AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Parstoday
Cuma

27 Ağustos 2021

14:51:32
1173802

Cezayir ile Fas Arasındaki Diplomatik İlişkilerin Kesilmesi

Cezayir ve Fas arasındaki siyasi gerilimler tırmanırken, Cezayir Fas ile siyasi bağlarını kesti. Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan La'mamra, Fas'ı ülkesine karşı düşmanca ve hasımca davranışlarda bulunmakla suçlayarak, ülkesinin kararının iki ülke vatandaşlarına zarar vermek anlamına gelmediğini vurguladı.

Kamfanin dillancin labarai na Ahlul-Baiti{A.S} - ABNA : Cezayir ile Fas arasındaki siyasi gerilimler, özellikle son aylarda yoğunlaştı.

Cezayir'deki büyük yangınlar çok sayıda Cezayir vatandaşının ölümüne ve yaralanmasına neden olurken, yetkililer yangınların kasıtlı olduğunu ve yangınlara terörist grupların karıştığını vurgulayarak iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Cezayir Yüksek Güvenlik Konseyi, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, "Fas ve Siyonist rejim başta olmak üzere bazı yabancı tarafların desteklediği iki terör grubu olan  "Al-Mak" ve "Reşad" ülkenin farklı yerlerinde yangın çıkarmaya başladı Cemal bin Samain'e suikast düzenledi."

Bu bağlamda, Cezayir makamları bu iki terörist grubun ortadan kaldırılmasına ve Cezayir'in Fas ile ilişkileri gözden geçirmesine vurgu yaptı.

Cezayir ile Fas arasındaki ilişkiler, Cezayir'in "Batı Sahra" için bağımsızlık isteyen Polisario Cephesi'ne verdiği destek nedeniyle yıllardır gergindi, Ancak son aylarda Fas ile İsrail arasındaki ilişkilerin normale döndüğünü açıklamasıyla birlikte gerginlikler daha da arttı.

Tel Aviv ile ilişkileri resmi olarak normalleştiren dördüncü ülke olan Fas Kralı 6'ıncı Muhammed'in İsrail ile resmi ikili ilişkiler ve diplomatik ilişkiler konusunda bir açıklama yapması Cezayir'i tepki vermeye sevk etti.

Cezayir Başbakanı Fas ve Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin normalleşmesine değinerek, "Siyonist rejimi sınırlarımıza yaklaştırmaya çalışan gerçek bir dış irade var. İç sorunlarımızı kendi aramızda çözmeli ve ve bizi hedef alan çoklu kriz ve girişimlerden en iyi çıkış yolunu bulmak için kardeşlik içerisinde çabalamalıyız. " 

Fas ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, özellikle Fas'ın Cezayir ile olan ilişkilerinde bölgesel krizleri körükledi. Son yıllarda bazı Arap-Afrika ülkeleriyle ilişkileri normalleştirerek Afrika ülkeleri arasında nüfuz politikası izleyen İsrail, son dönemde olduğu gibi şimdi de bölgede daha fazla var olmaya ve denklemleri kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Son olarak Cezayir ve diğer 14 Arap ülkesinin de karşı olmasına rağmen İsrail Afrika Birliğine  gözlemci üye olarak alınmıştır.  Rabat-Tel Aviv irtibat bürosu da kısa süre içinde Fas'ta kurulacaktır. 

 

 342/

Bu durum Afrika'da tansiyonu yükseltti. Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan La'mamra, "Cezayir, tek taraflı Fas politikalarını kınıyor. 1948'den beri, bir Arap ülkesinden, bir İsrailli bakanın diğer bir Arap ülkesine karşı düşmanca açıklamalar yapmasına şahitlik etmemiştik.  Fas'ın Cezayir ile ilişkileri normalleştirmeye yardımcı olan ilkelerini kenara attığı aşikardır. "

Oran veya diğer adı ile Vahran Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Rabih Lunisi şöyle diyor: "Cezayir, Fas'ın özellikle Siyonist rejimle ittifakından bu yana bu ülke tarafından doğrudan saldırıya uğradığını fark etti. Son araştırmalar, Fas'ın son yangınlara karıştığını ve pratik olarak Al-Mak ve Reşad gruplarını desteklediğini gösterdi. Ayrıca Cezayir'e karşı bir uyuşturucu savaşı da yürütülüyor."

Cezayir ile Fas arasındaki sınırlar kapatıldı ve iki ülke arasındaki ilişkiler Cezayir tarafından tamamen kesildi. Mevcut durum göz önüne alındığında, iki ülke arasındaki ilişkilerde tansiyonun artacağı, bunun bölge ülkelerini de etkileyecek bir konu gibi görünüyor.

Ancak bölge ülkeleri sorunu diplomasi yoluyla çözmeyi umuyor.

Arap Birliği genel sekreteri Ahmed Abulgayt, Cezayir ve Fas arasındaki gerilimden yakındı ve iki ülkeyi temkinli olmaya ve daha fazla tolerans göstermeye çağırdı.

Şimdi de krizi çözmek üzere siyasi istişareler başlatılmıştır. Ancak bölgedeki yabancı ülkelerin müdahaleleri ve çıkarları göz önüne alındığında zor bir sürecin bu iki ülkeyi ve bölgeyi beklediği söylenebilir.