AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ABNA24
Cumartesi

15 Ocak 2022

05:40:01
1219020

Şehitler Savaş Meydanını Arınma Meydanı Biliyordu / Direniş İlahi Nebilerin Tamamının Armağanıdır

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şehitlerin düşüncesinin her türlü maddi işler ve çirkinliklerden arındığını açıklayarak şöyle dedi: Şehitler, savaş meydanını kendini arındırma alanı görüyordu ve bu konu onların başarısının dönüm noktasıydı.

Ahlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şehitlerin düşüncesinin her türlü maddi işler ve çirkinliklerden arındığını açıklayarak şöyle dedi: Şehitler, savaş meydanını kendini arındırma alanı görüyordu ve bu konu onların başarısının dönüm noktasıydı.

Ayetullah Rıza Ramazani 5.1.2022’de Reşt Şehitler Mezarlığında şehit Seyit Taki Misbah’ın şehadet yıldönümü münasebetiyle düzenlenen merasimde çeşitli meydanlarda şehitlerin sabır ve direniş sembolü olduğuna işaretle şu ifadelere yer verdi: Meydanda şehitlerin heva ve hevesleriyle savaşmaları büyük cihadın örneklerindendi.

Şehitler cepheye gidip makama ulaşma peşinde değillerdi, aksine sorumluluklarına amel etmeleri onların en önemli hedeflerindendi. Allah Teâlâ insanları tevhit sistemi yolunda ilerlemesi ve kendini yetiştirmesi için yaratmıştır. Operasyon ve savaş meydanı kendini yetiştirme ve arındırma meydanıdır.

Şehitler insanlara Allah’ı hatırlatır ve ilmimizin anlamını artırırlar. İlim, maneviyat, akılcılık ve adalet anlamında olup çeşitli dünya işlerinde insanın boğulmasını önler. Şehitler dünya iş ve sorumluluklarında değil, hizmette pay sahibi olmak istiyorlardı.

Şehitler her türlü maddi düşünce ve çirkinliklerden arınmıştı. Keza şehitler savaş meydanını kendini arındırma meydanı görüyordu ki bu konunun kendisi onların başarı dönüm noktasıydı. Biz iş ve çalışmaya ibadet gözüyle bakmalıyız. Şehitler büyük ve vasat cihat cephesinde direniş yansımalarıydı. Şehitlerimiz kendilerini Allah’ın edebiyle edeplendirme gayretindeydiler.

İnsan nefis ve içsel dikenli tel meydanında kendini ezmezse ileri gidemez. Günümüzde çoğu kimse kendini olmak istediği gibi göstermektedir, hâlbuki şimdi bunun vakti değildir ve kendimizi bulmak zorundayız. Cehennem korkusu, cennete girme şevki ve mahbup ve âşıkla görüşme alakası şehitler gibi savaşçı insanların dürtülerindendir.

İlahi nebiler adaletin temellendirilmesi için geldiler ve bu konu direniş olmaksızın mümkün değildir. Direniş renginin azaldığı her yerde adalet zarar gördü. Bu konunun anlaşılması için sabır ve direnişin tecrübe edilmesi gerekir. İlahi nebilerin armağanları direnişti. Nuh (a.s) ve Yunus (a.s) gibi peygamberler için adalet mesirinin koşulları gerçekleşmemişti, ama Musa (a.s) Süleyman (a.s) ve Davud (a.s) gibi peygamberler için koşullar hazırdı ve onlar da adaleti uygulayabildi.

Sorumluluk, yani hizmette dört yıl pay sahibi olmaktır. Sorumlular özür dilenmesi gereken yerlerde halktan özür dilemelidirler.

Üzülerek söylenmesi gerekir ki bazıları sanal ortamda rahatlıkla insanları itibarsızlaştırıyor ve suçluyor. Elbette bu kimseler ilahi dergâhta cevap vereceklerdir. General Şehit Süleymani çok halkçı ve güvenlikçi biriydi. Bu general arif ve salikti ve sürekli eylem ve söyleminde dengeyi koruyordu.

Şehitler de bu ölçü ve dengeyle meydana çıktılar ve cihat ettiler. Ama bazıları yeni post ve makam almak için savaş meydanından yararlandılar ki bu iş yakışık almaz. Günümüz meydanı yapılandırma meydanıdır. Çoğu sorunlara rağmen fırsatları kaçırmamalıyız.

Bugün bölge ve şehirlerde önemli ve temel hareketleri yerine getiren mücahit ruhlu komutanlara ihtiyacımız var. Gilan şehri bölge sorumluları, vali ve belediye başkanının dikkate almaları gereken pek çok kapasiteyi barındırmaktadır.

İnkılap yolunda pek çok pak kan döküldü. İnkılap için vurdumduymazlık yapmayalım. Bu inkılabın filizi meyve verdi, dolayısıyla uluslararası sahada direndi ve ödün vermedi. İnkılap treni süratle hareket etmeli ve zuhurun mukaddimesine ulaşmalıdır. Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhuruyla dünyayı marifet, muhabbet, aşk ve fedakârlık kaplayacaktır.

Düşman bezen ifade özgürlüğü ve insan hakları söylemiyle öne çıkıyor ve biz de bunlara kanıyoruz. Herkesin bu alanda akıllı olması gerekir. Kul hakkı köprüsünden geçmek çok zor ve hatta Allah’ın hakkından da şiddetlidir.

.............................
167