AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : parstoday
Salı

21 Nisan 2020

02:26:23
1027960

Biyolojik Savaş Ve Yeni Dünya Düzeni

Hüseyin Yazıcıoğlu Araştırmacı-Yazar

Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA - Onlar, düzen kuruyorlar.

Onlar, yenidünya düzenlerini kurmaya çalışıyorlar.

Onlar, iktidar üstü iktidar, devlet üstü devletler.

Onlar, dünyayı açlık, yokluk, zulüm ve katliamla terbiye eden, yöneten sermayedarlar.

Onlar, kendilerini ilahlaştırıp, insanları köleleştiren Nemrut ve Firavunlar.

Tıpkı bundan yetmiş yıl önce ikinci dünya savaşı sonrası kurdukları düzen gibi (NATO, Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Bankası, Amerikan Merkez Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Kredi Kuruluşları, Avrupa Birliği vb.) şimdi yeniden kendi düzenlerini kurmaya çabalıyorlar.

Birinci dünya savaşında sömürgeleri ile birlikte sivil-asker katlettikleri 38 milyon insanın kanı onlara yetmedi.

İkinci dünya savaşında katlettikleri/öldürdükleri sivil-asker insan sayısı 74 milyona ulaştı.

Bu insanlık tarihinde yaşanan en büyük katliam, vahşet ve trajediydi.

O günkü yaklaşık 3 milyar dünya nüfusunun kırkta birini katlederek yok ettiler.

Düzen ve hâkimiyetlerini kurarken insanın hiçbir değerinin olmadığını gösterdiler.

Buda yetmezmiş gibi vahşiliklerini savaş sonunda Japonya’yı teslim almak için Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine bir hafta içinde attıkları iki atom bombası ile gösterdiler.

Hiroşima da bir-kaç dakikada 80 bin kişiyi, daha sonraki süreç de radyasyondan kanser olanlarla birlikte 200 bin kişiyi öldürdüler.

Bir hafta geçmeden bu sefer Nagazaki şehrine attıkları atom bombası ile ilk anda 74 bin kişi sonraki süreçte hasta olanlarla birlikte 143 bin kişi öldü.

Onların elindeki kan zaten hiç kurumamıştı.

Amerika kıtasında 80 milyon Kızılderili’yi, Afrika kıtasında 100 milyon yerli insan katledip, 35 milyon insanı köleleştiren onlardı.

Yine onlar Avusturalya yerlisi 300 bin Aborjini, Asya da 15 milyondan fazla halkı katlettiler. Avrupa’nın tam ortası Bosna da 1992-95 yılları arasında 200 bin insanı katledip, 2 milyon insanın evlerini-barklarını, çocuk, kadın, yaşlı demeden bombalayarak yerle bir ettiler, yurtlarından sürdüler.

Daha dün, Afganistan, Irak, Suriye, Ortadoğu, Filistin, Lübnan, Libya, Mısır, Yemen de on milyonlarca aç, açık, yoksul, yetim, mazlum, mustazaf insanı öldürdüler, katlettiler, evlerinden, yurtlarından sürdüler, göç ettirdiler, zulmettiler, hala katletmeye devam ediyorlar.

Katlettikleri insan sayısının bilinenden çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Daha ne vahşetler, katliamlar, zulümler…

Bütün bu katliamları kendi düzenlerini kurmak/korumak için yaptılar/yapıyorlar.

 

Ama nafile.

Amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah sayarak akıttıkları masum kanlar üzerine kurdukları düzen yıkılmak üzere.

Akıttıkları kanda boğuluyorlar, çırpındıkça batıyorlar.

Yok olmak üzereler.

Son çırpınışlarından virüse tutunarak kurtulmaya çalışıyorlar.

Ürettikleri biyolojik silahlarıyla ya kendilerinin istediği dünyayı yeniden kuracaklar ya da bütün insanlığı katledip yok edecekler.

Tıpkı ikinci dünya savaşında attıkları atom bombaları ile öldürdükleri insanların üzerine inşa ettikleri düzenleri gibi.

