AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ABNA24
Pazartesi

22 Kasım 2021

05:42:30
1200926

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreterinin Dünya Kiliseler Konseyi Enstitüsü Üstatlarının Sorularına Cevapları / Ayetullah Ramazani: İlahi Peygamberlerin

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri: İlahi peygamberlerin tamamı Allah tarafından rahmet, barış ve adaletin yayılması için gönderilmişlerdir.

Ahlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri: İlahi peygamberlerin tamamı Allah tarafından rahmet, barış ve adaletin yayılması için gönderilmişlerdir.

Ayetullah Rıza Ramazani 11.11.2021 tarihinde Cenevre’de Dünya Kiliseler Konseyi Enstitüsü’nün bir grup üstadıyla görüştü ve onların çeşitli alanlardaki sorularını cevaplandırdı.

Şia ve Sünni arasındaki fark konusunda yöneltilen soruya Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şöyle cevap verdi: Şialar ile Sünniler arasındaki temel fark, Sünnilerin, Sünni kaynaklarda Peygamber’in (s.a.a) sünnetini sadece Peygamber Ekrem’in (s.a.a) fiilleri, sözleri ve takrirleri (yapın ya da yapmayın şeklinde görüş bildirmediği) olarak yorumlarken Şialar, masumların fiilleri, sözleri ve takrirlerini de dikkat konusu yapar. Şialara göre, Masum İmamlar (a.s) sadece 14 kişi olup tıpkı Hıristiyanlıkta Havarilerin saygın ve mukaddes olduğu gibi bu 14 kişi özel ismet (korunmuşluk) makamına sahiptirler.

Masumların tamamı ismet makamındadır ve bu sebeple onların söz, fiil ve takrirleri bizim için hüccettir. Dolayısıyla biz Peygamber Ekrem’in (s.a.a) hicri on birinci yılda vefatıyla birlikte ismet makamıyla irtibatın kesilmediğine, aksine onun vefatından sonra da şimdiye kadar ismet makamının devam ettiğine inanıyoruz.

İnancımız gereği Masumlar (a.s) Kur’an’ın müfessirleri ve açıklayıcılarıdır ve ismet makamı Masum İmam’ın varlığıyla (Mehdi –a.s-) şimdiye kadar devam etmesi hasebiyle henüz Kur’an’ın kapsamlı, kâmil ve dakik müfessiri de mevcuttur. Başkaları kendi tefsirlerinde ilahi ayetlerin bazen bir ve bazen birkaç boyutu üzerinde dururlar, ne var ki ayetlerin tüm boyutları üzerinde hâkimiyeti olan sadece ismet makamının sahibidir. Biz masumlar dışındaki diğer insanların ismet makamına sahip olmadıklarına inanıyoruz.

Bütün Katolikler papanın yanılmazlığına inanmaz; Örneğin eleştirisel bir yaklaşıma sahip olan Katolik Hans Kung, The Pope's Criticism (Papa'nın Eleştirisi) adlı kitabında, Papa’nın her zaman masum olduğu görüşünü reddeder.

Ehlibeyt (a.s) Maarifinin Temel Özellikleri

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri Ehlibeyt (a.s) maarifini üç şeyde özetleyerek şöyle devam etti:

Ehlibeyt’in (a.s) maarifi akılcılıkla birliktedir;

Ehlibeyt’in (a.s) maarifi irfanla birliktedir;

Ehlibeyt’in (a.s) maarifinin her yerde temeli ve kökleri adaletle birliktedir.

Bu konudaki pek çok ayetlerden birinde şöyle buyrulmaktadır: “Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler.” Dolayısıyla nebilerin tamamı adaletin gerçekleştirilmesi ve her kese adaletin tattırılması için gönderilmişlerdir.

Şia ve Sünni Arasında Akademik İrtibat

Ayetullah Rıza Ramazani Şia ve Sünnilerin akademik irtibatı konusunda şu açıklamalarda yer verdi: Akademik irtibatın birinci bölümü Sünni ve Şia âlimleri arasında gerçekleşen ortak iş birliktir. İkincisi çoğu öğrencisinin Ehlisünnetten olan İran’daki İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Üniversitesi’dir. Biz bu üniversitede Şia edebiyat ve kültürünü doğru düzgün açıklamaya çalışıyoruz. Bir üst düzeyde de irtibatlarımız vardı; Ayetullah Burucerdi ve Şeyh Şeltut’un aracılığıyla Caferi mezhebi resmiyet kazandı ve hâlihazırda İran’da eğitim ve öğretim bölümlerinde Hanbeli fıkhı, Şafii fıkhı ve… temel konular üzerinde durulmaktadır.

Farklı fikirlerin varlığı ve vahdete yönelik onca çaba göz önüne alındığında, bu vahdet neden sağlanamadı?! sorusunun cevaplandırılmasında Ayetullah Ramazani şunları dile getirdi: İki kişinin, iki dinin veya iki grubun aynı düşünce tarzına sahip olmasını istemiyoruz. Dinin özü olan insanlık onuru ve bu özü beraberinde getirenlere hakaret etmemeye çalışmalıyız. Bütün ilahi peygamberler sevgi, barış ve adaletin yayılması için Allah’tan gönderilmişlerdir.

