AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Pars Today
Pazartesi

18 Mayıs 2020

07:21:49
1037847

İslam Cumhuriyeti kurucusu rahmetli İmam Humeyni Siyonist Rejim İsrail ve Amerika'nın hedeflerinden ve mahiyetinden haberdar olmasından dolayı Ramazan ayının son cumasını Kudüs günü olarak adlandırmıştır.

Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA - Bu çerçevede Rahmetli İmam Humeyni şöyle buyurmuştur: " Kudüs günü sırf Filistin günü değildir.  Süper güçlere  artık İslami topraklarda ilerleyemeyeceklerini göstermek günüdür.  Kudüs günü  tüm süper güçlere  İslam'ın artık sizlerin sultası altında olmadığını, sizlerin kötülükler ile dolu amelleriniz ile yönetilmeyeceği uyarısının yapıldığı gündür.  Kudüs günü İslam'ın hayat bulma günüdür. "

Şimdi de Kudüs'ün kaderi tarihi ve kritik bir geçitten geçmektedir.   İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise  Filistin melesi, Yemen'deki kanlı savaş, Batı Asya ve Afrika Kuzeyin'deki İslam dünyasının sorunlarının  İslam ülkelerinin bir birleri ile uzlaşmaması ve ortak düşman karşısında birleşmemesinden dolayı olduğunu hatırlatarak şöyle buyurdular:" Bugün İslam aleminin en büyük musibeti, Filistin meselesidir. Şimdi de bir milleti evinden vatanından etmişlerdir. "

İran İslam Cumhuriyeti ise Dünya Kudüs Gününü tanıtarak mazlum Filistin halkını desteklemek, bölgesel güvenlik ve istikrarı korumak ve de Amerika ve Siyonist Rejim İsrail'in tek yanlı tefrikacı girişimleri ve siyasetlerini kınamak istedi. İran İslam Cumhuriyeti  Batı Asya'da kapsayıcı ve adil bir barışın Filistin topraklarının işgaline son verilmesi, Filistin milletinin kendi kaderlerini belirleme dahil haklarını geri almaları, mültecilerin topraklarına dönmesi ve Kudüs başkentliğinde üniter bir Filistin devletinin kurulmasına bağlı olduğunu düşünüyor.  Bu çerçevede Filistin topraklarında eskiden beri yaşayanların katılımı ile referandum düzenlenmelidir. Buna Mülsümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler dahildir.  

Bu çerçevede İran İslam Cumhuriyeti, Filistin milletinin işgalci Siyonistlere karşı direnişi sürecinde Filistin halkı yanında yer almıştır.  

İran İslam Cumhuriyeti anayasası da  bu alanda şeffaflık adına vurgularda bulunmuştur.   Bu çerçevede bazı ilkelerde bu hususa işaret edilmiştir. İran İslam Cumhuriyeti anayasasında  Müslümanların haklarının savunulmasına, müstekbirler karşısında mustazafların desteklenmesine ve de hürriyet yanlısı hareketlerin desteklenmesine vurgu yapılmıştır.    

Buna esasen  İran İslam Cumhuriyeti anayasasının 154'üncü  ilkesinde tüm Müslümanların haklarının korunması, mustazafların müstekbirlere karşı mücadelesine destek verilmesi dış siyasetin bir parçası olduğu açıklanmıştır.

Bu ilkeler ise  İran İslam Cumhuriyeti'nin  tüm mustazaf ve acı çekmiş milletlere yardım etmekle mükellef olduğu ve zulümlere karşı özellikle de Müslümanlara karşı zulümlere sessiz kalmaması zaruretini gözler önüne sermektedir.  

Emperyalizme karşı mücadele ve mazlumların savunulması  İran İslam İnkılabının önemli sloganlarındandır.  Mevcutta da bu ülkülerin korunması ve tutulması  İslam İnkılabının İkinci Adımı sürecinde öncelikli konulardandır.  

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise İslam İnkılabının İkinci Adımı başlıklı bildirisinde bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuşlardır:" İslam İnkılabı şecaat ile mustazafları ve mazlumları savunmuştur. Bu devrimci  mertlik ve delikanlılık, bu sadakat, açık sözlülük ve iktidar, bu küresel ve bölgesel davranma şekli, mazlumların yanında yer alma yaklaşımı İran ve İranlıların onur kaynağı olmuş ve hala da olacaktır. "

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ayrıca  Filistin İslami Direniş Hareketi siyasi büro başkanı İsmail Hanye'nin Nisan 2018'de İran milletinin desteklerine teşekkür mektubuna cevaben İran İslam Cumhuriyeti'nin her daim Filistin'in tam olarak desteklenmesine vurgu yaptığını açıkladı.

