AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ABNA24
Pazartesi

13 Aralık 2021

04:28:09
1207948

Merhum Şebusteri Mücahit ve Basiretli Ruhaniydi

KHAMENEI.IR bilgi ulaştırma merkezi merhum Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsin Müctehid Şebusteri’nin oğlu Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Cevad Müctehid Şebusteri ile yaptığı söyleşide merhumun ilmi ve inkılabi geçmişinin araştırılması üzerinde duruldu.

Ahlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – KHAMENEI.IR bilgi ulaştırma merkezi merhum Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsin Müctehid Şebusteri’nin oğlu Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Cevad Müctehid Şebusteri ile yaptığı söyleşide merhumun ilmi ve inkılabi geçmişinin araştırılması üzerinde duruldu.

Merhum Şebusteri Mücahit ve Basiretli Ruhaniydi

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsin Müctehid Şebusteri 17.11.2021 tarihinde Çarşamba günü hakkın davetine lebbeyk diyerek fani dünyaya veda etti.

Ayetullah Hamanei bu mücahit âlimin vefatı münasebetiyle yayınladığı taziye mesajının bir bölümünde şöyle buyurdu: Bu saygıdeğer âlim Tahran ve Tebriz’de sosyal hizmet, genel hidayet ve ilim havzalarının idaresinde başarılı ruhanilerdendi. Bu merhumun Tebriz Cuma İmamlığı dönemlerindeki zahmetleri unutulacak gibi değildir ve keza merhumun Tebriz ve diğer ilim havzalarında geride bıraktığı kalıcı eserleri inşallah ilahi rahmete cezp edilme vesilesidir. 19.11.2021

KHAMENEI.IR bilgi ulaştırma merkezi merhum Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsin Müctehid Şebusteri’nin oğlu Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Cevad Müctehid Şebusteri ile yaptığı söyleşide merhumun ilmi ve inkılabi geçmişinin araştırılması üzerinde duruldu.

- Merhum Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsin Müctehid Şebusteri’nin ilmi ve havza geçmişi onun seçkinlik örnekleri arasındadır. Söyleşinin başında, ilim havzalarında geride bıraktığı akademik ve bilimsel gelişim dönemleri ve daha sonra üstatlık, telif, medrese yönetimi ve öğrenci yetiştirme aşamasına ulaşması süreci hakkında bizleri kısaca bilgilendiriniz.

Merhum babamız Şeyh Muhsin Müctehid Şebusteri, 1937 yılında Şebuster’de dünyaya geldi. Tebriz’in önde gelen alimlerinden olan büyük babamız merhum Ayetullah Mirza Kazım Müctehid Şebusteri bir takım sorunlardan dolayı Şebuster’den Tebriz’e gitti. Doğal olarak babam da babasının eşliğinde Tebriz’e gitti ve din ilimlerinin mukaddemesini orada öğrenip 1953 yılında Kum şehrine hicret etti ve Kum İlim Havzasına girerek o zamanın üstatlarının öğrenciliğinde ilmi aşamalarını geride bıraktı.

Merhum Ayetullah Burucerdi, İmam Humeyni (r.a), Ayetullah Muhakkik Damad (r.a), Allame Tabatabai (r.a) gibi şahsiyetlerden ve keza büyük âlimler, taklit mercileri ve seçkin üstatların derslerinden yararlandı. Kendisi tahsille meşgul olmanın yanında Kum İlim Havzasında çeşitli seviyelerde ders de veriyordu. Kendisinin şöyle dediğini hatırlıyorum: “Ben Kum’da Resail ve Makasib’e kadar ders verdim.” Daha sonra müminlerden bir grubun isteği üzerine Tahran camilerinin birinde cemaat imamı olmak için Tahran’a gitti.

Hatırladığım kadarıyla 1974 yılında Tahran’a gitti ve cemaat imamlığı yanında Şeyh Abdül Hüseyin Medresesi adında Tahran ilim havzalarından birisinde tedrisle meşgul oldu ve Resail, Mekasib ve Kifaye gibi yüksek seviyedeki kitapların tedrisini yapıyordu. İnkılabın başarıya ulaşmasından sonra da Uzmanlar Meclisi Temsilciliği ve İslami Şura Meclisi Temsilciliği gibi bir takım sorumlulukları üstlendi. Görevini tamamladıktan sonra tekrar üstatlığa başladı ve merhum Ayetullah İrvani’nin medresesinde öğrencilerin sorumluluğunu üstlendi ve birkaç yıl çeşitli fıkhî kitaplar okuttu. Onun fıkıh dersi Tahran’ın öğrencileri ve âlimleri tarafından ilgi ve alakayla karşılanıyordu.

- Dolayısıyla merhumun Tahran İlim Havzasında yüksek seviyedeki dersleri Şah rejimi aleyhinde İnkılabi mücadelenin doruk noktasına ulaştığı zamandaydı ve İslam Devrimi’nin zaferi ile merhumun bu siyasi faaliyetlerinin varlığı, ciddi şekilde İslami sistemin ana kurumlarına üyeliği ile eş zamanlıydı.

