ancak sonuç olarak bir şey yapılmadığı görüldü...
Bizim duyduğumuza göre bundan iki hafta önce de PYD lideri Salih Müslim’e verilen sözler vardı ancak onlar yerine getirilmedi. En son kendisi Türkiye’ye davet edildi ve gitti; aldığımız bilgilere göre yine bazı sözler verilmiş ama üzerinden 5 gün geçmesine rağmen o yönlü bir pratik yoktur.
'SERÊKANİYÊ'DEN KOBANÊ'YE KORİDOR AÇMA SÖZÜ VERDİLER'
* Yani bir seyirci kalma durumu söz konusu...
Elbette ama bu sadece Kobanê’de katliamın gelişmesine seyirci kalmak anlamına gelmemektedir. Bu, aynı zamanda oyalayarak ve beklentiye sokarak, Kobanê’nin düşürülmesine ve yaşanabilecek katliamlara katılmak anlamına da gelmektedir. Bakın; söz verip yapmama ve beklentiye sokma, düşürme taktiğinin bir manevrasıdır. Eğer ‘böyle değil’ diyorlarsa, buyursunlar verdikleri sözleri yerine getirsinler. 15 gündür Serêkaniyê'den Kobanê'ye koridor açma sözünü verip yerine getirmeme tutumu, bir ambargo ve kuşatma tutumudur. Beklenti yaratıyor ama pratikleştirmiyor ve imha edilmesine zemin hazırlıyor.
Dolayısıyla burada AKP hükümeti dürüst olmak zorundadır. Ama pratikte kötü oynuyor, dürüst davranmıyor. Sadece seyirci kalmıyor, beklentiye sokarak başka tedbirlerin alınmasının önüne geçiyor ve Kobanê’nin düşürülmesine destek sunmuş oluyor. Bu açıdan durum çok ciddidir. Gerçekten hem siyasi ahlak gereği, hem insani erdemlilik gereği kişilik sahibi bir insanın yapmaması gereken bir durum söz konusudur. Buna oyalama, sözüne sahip çıkmama ve kalleşlik denilir.
* Angajman da uygulanmıyor...
Evet. Angajman kuralları diye bazı kurallar dünya aleme ilan edildi. Ancak bu kurallar nerede kaldı merak konusu. Şu an Kuzey’e sadece mermi sekmiyor; IŞİD doğrudan top da atıyor. Halktan ve askerden yaralananlar var. Hani angajman kuralları? Angajman kurallarını yere çaldınız. Ancak yere çalınan aslında angajman kuralları değildir; Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefidir. Siz Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefini yere çaldınız. Söz konusu Kürtler olunca her şeyiniz değişiyor. Kürt düşmanlığınız sizi IŞİD'e esir haline getirdi. Ona karşı bir ‘gık’ bile diyemiyorsunuz. Bir söz söyleyemiyorsunuz, tutup oradaki köyleri boşaltmakta çare buluyorsunuz. IŞİD’in topları karşısında askerleriniz saklanacak yer arıyor ama herhangi bir şey yapmıyorsunuz. Yani hem IŞİD’in her türlü saldırısına karşı kayıtsız kalacak, hem de Kobanê direnişçilerine manevi destek sunmak amacıyla orada bulunan halka da sıkıyönetim rejimlerinde görülmeyen bir biçimde şiddet uygulayacaksınız. Bu nasıl tarafsızlıktır? Bu, Kürt toplumunun bastırılması ve katliamdan geçirilmesi konseptinin içinde olmaktır. Ancak böyle görülebilir. Şimdi bizim hep tek yönlü suçlama yaptığımızı iddia edebilirler ama bulgular ortadadır.