İslam İnkılabı Lideri bu hususta şöyle bir hatırlatmada da bulundu:" Filistin melesi ve hakları ayaklar altına alınan, ana topraklarından olan bir milletin meselesi hiçbir zaman unutulamaz.   Direniş, günümüzde geçmişe göre daha yüksek kapasiteli ve kabiliyetlidir. Özellikle de saldırganlar ve Siyonist Rejim İsrail karşısında dik durmuş ve hiçbir zaman Siyonist Rejim'in şeytani hedeflerine ulaşmasına izin vermeyecektir. "    

Doğal olarak  Amerika ve Siyonist Rejim İsrail cinayetleri karşısında sessiz kalmak ve pasif duruş sergilemek insanlığın ziyanına olacaktır.

Amerika elebaşılığındaki küresel emperyalizm   yeni Ortadoğu projesi ve stratejisini hazırlayıp vekalet savaşları ile  İslami ülkeleri dağıtıp parçalayarak mezhep, etnik, milliyet üzerinden tefrikalar, dini ve etnik çatışmalar yaratarak şom hedeflerine varmak istiyor.    

Bu doğrultuda Amerika'nın tek yanlı,  müdahaleci, zalimane ve Siyonist Rejimi her halükarda destekleme siyasetleri  mazlum Filistin halkının haklarının ihlal edilmesine yol açmıştır. Amerika başkanları ise  farklı şekillerde  Siyonist Rejim İsrail rakiplerinin ve karşıtlarının güçlenmesini önlemek istemişlerdir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise bu gerçeğe açıklık getirerek emperyalistlerin para ve silaha dayanarak Amerika ve İsrail'in hedeflerini gerçekleştirmek için çabaladığını bu süreçte tek mücadele yolunun  cesaretli bir şekilde direnmek olduğuna vurgu yaptılar.    

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu hususta şöyle buyurmuşlardır:"   Filistin milleti ve örgütleri özverili cihatla Amerika ve Siyonist Rejimi zorda bırakıp  tüm İslam dünyasının bu cesaret dolu direnişe destek olmasını sağlamalıdır. "  

İslam İnkılabı Lideri Direnişin günden güne bölgede sahayı emperyalistlere zora dönüştürdüğüne değinerek şöyle bir vurgu da yaptılar:" Filistinli silahlı örgütlerin direnişe devam edeceklerini düşünüyoruz. İslam Cumhuriyeti de  bu Filistinli gruplara destek vermeyi görev olarak görüyor. Bu yüzden  elinden geldiğince destek verecektir. Bu destek İran milleti ve İslami düzenin talepleri doğrultusundadır. "  

Bu gerçeklerden yola çıkarak  İran İslam Cumhuriyeti de  Filistin meselesini dünya siyasetinin en öncelikli meselesi olarak görüyor. Bu çerçevede herkes Filistin milletinin kurtarılması ve hürriyete kavuşmaları için mücadele edip çaba göstermelidir.  

Bu sene de Kovid 19 pandemisine rağmen  Kudüs günü  İslami uyanış ve  Amerika- İsrail'in rezil rüsva edildiği güne dönüşecektir.

   

Kudüs, Dünya Müslümanlarının ilk kıblesi, binlerce Müslüman Filistinli mültecinin vatanıdır. Cinayekar Siyonistler ve genel olarak da küresel emperyalizmin 1948 yılında  vatanlarını terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin ana topraklarının merkezidir.  Bu tarihten sonra Filistin işgalci Siyonist Rejim tarafından tamamen sulta altına girmiştir.

Rahmetli İmam Humeyni ise  mübarek Ramazan ayının son cumasını Dünya Kudüs Günü olarak adlandırarak  gerçekte İslam alemi ve tüm adalettalepleri  mazlum Filistin halkını desteklemek doğrultusunda kapsayıcı bir harekete katılmaya çağırmıştır.  

Bugün Kudüs, büyük bir komplonun merkezinde yani Yüzyılın Anlaşmasının  hedefinde yer almıştır.   Yüzyılın Anlaşması Amerika hükümeti ve Siyonist Rejimin önerisi ve Suudi Arabistan'ın destekleri ile İsrail-Filistin sorununun sözde çözülmesi hedefi ile öne sürülmüş ve asıl hedefi İsrail'in Müslüman ülkeler ile ilişkilerinin normalleştirilmesi olmuştur.       

Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde mülteciler için sunulan çözüm yolu ise mültecilerin Filistin dışında vatan seçmeleridir. Böylece Filistinli mültecilerin anatopraklarına geri dönme hakkı da hiçe sayılmıştır.

Bu anlaşmanın asıl hedefi de Siyonist Rejime meşruiyet kazandırmak ve 1967 sınırları içerisinde Filistinlilere sınırlı bir hakimiyet bırakılmasıdır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise Hac Örgütü sorumluları ile görüşmesinde  düşmanların özellikle de Müslümanların Filistin meselesi hususundaki hassasiyetine odaklandığına vurgu yaparak şöyle bir hatırlatmada bulundular:"  Şimdi de Amerikalılar  Filistin hususundaki şeytani siyasetlerini Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırmışlardır.   Ancak  bilsinler ki ilahi fazl sayesinde Yüzyılın Anlaşması hiçbir zaman gerçekleşmeyecek ve Amerika devlet adamları Filistin meselesinin unutulmayacağını ve Kudüs'ün Filistin'in kalıcı başkenti kalacağını göreceklerdir. "   