Biyolojik silahlarını kendilerince kontrollü buluyorlar!

Çünkü istedikleri gibi kodladıkları biyolojik silahlarla; insanları, ırkları, cinsleri, yaşları, ülkeleri katledebileceklerini düşünüyorlar.

Aslında öncelikle katliamları ve dünyayı şekillendirmek için düşündükleri nükleer silahtı.

Ama muhaliflerinde de nükleer silahın olması, onların da bu silahı kullandıklarında istemedikleri/kontrol edemeyecekleri bir sonucun ortaya çıkabileceğini öngördüler.

On yıllardır kendi kontrollerinde, kodlayabildikleri biyolojik silahın peşindeydiler.

Biyolojik silah kurmak istedikleri yenidünya düzeninin garantisiydi.

Yaklaşık son otuz yılda kendi halkları ve dünyanın birçok bölgesinde insanları, beşeri ırkları yok etmek için onlarca biyolojik silahı denediler, kullandılar.

Genetiği değiştirilmiş virüsler, doğal zehirler ve benzeri maddelerden biyolojik silahlar geliştirdiler. HIV virüsü kaynaklı AIDS hastalığı, 32 milyondan fazla ölümün olduğu tahmin ediliyor ve ölümler hala devam ediyor. Ebola virüsü, yaklaşık 15 milyon insanın öldüğü tahmin ediliyor. SARS sendromu, Sifilis ve Sıtma hastalığı, Haşereler, Dang Humması, H5N1 Kuş gribi, Hanta virüsü, Şarbon, Domuz gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Koronovirüs Veba vb.

Son koronovirüs biyolojik silahı ile saldırıları şüphesiz nihai saldırıları olmayacak.

Geçmişte olduğu gibi kontrol ve etki alanı ile ilgili veri geri dönüşleri ile nihai savaşa hazırlanıyorlar.

Bu virüs saldırısında dünyada 65 milyon insanın öleceğini öngörüyorlar.

Yaptıkları ve yapacakları katliamları gizleme gereği bile duymuyorlar.

2010’lu yıllarda yedi milyar olan dünya nüfusunun çok olduğunu, dünyanın kontrollerinde ve sözde refah içinde olabilmesi için bir milyar nüfusa indirilmesi gerektiğini söylediler.

Bu gün sahada uygulamaya koydukları yeni korona biyolojik silah saldırısı ile bu güne kadar dizayn etmeye çalıştıkları küresel kapitalist sistemde bir ileri aşamaya geçmek ve hedeflediklerine biraz daha yaklaşmak istiyorlar.

Biyolojik silahla yenidünya düzeni kurmak isteyenlerin hedefleri ile yaşanan süreci şöyle özetleyebiliriz;

1)      Dünya nüfusunu kontrol edebilecekleri bir seviyeye indirmek istiyorlar.

2)      Kontrollerindeki ülkelerin belini büken, gelirlerinin büyük bir bölümünü tüketen, emekli ve yaşlı sağlık harcamalarının önüne geçmenin hesabını yapıyorlar.

3)      Yokluk ve zorlu yıllar geçirmiş, hayatlarında deneyimli, tecrübeli, birikimli, sağduyulu ve akli hareket eden çoğunlukla yönetici ve lider konumlarında olan X kuşağı; teknolojiye geçiş sürecinde doğan, hayatlarında deneyim kazanma yolunda ilerleyen ve bir kısmının iş hayatının başlarında, bir kısmının ise ortalarında yer alan Y kuşağı; teknoloji ile doğanlar ve bu süreç içinde büyüyüp lise hayatlarının son yıllarına doğru olan kontrollerindeki Z kuşağı.

Bunlar dünyaya düzen ve yön vermeye çalışanların yaptıkları kategorizedir.