* ABD öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyon Kobanê’de de IŞİD’e karşı mücadele kararı aldı. Ancak bölgeden etkili vuruşların yapılmadığı haberleri geliyor. Siz bu kararı ve mevcut pratik durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu koalisyonun gecikmeli de olsa Kobanê’ye saldıran çete güçlerine karşı hava harekatı yapma kararı olumlu bir şeydir. Yani her ne kadar içinde IŞİD’in bu düzeye gelmesinde sorumluluğu olan güçler de olsa, bu noktada bir katliamın önüne geçmek üzere eğer birileri bir müdahale yapıyorsa bu kötü bir şey değildir. Çünkü IŞİD vahşetinin bugün Kobanê’de yarattığı tehlike gözler önündedir. Her kim ki bunun önüne geçerse kötü bir şey değil iyi bir şey yapmış olur. Ancak ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Kobanê etrafındaki IŞİD çetelerine karşı hava saldırısı bu nitelikte değildir. Yani katliamı önlemeye dönük ciddi bir girişim düzeyinde değildir. ‘Dostlar pazarda görsün’ misalindeki vuruşlardır. Şimdi uluslararası bazı basın-yayın organları da, ‘koalisyon güçlerinin hava saldırısı da IŞİD’in saldırısını durdurmadı’ diye manşet atmışlar. Tüm uluslararası kamuoyu ve ilgili güçler bilsin ki bu konuda bir yanlışlık var. Bilinmeli ki ABD’nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava müdahalesi etkili değildir. Yani şimdiye kadar oradaki IŞİD güçlerini imha etmeye yönelik bir saldırı yapılmamıştır. Bize ulaşan bilgilere göre, her seferinde 2-3 roket atmakta, bazı teknik araçlarını hedefleyerek imha etmektedirler. Şimdiye kadar 5-6 tank, aynı sayıda doçka aracı ve 1-2 depoları vurulmuştur. Yani kızgın çatışma içinde olan, geriden açıkça Kobanê’yi bombalayan IŞİD güçlerine karşı müdahale ederek önüne geçmek için bir girişim söz konusu olmamıştır.
Eğer gerçekten ABD bu IŞİD’i sınırlamak ve zayıflatmak istiyorsa, o zaman niye Kobanê’deki IŞİD güçlerini böyle teğet geçer gibi vuruyor? Niye etkili vurmuyor ve niye Kobanê’nin düşürülmesine zemin sunuyor? Kısacası ABD’nin niye IŞİD’in önüne geçmediği konusu anlaşılmaz bir konudur. Kürt halkının direnişinin ezilmesini istiyor olabilirler ama bu direnişin ezilmesi beraberinde IŞİD'i de büyütecektir. Bu yüzden bir an için insanın aklına, ‘acaba bunlar da mı IŞİD’in güçlenmesini istiyor’ diye geliyor. Ama diğer yandan da kendileri için de bir tehlike. Her gün adam kesiyor. İşte İngiltere ve Almanya da karar aldı; peki müdahale nerede?
KOBANÊ DİRENİŞİ SÜRECEK
Kobanê direnişi sürecek. Sokak sokak da olsa bu çatışma yürütülecek. Bu konsepte katılan güçler direnişi kırmanın hesabını yapmaktadırlar ama bilinmeli ki orada direnişi yürüten halkımız ve kahraman YPG-YPJ militanları, IŞİD’in tanklarına ve toplarına karşı büyük bir kararlılıkla insanlık iradesini yükselterek savaşmaktadırlar. Orada verilen savaş bir irade savaşıdır; insanlık iradesinin vahşete karşı duruşudur. Çok değerli ve kutlu bir direniştir. Bu direnişte yer almak, özgürlükten ve demokrasiden yana olan her bireyin yapacağı en kutlu bir iştir. Sadece Kürt gençliği değil, vahşete karşı insanlıktan yana olmak isteyen, bütün özgürlükçü-demokratik kesimlerin Kobanê’de gelişen bu büyük-tarihsel direnişe sahip çıkması ve imkanları olanların da bizzat gidip katılması büyük değer ifade edecektir. Bu, bir insanlık değeridir; insan yaşamında kutlu olan olgulardan birisidir. Orada yer almanın şerefine nail olmak insanlıkla buluşmaktır. Bu açıdan başta Kürdistanî gençleri ve demokrasi ile özgürlükten yana olan tüm gençliği, örgütleri ve kurumları Kobanê direnişiyle dayanışmaya ve imkanları olanları da bizzat gidip katılmaya çağırıyorum. Kobanê direnişinin başarıya ulaşacağına ve Kobanê’de gerçekleşen sömürgeci vahşete karşı insanlık onurunun kazanacağına olan inanç ve kararlılık bugün daha fazla yükselmiş bulunmaktadır.
KOBANÊ DİRENİŞİ ŞU ANA KADAR BAŞARILI OLMUŞTUR
Kobanê direnişi bu saate kadar başarılı olmuştur. Yapılması gereken şeyi yapmıştır. Sömürgeciliğin oyununu bozmuştur; IŞİD’in oyununu bozmuştur. Kobanê’yi düşürme ve ardından da özgürlük hareketini tasfiye sürecini başlatma planını boşa çıkartmıştır. Kobanê’deki direniş, Şengal halkımızın da direnişi olmuştur. Tüm Kürdistan halkının ve tüm demokrasi güçlerinin onuru olmuştur. Bunu yapmayı başaran direniş mutlaka zafere de yürümeyi bilecektir; nihai zaferi de mutlaka kazanacaktır. Buna herkesin inanması gerekmektedir.