28 Ekim 2014 - 11:38
Libya Devrimi ve Devrimcileri nerede?

Abdulbari Atvan: Libya’daki Kaos IŞİD’e Yeni Bir Kapı Araladı

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Re’yu’l-Yevm haber sitesi editörü gazeteci-yazar Abdulbari Atvan, Libya’daki son durumu ele aldığı makalesinde, bir kaosa sürüklendiği izlenimi veren ülkenin IŞİD’e yeni bir kapı araladığını belirtti.

Libya’daki Kaos IŞİD’e Yeni Bir Kapı Araladı. Bugünlerde Libya’daki tüm yollar, sadece ülke dışına çıkıyor.

Doğu’daki Libyalılar, alabildikleri kadar eşyayı alıp araçlarına atladıktan sonra Mısır’ın; Batı’dakiler ise Tunus’un yolunu tutuyorlar. Ülkenin ortasındaki Misrata’daki Libyalılar ise Malta’ya ulaşabilmek için denize yönelmiş durumdalar.

Hali hazırda Mısır’da yaklaşık 2 milyon, Tunus’ta ise yaklaşık 1,5 milyon Libyalının yaşadığı tahmin ediliyor. Çok sayıda kişi ise İtalya ve Türkiye’ye sığınma girişiminde bulundu ve kendilerine kapı açacak herhangi bir ülkenin onayını istiyorlar.

Libya devriminin beşiği olarak tanımlanan Bingazi, birkaç gündür General Halife Hafter yanlıları ile aşırı İslamcı grupların çatışmalarına sahne oluyor. Biz bu yazıyı kaleme aldığımız sırada çatışmalar, üçüncü gününde olmasına rağmen 60 olarak açıklanan ölü sayısının gittikçe arttığı ifade ediliyor.

Hafter, Mayıs ayında ülkedeki Ensar’ul İslam örgütü liderliğindeki İslamcı gruplara yönelik olarak sözüm ona “onur savaşı” başlattı. Libya’daki “Uyanış” hareketinin lideri olan Hafter, Amerikalılar tarafından büyük destek görüyor.

Çatışan ve iktidar mücadelesi veren farklı grup ve milislerin arasında kaybeden ise Libya halkı oluyor. Ülke, kaotik savaşların girdabına çoktan kapılmış durumda.

Sıkıntı yalnızca askeri sahada değil; aynı zamanda siyasi sahada da var. İslamcılar, Ağustos ayında Trablus’u ele geçirdiklerinde ‘Başbakan’ Ömer el-Hasi liderliğinde kendi kabinelerini kurdular ve uluslararası tanınmışlığa sahip olan Başbakan Abdullah Sani’yi ve kabinesini Tobruk’a geçmek zorunda bıraktılar. Yani ülkede şu anda iki ayrı yönetim, iki ayrı parlamento ve iki ayrı ordu var. 

Geçtiğimiz Çarşamba günü Libya’nın en büyük ticaret partnerlerinden birisi olan Türkiye’nin Libya özel temsilcisi Emrullah İşler, Trablus yönetimini resmi olarak tanıma hamlesini gerçekleştirerek Sani’nin Trablus’taki eski ofisinde Hasi ile görüştü.

Vekâlet savaşlarının satranç tahtası haline gelen Libya’da Katar, İslamcı grupları desteklerken Mısır ise Hafter’i destekliyor. Fakat, Bingazi’yi bombalayan uçakların kime ait olduğu bir türlü kesinlik kazanmadı!

Libya’daki yeni yetmeler ise, muhtemelen şimdiye kadarki en tehlikeli ve en güçlü grup olacak. Libya’nın BM temsilcisi Bernardino Leon, ülkenin doğusunda yükselen bir İslam Devleti eğilimi ve varlığı olduğunu ifade etti. Derne İslami Gençlik Şura Konseyi, Ebu Bekir el-Bağdadi’ye bu ayın başında biat ettiğini açıkladı. Konseyin başına adı Ebu Talib el-Cezirevi olan Yemenli biri geçirildi. İD, şehirde bir Şeriat mahkemesi kurdu ve bölgede İD bayrakları dalgalanmaya başladı. 

Tüm bu kaos sürecinin ortasında Amerikalıların işin neresinde olduğu merak ediliyor. Aslında Amerikan büyükelçisi Deborah Jones, bu merakı attığı bir “tweet” ile giderdi. Jones, terör örgütlerine karşı demokratik merkezi otoriteye bağlı düzenli ordu ile savaşılmasının zorunlu olduğunu söyledi. Bir diğer “tweet”inde ise Ensar’ul İslam’ı açıkça mahkûm eden ifadelerden sonra ABD’nin Hafter’i bütünüyle desteklediğini duyurdu. 1990’lı yılların sonunda Muammer Kaddafi’ye yönelik ABD gözetiminde gerçekleştirilen iki darbe girişiminin de faili olan ve CIA’in eğittiği Hafter, çok uzun bir süredir ABD’nin müttefiki.

Peki, Libya halkı tüm bu vahşi savaş ortamının ve silah deryasının içinde nerede? Halk, kayboldu. Fakirler, yoksulluk ve terörün kol gezdiği sokaklarda hangi gruptan daha çok korkması gerektiğini bilmeden kendi kaderlerini yaşamayı bekliyorken; parası olanlar, -hele ki (yolsuzluklarla) ülkenin en zengini haline gelenler, ülkeyi zaten çoktan terk etti Avrupa’ya gittiler.

Son soru ise şu: Libya Devrimi ve Devrimcileri nerede?

Bu soruyla sizi baş başa bırakıyorum; sizi ve Libya halkını… Modern tarih, şimdiye kadar karşılaştığımız en karanlık ve en aldatıcı şey!

Enes Berat Gürler

Ekler