Evet, kendileri İslam İnkılabının başarıya ulaşmasından önce Camiayı Ruhaniyeti Mübariz’in kurucuları arasındaydı. Hatırladığım kadarıyla geceleri akrabaların evinde kalıyordu, çünkü sıkça Savak tarafından takip ediliyordu. Sonunda tutuklandı ve hapsedildi. Tahran’ın kuzeyindeki Abbasabad bölgesinde İmam Humeyni’nin (r.a) bildirilerinin dağıtılması, inkılabi konuşmacıların davet edilmesi ve halk mücadelelerine önderlik edilmesinde rol üstlenmişti ve cemaat imamlığı yaptığı camisi mücadele merkeziydi. Keza Ruhaniyet Camiasının bildirilerinin düzenlenmesine katılıyordu ve Ayetullah Müfettih (r.a) ve Ayetullah İmami Kaşani’yle de (r.a) ortak hareket ediyordu.

İslam İnkılabının başarıya ulaşmasından sonra da İslami Şura Meclisi ve Uzmanlar Meclisinde birkaç dönem temsilcilik yaptı. Merhum defalarca halkın aydınlatılıp yönlendirilmesinde hakkın batıl karşısındaki savaş cephelerinin çeşitli merkezlerinde konuşmalar yapıyordu. Bazen ben kendisinin yanındaydım ve askerlerle görüşüp konuştuğuna şahit oluyordum. Hatta savaşçılara eşlik etmek için ön saflarda yer alıyordu. Uzmanlar Meclisinde belirgin bir rolü vardı ve Velayeti Fakihin savulması doğrultusunda Rehberliğin hassas konumu için Ayetullah Hamanei’nin özelliklerinin açıklanmasında önemli rol ifa etti. Merhumun inkılap tarihinin çeşitli dönem ve hassas noktalarda yönlendirici bir rolünün olduğu inkâr edilemez.

- Doğal olarak merhum Müctehid Şebusteri’nin Ayetullah Hamanei ile aşinalığına ek olarak inkılap sonrası çeşitli görevler münasebetiyle defalarca görüşmesi oldu. Siz merhumun oğlu olmanız hasebiyle bunları yakından biliyorsunuz. Merhum Müctehid’in Velayeti Fakih hakkında kitabı da vardı.

Evet, merhumun Velayeti Fakihe nispetle derin itikadı vardı ve kendisinin Velayeti Fakih konusunda kitabı da vardı ve bu kitabı basılmıştır. Merhum hakikaten Velayete itaati farz biliyor ve şöyle diyordu: “İslam İnkılap Rehberi bana bir yere gidip ayakkabı düzeltmemi isterse ben itaat ederim.” Dolayısıyla Tebriz sorumluluğunun üstlenmesinin sebebi buydu. Merhum o zamanlarda Cuma imamlığını kabul etmiyordu ve İnkılap Rehberi bu görevi üstlenmesini emredince geçici olarak kabul etti ve hatta imamlık desturunu kabul ederken geçici kelimesine yer verdi. İslam İnkılabının yanına gittiğinde Tebriz sorumluluğundan almasını söylüyordu, ama Rehber kabul etmiyordu. Hatırladığım kadarıyla bana şöyle demişti: “Bir defasınca İnkılap Rehberine Tebriz’den dönme izni vermesini istediğimde bana sen Tebriz’deyken Azerbaycan için kaygılanmıyorum.” Allah’a hamdolsun ki şimdi Sayın Âl-i Haşim bu görevi en güzel şekliyle yerine getiriyor.

Merhum inkılabın İslami desturlardan kaynaklanıp mezhebi kabul ve inanç köklerinin olduğunu kabul ediyordu. Merhuma göre İslam İnkılap hareketi dini desturlardan ilham almıştı. Tüm varlığıyla Velayeti Fakihe inanıyordu ki söylediğim gibi bu doğrultuda kitap telif etmişti.

Kaç sene öncesi İslam İnkılap Rehberi Tebriz halkıyla görüşmesinde merhum için basiretli âlim tabirinden yararlanmıştı. Gerçekten de merhum teşhis ve basiret ehliydi ve inancını cesurca ifade ediyordu. Merhum inancını dışa vurmada hiç kimseden korkmuyordu. Ben size bununla ilgili iki örnek vereyim. Bu örneklerden birisi İmam Humeyni’nin (r.a) vefatından sonra Rehberlik Uzmanlar Meclisinin tarihi oturumuyla alakalıdır. Söz konusu oturumun başkanlığı merhum Haşimi’nin sorumluluğundaydı ve İmam’ın Ayetullah Hamanei hakkında söylediği cümleyi not şeklinde ulaştırarak niçin bu konuyu gündeme getirmediğini ve oturumda bunların üyelere aktarılması gerektiğini söylemişti. İmam Humeyni (r.a) İslam İnkılap Rehberi hakkında “Benden sonra Hamanei sizinledir” buyurmuştu. Sonra merhumun notu Haşimi’nin eline geçti ve o da bu konuyu oturumda dile getirdi. Elbette bana göre merhum Ayetullah Hamanei hakkındaki İmamın (r.a) görüşünü hem yazılı ve hem de sözlü açıklanmasını istemiş ve oturum İmam Humeyni’nin görüşünün açıklanmasıyla Ayetullah Hamanei’nin Rehberliğe seçilmesi yönüne sürüklenmişti. İslam İnkılabının bu tarihi hassas anındaki hareketi son derece etkiliydi ve merhumun yaşam tarihinde parlamaktadır.

