9 Ekim 2018 - 03:44
Diplomatlara sorduk: Suudi krizinde Türkiye ne yapacak?

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldürüldüğü iddiaları, Türkiye’nin ne yapacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Emekli büyükelçiler, konsolosluk çalışanlarının tam dokunulmazlığa sahip olmadığını bildirdi.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldürüldüğü iddiaları, Türkiye’nin ne yapacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Emekli büyükelçiler, konsolosluk çalışanlarının tam dokunulmazlığa sahip olmadığını bildirdi.

Washington Post yazarlarından Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına girdikten sonra bir daha çıkmaması, cinayet iddialarını beraberinde getirdi. 1963’te imzalanan Viyana Sözleşmesi’ne göre, konsolosluk çalışanlarının işledikleri suçlardan yargılanabileceklerini belirten emekli büyükelçiler, iddiaların doğrulanması durumunda Türkiye’nin yapması gerekenleri Aydınlık’a anlattı...

EXEQUATOR ÇEKİLEBİLİR

Emekli Büyükelçi Onur Öymen: “Son derece üzüntü ve dehşet verici bir durumdur. Diplomatik ilişkilerle ilgili 1961, konsolosluk ilişkileriyle ilgili 1963’te imzalanan Viyana Sözleşmesi var. Bu sözleşmede konsolosluk yetkililerinin diplomatik muafiyetlerden tamamıyla faydalanmalarına ilişkin bazı kısıtlamalar var. Görevleriyle ilgili konuların dışında tam dokunulmazlıkları yok. Bir ağır suç işlerlerse, yargılanmaları mümkündür. Konsoloslukların dokunulmazlığında da, esas olarak konsolosluk göreviyle ilgili bir muafiyet var. Yani misafir bir devletin konsolosluk işi yapmasına engel olamazsınız, ama ağır bir suç işlenmişse, yetkileriniz var. Peki ne olabilir? Yapılacak işlerden bir tanesi şu: Exequator denilen bir belge verilir konsoloslara, bu belgeyi geri çekme hakkınız var. Daha büyük bir suç ise ‘istenmeyen şahıs’ ilan etme hakkınız var. Ülkeyi terk etmesini isteme hakkınız var. Bunlar, eğer yargıda bir sorumluluğu çıkarsa, kullanılabilecek usullerdir.

Başkonsolosluğun sorumluluğu altında cinayet işlendiği iddiası, son derece ciddi bir iddiadır. Bunun Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerine de etkileri olması kaçınılmazdır. Bundan çok daha hafif olaylarda devletlerin nasıl tepki gösterdiklerini görüyorsunuz. İngiltere’de Rus ajanları iki kişiyi zehirledi diye kaç tane Rus diplomatı sınır dışı ettiler. Devletin bu konuya mutlaka sahip çıkarak, sonuçlandırması lazım.”

SUUDİLERİN SORUNU

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: “Şunu unutmayalım, bu bir Türk vatandaşı değildir, bir Suudi vatandaşıdır ve ne olduysa Suudi Arabistan topraklarında olmuştur. Buraya Türk yargısının müdahale etme şansı yoktur. Çünkü bir Suudi vatandaşına Suudi makamlarınca ne yapılmışsa yapılmıştır. Esas olarak Suudi Arabistan’ın sorunudur. Ayrıca Suud ailesinin bir ferdidir.

Suudi Arabistan’ın PKK / PYD’ye verdiği destek, İsrail’le işbirliği, Körfez’deki İran düşmanlığı, Amerika’nın adeta ayrılmaz parçası gibi davranması vs. bunları alt alta yazın. Türkiye ile Suudi Arabistan arasında zaten çok sıcak bir ilişki yok şu anda. Ama bütün bunlara rağmen, Suudi Arabistan’la ilişkimizi daha çok bozmamızı gerektirecek bir sebep de yok. İnsani olarak olay çok vahimdir ama siyasi ve hukuki açıdan baktığınızda bir devletle vatandaşı arasındaki sorundur. İkincisi siyaseten nereye kadar gidebileceğinizi düşünmeniz gerekir.

İDDİALAR DOĞRUYSA SINIRDIŞI YAPILMALI

Emekli Büyükelçi Öztürk Yılmaz: “İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda vuku bulduğu iddia edilen, Suudi Arabistan yönetimine muhalif olan gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili husus, çok vahimdir. İddialar korkunç. Eğer bu doğruysa, mutlaka yaptırımları olması gerekir. Türkiye, bir üçüncü dünya ülkesi değildir. Konsolosluk ilişkilerini düzenleyen 1963 Viyana Sözleşmesi uyarınca, ev sahibi ülke ile gönderen ülkenin de bazı sorumlulukları vardır. Türkiye’de böyle bir cinayetin işlendiğinin tespit edilmesi, sözleşmenin ihlal edilmesi demektir, bunun siyasi yaptırımlarının olması gerekir.

Hatırlayacaksınız bir süre önce, Rusya’nın Londra’da bazı vatandaşlarına karşı siyasi cinayet işlediği gündeme gelmiş, başta İngiltere olmak üzere ABD ve pek çok Avrupa Birliği üyesi ülke, Rusya diplomatlarını ülkesinden sınırdışı etmişlerdi. Eğer Kaşıkçı cinayeti doğruysa, o zaman bu konuda sadece Türkiye’nin adım atması yetmez, bu sözleşmeye taraf olan diğer ülkelerin de benzer adımları atması gerekir. Türkiye’nin böyle bir konuya muhattap olması bile ciddi manada sorgulanmalıdır. Suudi Arabistan’ın bu konuda yeterince açıklama yaptığını duymuyoruz. Yetkililerimizin de bu konuyu araştırıp kamuoyu ile paylaşmaları ve adım atmaları lazım. Viyana Sözleşmesi’ni ihlal edenler, Türkiye’de barınamaz.”

Ekler