Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Yıllar önceydi ilk kez büyük Ortadoğu BOP planı gündeme getirilmişti
Birinci sahne:
11 Eylül 2001 tarihinden sonra Amerika ortaya çıkmış olan fırsattan yararlanarak ve dünya tehditlerine karşı mücadelede tarihi bir misyona sahip olduğu gerekçesiyle tek yönlü ve güç eksenli yeni bir siyaset izlemeye başladı. Petrol ve gaz'ın dünya enerjisindeki yeri ve önemine binaen ve yine ABD'nin dünya petrol rezervinin sadece yüzde ikisine sahip olmasına karşılık dünya petrolünün %25'ini tükettiği gerçeğini göz önüne alarak petrol ve gaz kaynaklarının güvenliğinin temin edilmesi ve onun intikal yollarının garanti altına alınması amacıyla kendi rakiplerini kontrol altına almak hususunda ciddi adımlar atması yönünde ciddi bir saik oluşmuştu. Bu yolla kendi ihtiyaç duyduğu enerjinin temin edilmesini güvence altına alabileceği gibi ileride kendine ciddi sorunlar teşkil etmesi muhtemel rakiplerini de kontrol altına alabileceğini düşünüyordu.
Dünya enerjisinin %64'ünü oluşturan Ortadoğu ve Hazar denizinin petrol ve gaz yataklarının önemi, Amerika'nın dünyada kendi global hegemonyasını istikrara kavuşturmak amacıyla Ortadoğuda kendi çıkarlarına uygun siyasi, ekonomik ve kültürel alt yapıyı oluşturmak için Büyük Ortadoğu Planı BOP'u gündeme getirmesine sebep olmuştur. BOP planının hayata geçmesinin ilk adımı ise 1990 yılında İran karşısındaki savaştan yenilgiyle çıkan Irak Baas rejiminin Kuveyt'e saldırısı ile atılmış oldu ve Amerika'nın başta Irak olmak üzere genelde Ortadoğu bölgesinde yeni stratejisinin başlangıcı 11 Eylül 2001 olayıyla olaylar cereyana sokuldu.
İkinci sahne:
Olayların tahakkuk hızının başka yerlere oranla daha fazla olduğu dünyanın en önemli bölgelerinden biri kuşkusuz Güney Batı Asya bölgesidir. Bu bölgedeki İslami ve Arap ülkelerini son bir kaç on yılın bilhassa da son beş yılın en hızlı gelişmelerinin odak noktası nitelemek gerekir.
Bu bölgedeki olaylar başta bölge ülkelerinin kendisi olmak üzere tüm dünya için büyük bir öneme haizdir. Dünyanın büyük güçleri bu bölgenin sahip olduğu ekonomik, askeri ve jeopolitik önemden dolayı dünyanın bu noktasının kontrolünü ele geçirmeye ve kendi sultaları altına almaya büyük bir özen göstermiş ve halen de göstermekteler. Hatta bu uğurda hiç bir girişim ve eylemden de kaçınmamaktalar.
Bu bölgede cereyan eden krizler, ihtilaflar, çatışmaların ise yabancı güçlerin bilhassa da batılı güçlerin bu bölgeye müdahalelerinin bir ürünü olduğunu söylemeye ise hiç hacet yoktur.
Üçüncü sahne:
İşte BOP planı ve daha sonra ise Genişletilmiş Ortadoğu planı yıllardır inişli çıkışlı bir vaziyette Amerika ve uşakları tarafından Ortadoğu bölgesinde gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Fakat Lübnan ve Filistin'de direniş ekseni ile Suriye, Irak ve İran oluşturdukları kuşak sayesinde sultacı güçlerin bu yayılmacı BOP planının ilerlemesini durdurmuş ve bir açıdan ABD, Siyonist İsrail rejimi ve bazı batılı devletlerinin ifşa olunmuş bu gizli planını önünde ciddi bir engele dönüşmüş bulunmaktadır. Suriye ordusu ve halkı son 7 yıl içinde kendilerinden beklenmeyen bir direniş ve gayret içinde olmuş ve artık bu ülkede IŞİD terör örgütünce işgal edilmiş toprakların büyük bölümünü yeniden ele geçirmiş ve şu anda da terörizme ve destekçilerine son darbeyi indirerek IŞİD'in son kalesi Deyr'uz Zur'un kontrolünü de tamamen ele geçirmek üzeredir.
Irak, Kuveyt, Katar, Arbistan, Ürdün ve bölgenin petrol ve gaz yataklarına sahip öteki ülkelerinde ABD ve müttefiklerinin bu fitneci, bölücü siyasetlerini görmek mümkündür. zira bu ülkelerde etnik ve dini ayrışımları ön plana çıkararak toplum ve ülkelerin milli bütünlük ve birliğini yok etmeye ve neticede bu ülkeleri küçük parçalara ayırmaya çalışıyorlar. Şimdi ise bölgede yeni bir kaosun temelini atarak Irak Kürdistan bölgesinin Irak'tan bölünmesi hedefiyle yerel Kürt yönetimi tarafından sözde bağımsızlık referandum meselesini gündeme getirmiş bulunmaktalar. Sözde bu plandan Kürtlerin bağımsızlık ve haklarının temin edilmesi iddia edilmekte ama bunun bölgede çıkarılmak istenen yeni bir fitne tohumu olmaktan başka bir şey olmadığını artık bilmeyen yoktur. Irak halkı ve devleti böyle bir plana karşı olduğu gibi Irak'ın komşuları ve öteki bölge ülkeleri de yerel Kürt yönetiminin bu kararına şiddetle karşı olup buna kesinlikle izin vermeyeceklerini ve bölgede ikinci bir İsrail rejimi kurdurtmayacaklarını bildirmekteler. Zira halı hazırda Irak Kürdistan bölgesinin Irak'tan ayrılmasının tek resmi savunucusu siyonist İsrail rejimi olup bu hususta elinden gelen her yardımı yapacağını resmen ilan etmiştir.
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ise bu hususta Irak Kürt yerel yönetimini ciddi olarak uyararak referandumun düzenlenmesinin gerçekte Irak ordusu ve halk direniş güçlerinin IŞİD terörizmine ve destekçilerine karşı kazandığı son zaferin etkisizleşmesi ve bir iç savaşın çıkmasına sebep olacağını bildirmiştir
Son Sahne:
BOP Planı tasarımcıları tüm bölgenin yok olması pahasına kendi çıkarlarının ve stratejik konumlarının korunmasına çalışmaktalar ama acaba bölge halklarının iradesi buna izin verecek mi? Bekleyip görmek gerek.
19 Eylül 2017 - 03:51
News ID: 855104

Yıllar önceydi ilk kez büyük Ortadoğu BOP planı gündeme getirilmişti