Amaç, tamamen kendi kontrolünde doğan ve yetişen, hiç kimsenin etkisi ve yönlendirmesinde kalmayacak neslin DNA’sını çıkarmaktır. Böylece; onların ne yemesi, içmesi, giymesi, düşünmesi gerektiğini bağımlılaştırdığı teknolojik aletlerle/sosyal medya araçları ile onlara söylemektedirler. Yani kontrolün tamamen kendilerinde olmasını, robot bir nesil yetiştirmek, geçmişle gelecek bağını kesmek istemektedirler. Peki, buna kim engel olmaktadır. Tabii ki tecrübe, birikim ve akli hareket eden X ve birazda Y kuşağı. Onlar özellikle X kuşağın kendi projelerini geciktirdiğini düşünmekte, hedeflerine engel olarak görmektedirler. Kuşak çatışmalarını, Aile çocuk ilişkilerinde sıkıntıları, özellikle genç nesilde şiddete, uyuşturucuya meyili, toplumdan kendini soyutlamayı, Narsizimi, bireyselliği, toplumdaki sosyal patlamaları açıkça destekliyorlar.

4)      İnsanın doğal/fıtri yapısını bozarak, insanlıktan uzaklaştırarak, iyi, güzel, doğru, hak, adalet, açı, keder nedir bilmeyen, duyarsız, sorgulamayan, akletmeyen, itiraz etmeyen, sürü psikolojisi ile hareket eden insanlar yetiştiriyorlar. Okuyup araştırarak, bilgi ile değil taklit/görsel öğrenen, emeğini sömürebileceği, kesin itaat eden, ucuz iş gücü, yalnız tüketen, kendi kontrolünde, tabi olacak, bağımlı, sadık nesiller/robotlar yetiştirmek istiyorlar.

5)      Kontrollü olarak ürettikleri/uyguladıkları/saldırdıkları Koronovirüs sürecinde dünyaya yön verdikleri sektörlerden olan ilaçta, ekonomik olarak yüksek kazanımlar elde etmek istiyorlar.

6)      Tamamen kendi kontrollerinde bulunan dünya finans ve ekonomik sisteminde kriz ve kaos yaratarak; banka, şirket ve ülkeleri iflas ettirip batırmak, onları ucuza kapatarak satın almak veya yüksek faizle kredi vererek bağımlı hale getirmek, yüksek kazanç sağlayarak sömürmek, daha çok zenginleşmek istiyorlar.

7)      Dünyayı fakirleştirerek kendine muhtaç etmek, işsizleşen kalabalıkları tamamen kendilerine bağımlı, ucuz iş gücü, köle haline getirmek istiyorlar.

8)      Yarattıkları krizle ekonomisi zayıf olan ülkelere yüksek faizle borç vermek, altından kalkamayacağı, ödeyemeyeceği borcun altına sokarak ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerine/değerlerine el koymak, sömürmek istiyorlar.

9)      İnsanların ceplerinde ki kontrol edemediği nakit parayı tamamen ortadan kaldırmak, sanal paraya çevirmek, tüm paranın kendi kontrol ve inisiyatifinde olmasına çalışıyorlar.

10)  Küreselleşme, iletişim, bilgi teknolojileri ve siber dünya ile insanların yaşamına hakim olmak, cip takarak beyinlerini ele geçirmek, kontrolü sağlamak, direneni yok etmek istiyorlar.

11)  Narsizm ve bireyselliği özendirip topluma hâkim kılarak, insanların var olma nedenini, aile ve toplumsal yaşama katkı becerisini yok ederek tek insan yaratmanın önündeki bütün engelleri kaldırmaya çalışıyorlar.

12)   Devletlerin sanal dünya üzerindeki denetimlerini arttırarak insanların özel yaşam alanlarını, mahremiyeti ve ifade özgürlükleri yok etmek istiyorlar.

13)  Kendilerinin kurduğu yenidünya düzenine destek veren, kendi kontrollerindeki yazarların, çizerlerin, düşünce insanlarının, sivil toplum kuruluşları ve medyanın varlığını sürdürüp, farklı görüşteki muhalif insanların, örgütlerin ve yapıların söz söylemesine, yaşamasına müsaade etmeyeceklerdir.