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei  Filistin milletinin  bu komplo karşısında duracağına ve Müslüman milletlerin   Filistin halkının yardımına koşacağına vurgu yaparak şöyle bir açıklamada bulundular:"   Tabii İslam'a hiç de inanmayan kimi İslami ülkelerdeki yönetimler ahmaklık, cehalet ve dünyevi düşkünlükler yüzünden Amerika'nın fedaisi olmuşlar ancak  ilahi tevfik sayesinde, İslami ümmet ve Filistin milleti düşmanlarına galip gelecektir. Onlar da sahte İsrail rejiminin Filistin topraklarından kökünün kazınmasını görecekler.  "  

Amerika Siyonist Rejim İsrail'in en büyük hamisi olarak  her daim Siyonist İsrail'in güvenliğini sağlamaya ve bu rejimi güçlendirmeye yönelmiştir. Amerika bu hedefine varmak için  ülkelerin siyasal, ekonomik ve kültürel yapılarına nüfuz etmek istiyor.

Geçmişe dönük baktığımızda da Siyonist Rejimin Amerika destekleri ile Kudüs'e tam sulta kurmak hayalleri kurduğu görülmektedir. Bu çerçevede Siyonist Rejim İsrail Filistin topraklarının asıl sahiplerini evinden barkından ederek, evlerine el koyarak, yerleşim yerleri inşa edip demografik yapıyı değiştirerek İslami kutsal mekanları ve eserleri yıkarak ve Mescid-i Aksa'ya hürmetsizlik yaparak  bu sinsi siyasetlerini uygulamaya çalışmıştır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise  Allah Resulü Hz. Muhammed saa'in ve Hz. Cafer-i Sadık as'ın  mübarek doğum yıldönümünde  üç erk başkanları, yöneticiler ve sorumlular, İslami ülkelerdeki  büyükelçiler ve İslami Birlik Konferansı konukları ile görüşmelerinde yaptıkları konuşmada  Amerika Siyonist Rejim ve onlara bağlı gerici ve kukla yönetimleri dönemin Firavunları niteleyip   onların  İslami ümmette savaş ve ihtilaf yaratma çabalarına değinerek  şöyle buyurdular:"   Kimi Amerikan siyasetçiler kasıtlı veya kasıtsız olarak Batı Asya'da savaşların ve çatışmaların ve İslam dünyasının kana bulanmasının böylece İslam dünyasının ilerleyişinin önlenmesinin  Siyonist Rejimin  güvenliği için devam etmesini itiraf etmişlerdir. "

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise bu hususta şöyle bir açıklamada da bulundu:" Filistin meselesi  günümüzde İslam ümmetinin tüm siyasi meselelerinin başında gelmektedir.  Herkes  ise Filistin milletinin kurtarılması ve hürriyeti için  çaba göstermeli mücadele etmelidir. "

Gerçekte  Filistin milleti işgalcilere karşı topraklarını savunmak için şimdiye dek ağır bedeller vermişlerdir. Bundan sonra da daha kararlı bir şekilde direnişe devam etmek istiyorlar.  

Bölgede son onyıllarda devrimci ve Siyonist karşıtı hareketlerin gerçekleşmesi ise  Kudüs gününün kurtarıcı ve adalettalep mesajlarının küreselleşmekte olduğunu gösteriyor.  Bu hareketin  direniş hareketinin yanı sıra devam etmesi  kesinlikle  Filistin milletinin  haklarının Yüzyılın Anlaşması aracılığı ile ayaklar altına alınmasına izin vermeyecektir.    

Kuşkusuz mazlum Filistin halkının bu büyük zulümden kurtarılması insani, dini ve ahlaki bir görevdir.  Tüm insanlık toplulukları ise uluslararası toplumun vatandaşları ve bireyleri olarak bu yönde adım atmak zorundalar.  İran İslam Cumhuriyeti'nin bu yöndeki siyaseti ise  her daim mazlum Filistin halkını desteklemek  bölgesel güvenlik, istikrarı korumak  ve Amerika ve Siyonist Rejimin tefrikacı siyasetlerinin önlenmesi olmuştur.    

Başka bir açıdan milletlerin kendi kaderlerini belirleme hakkı da BMT İnsan hakları anlaşmasında değinilen, vurgu yapılan bir husustur. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise  2000 yılında Filistinlilerin kendi kaderlerini referandum aracılığı ile  belirleme haklarına vurgu yaptı.

Resmi olarak BMT'na da sunulan Filistin topraklarında referandum düzenleme önerisi  Filistin'de yönetim şekli ile ilgili olan ihtilaflara dayalı olarak hazırlanmıştır.  Bu çerçevede Filistin topraklarının tarihi sakinleri   BMT denetimi altında bir referanduma katılmaları  önerilmektedir. Yönetim şeklinin seçilmesinin ardından  işbaşına gelecek iktidar, Filistin topraklarının geleceği hususunda karar alacaktır.



/129