Hıristiyanlıktan Beklenti

Sizin Hıristiyanlıktan beklentiniz nedir? sorusunun cevabında Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şu açıklamada bulundu: Hıristiyanlığın ve İslam’ın dini liderlerinden, insanın statüsünü ve haysiyetini korumak olan Allah’ın en önemli öğretisi için çaba göstermelerini bekliyoruz. İslam ve Hıristiyanlığın hakiki öğretilerini yaygınlaştırarak insanların üzerindeki zulmü ve yoksulluğu ortadan kaldırmaya ve tüm insanların barış içinde, maneviyat ve ahlakla bir arada yaşaması için çaba göstermelidirler. Kimsenin İncil’e, Tevrat’a ve Kur’an’a hakaret etmesine izin vermediği bir aşamaya gelmeliyiz. İbrahim’den Musa’ya, İsa’dan Muhammed’e kadar uzanan ilahî peygamberlerle alay edilmemeli ve insanlık için mukaddes kalmalıdır; çünkü insan doğası gereği kutsala meyleder.

İran’da Kız Öğrencilerinin Çokluğu

İran’da erkek öğrencilere nispetle kız öğrencilerinin artmasının sebebi nedir? sorusunu da Ayetullah Ramazani şöyle cevaplandırdı: Bazı alanlarda bu sayı eşittir, bazılarında ise alana göre kız ve erkek öğrenci sayıları değişmektedir. Dünya nüfusunun yarısının kadınlardan oluştuğunu, eğitim ve araştırmada bulunması gerekenlerin kadınlar olduğunu, bu nedenle eğitim ve araştırmada kadın erkek farkının olmaması gerektiğini belirtmekte fayda var.

Şia’da Radikalliğin Varlığı

Şia’da radikallik düşüncesi var mı? sorusunun cevabında ise Ayetullah Ramazani şöyle dedi: Hıristiyanlık ve Musevilik arasında farklı yüzyıllarda radikal akımlar olmuştur ve olmaya devam etmektedir ve İslam mezhebinde de aynıdır; Örneğin bize göre IŞİD kesinlikle Müslüman değildir. Binlerce kişinin kafasını kesen insanlar Kur’an ve ismetin hiçbir esasına uygun değildir.

Şia İrfanı

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri konuşmalarını şöyle sonlandırdı: İrfan bir tür kalbi marifet olup insan iç âleminde hakikati hisseder ve varlık sisteminde Hakk’ın dışında en büyük güç ve en büyük hikmet unvanıyla kimseyi görmez. Düşünce açısından irfanda varlık, kudret ve hikmetin Allah olduğu ve O’nun isim ve sıfatlarının tamamının varlık âleminin her yerine dağıldığı noktasına ulaşırız.

Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Üniversitesi Rektörünün Konuşması

Bu görüşmede Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Üniversitesi Rektörü Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Dr. Said Cezari’de oturuma katılan araştırmacıların sorularını yanıtladı ve Şia’nın usul ve ilkeleri üzerinde durarak şunları dile getirdi: Şialar, çoğunluğu oluşturan Sünni akımlarından farklı olarak, dinler arası etkileşim ve diyalog konusunda Hristiyanlık ve Kilise ile önemli ortak noktalara ve ilkelere sahiptir. Temel olarak Şia düşüncesindeki şehitlik, şefaat, ismet, rec’at, tevessül, gayba iman ve benzeri teolojik kavramlar Şia ve Hıristiyan düşünürleri arasında ortak inançsal noktalar sayılır.

Dinler ve mezhepler arasındaki ayrımın bir kısmının farklı coğrafyalardaki kültürel temellerden ve kısmen de siyasi akımlardan kaynaklandığına inanıyoruz. Aslında, bu iki konu dikkatle ele alınırsa, dinler arası etkileşim çok kolay olacaktır.

Şiaların on ikinci imamına Hz. Mehdi (a.s) denir ve hepimiz Hz. Mehdi (a.s) ile İsa (a.s) arasında bir ayrım olmadığına ve İmam Mehdi’nin (a.s) insanlığı kurtarmak için İsa ile birlikte zuhur edeceğine inanıyoruz.

Hem Hristiyanlık hem de Şialar dirilmeye inanırlar ve bu yorumlarla birlikte diriliş konusu her ikisi için de önemlidir. Bahsedilebilecek noktalardan biri de şefaat meselesidir. Şefaat meselesi, Sünnilerin inanmadığı ve reddettiği manevi ve mistik bir dostluktur. Şia İslam’ına göre şefaat, birlik veya irfani ortak noktadır. Örneğin Hristiyan eşleri olan imamlarımız vardı. Bu, Hıristiyanlıkla kişisel bir bağlantı olduğunu gösterir.

..............................
167