Diğer bir örnek 2009 yılı fitnesiyle alakalıdır ve bu olayın filmi de mevcuttur. Bu filimde merhum “Onlar İmam Hüseyin’e (a.s), Kur’an’a ve İmam Humeyni’nin fotoğrafına ihanet ettiler” diyerek başına vurmaktadır. Merhumun bu hareketi toplumsal dalgalanmaları oluşturmuştur ve İran televizyonu da bu filmi yayınlamıştır. Çokları bana televizyona bakarken ağladıklarını söyledi. Merhumun bu yaptığı gerçekten de halkın duygularını galeyana getirdi fitne kökünden kazındı. Hatta merhum 30.12.2009 yiğitlik destanı yazanların ön saflarındaydı ve 29.12.2009’da halk fitne aleyhine kıyam etti. O hareket diğer şehirlerde miting dalgalarının başlangıcı oldu ve elbette ben başkalarından merhumun hareketinin ülkede dalgalanma oluşturduğunu duydum. Bu merhumun basiret alametiydi.

- İnkılap Rehberinin taziye mesajında merhumun toplumsal hizmetlerine işaret edilmiştir. Merhumun halkla irtibatı nasıldı ve toplumsal hizmetleri hangi şekildeydi?

İslam İnkılab Rehberinin açıklamaları her zaman dakiktir. Evet, merhum halka çok hizmet etti. Kum’dan Tahran’a gittiği zaman cemaat imamlığı dışında üniversite öğrencileri için sınıf düzenliyordu. Allah Sayın Rastgu’ya rahmet etsin. Merhum, öğrencilere ders vermesi için Sayın Rastgu’yi davet ediyordu. Sonra imamlık yaptığı camide yardımlaşma sandığı ve kütüphane kurdu. Merhumun kalıcı işlerinden birisi Tahran’da Nur İslam Kompleksinin tesis edilmesiydi. Bu kompleksin camisi, toplantı salonu, kütüphanesi, misafir salonu ve sağlık ocağı var. Keza merhum Tahran’ın güneyinde yapımı bitmek üzere olan hastane tesis etti. Bu hastane İslamşehr ve mahrum bölge halkı için yapılmıştır. Bu girişimler, merhumun kalıcı çalışmalarının bir parçasıdır.

Azadi meydanında da El-Mehdi Camisinin temellerini atmıştı ve bu günlerde mahalle halkının istifadesine sunuldu. Tebriz’de de Cuma namazı kılınması için Hz. İmam (r.a) adında görkemli bir musalla tesis etmişti ki pek çok zorluk ve zahmetlerle yüz yüze kalmıştı. Merhumun yaptırdığı bina ve çektiği zahmetleri hakkında bir kitap yazılabilir. Musallanın yanında Hz. Saminu’l-Hucec (a.s) adında bir ilim havzasının temellerini atmıştı ve ümit ediyorum bu bina tamamlanıp kullanıma açılır. Merhumun Tebriz’de başka hizmetleri de mevcuttur, ne var ki şimdi hatırımda değil.

Genellikle merhum başta sosyal problemler olmak üzere sorunları takip edip yakından izliyordu. Ben, bir şehir sorunla karşılaştığında telefon açtığını ve konuyu takip ettiğini görüyordum. Keza merhum sosyal hizmetler konusunda hizmetkâr bir âlimdi. Bana göre merhumun kalıcı eserlerinden birsi Ayetullah İrvani İlim Havzasıdır. Ayetullah İrvani vefat ettiği zaman bu medrese bitirilmemişti ve merhumun çaba ve gayretleriyle tamamlanıp hizmete açıldı.

- Söyleşinin sonunda davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkürlerimizi sunmanın yanında siz ve diğer aile fertleri için sabırların en güzelini temenni ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir nokta varsı buyurunuz.

İnkılap Rehberi büyük bir incelikle merhumun vefatından sonra taziyelerini sunarak acımızı teselli etti. İnkılap Rehberinin bu saygınlık ve iltifatları unutulacak gibi değildir. Allah Teâlâ’dan İnkılap Rehberinin gölgesini bizim ve İslam âleminin üzerinde kalıcı kılmasını talep ediyorum.

...........................
167