14)  Kendi kontrollerindeki dünya düzenine uyan, destek veren, emir dinleyen, yerli işbirlikçilerin, sömürüye açık devletlerin/ülkelerin varlığına müsaade edilecek, yoksa yaşamasına müsaade edilmeyecektir.

15)  Devletin rolünü arttırıp milliyetçi akımları, ulus devletleri destekleyerek totaliter sistemlerin güçlenmesini sağlamaktadırlar. Böylece kendi yörüngesine alacağı devletleri güçlendirerek ülkelerindeki sermaye gruplarının varlıklarını güvence altına almak istemektedirler. Bu süreçte zaten olmayan demokrasiden hiç söz edilmeyecektir.

16)  Bu güne kadar Amerika-Avrupa maskesi altında dizayn ettiği, katlettiği, sömürdüğü maskeyi çıkarıp, kurmayı düşündüğü yenidünyayı başka bir maske altında düzenlemeyi, yönetmeyi düşünmektedir. Amerika ve Avrupa’nın yarınını/geleceğini meçhul görmektedir.

17)  Virüs krizi sürecini ve faciaları yönetmekte beceriksiz yönetimler el çektirilecektir.

18)  İnsanların; dünyaya, demokrasiye, liberalizme, dine, medeniyete, insani değerlere bakışı değiştirilecektir.

19)  Bugüne kadar yapıldığı gibi din sekülerleştirilerek tamamen tahrif edilecektir.

20)  Onların sanayileri için elzem olan ama çoğunluğu muhaliflerin elinde olduğu için kontrol etmekte güçlük çektikleri ve masraflı gördükleri petrol, doğal gaz ve enerji sektörü hasara uğratılacak, fiyatlar tarihte görülebilecek en dip seviyeye düşürülecektir. Böylece hem enerjiyi ucuza elde etmiş hem de yer altı kaynaklarını ellerinde bulunduran, aynı zamanda kendilerine rakip ve başkaldıran muhalif güçler de terbiye edilmiş olacaktır.

21)  Dünya daha hızlı silahlandırılarak (mekanik, teknolojik, kitle imha silahları; kimyasal, nükleer, biyolojik, hidrojen ve atom bombası ile) ittifaklar güçlendirilecektir.

22)  Bireysel silahlanma bütün dünyada özendirilecek/yaygınlaştırılacak, kanuni engeller ortadan kaldırılacak, hem kontrollerindeki silah kartelleri para kazanacak hem de yeni kuracakları dünya düzenine gelebilecek bir tehlike kendi kontrollerindeki sadık, bağımlı nesiller/robotlar/bireyler tarafından bertaraf edilebilecektir.

Bu süreçte en çok korktukları, hâkim oldukları dünya düzenin kontrollerinden çıkması.

Ekonomik savaşlar, sosyal patlamaların önünün alınamaması, kontrollerindeki ittifakların çökmesi, küresel kapitalist sömürü ve baskıya karşı artan ayaklanmalar, yükselen özgürlük sesleri ve talepleri, projelerinin sekteye uğraması, aç, açık, yoksul, yetim, mazlum ve mustazaf halkların güçlü mücadelesi,  direniş cephelerinin güçlenerek çıkar ve menfaatlerini sekteye uğratması, varlıklarını tehdit etmesi, onlar açısından işlerin hiç de iyiye gitmediğinin göstergeleri.

Biyolojik savaş menfaatleri doğrultusunda gelişip ilerlerken, dünyadaki gelişmeler süreç sonunda dünyanın eski dengeler ve düzen üzerinde kalmayacağını da göstermekte.

Hesaplayamadıkları, öngöremedikleri bir son onları beklemekte.

Ama şu da bir gerçek ki; artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

“Onlar düzen kuruyorlar.

O’da düzen kuruyor.

Şüphesiz ‘O’ düzen kuranların en iyisidir.”

.............
340