Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri Şeyh Abdullahi Nasır’ın başka özelliklerinin açıklanmasında şöyle dedi: O, sözünde dosdoğruydu ve tebliğ alanında “doğruluk” çok etkili olabilir. O, kaygılı bir insandı ve Ehlibeyt (a.s) mektebinin tebliğinde son derece kaygılıydı.
– Doğu Afrika’da Kur’an ve Ehlibeyt öğretilerinin tebliğcisi ve Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Kurul Üyesi merhum Şeyh Abdullahi Nasır’ın vefatı münasebetiyle 18.1.2022 tarihinde Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Toplantı Salonunda Şeyh Abdullahi Nasır’ı saygıyla anma programı düzenlendi.
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri, Şeyh Abdullahi Nasır’ın vefatı münasebetiyle merhumun öğrencileri, sevenleri, muhterem ev halkı ve çocuklarına başsağlığı dileklerinin eşliğinde dini eğitimde âlimlerin rolü hakkında âlimlerin kelimenin tam anlamıyla ilahi nebilerin varisleri olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Peygamberler nasıl hakiki öğretmen ve eğiticilerse gerçek âlimlerin de öğretici ve eğitici rolleri olup hem eğitmen ve hem de öğretmendirler ve keza insanların gerçek öğretilerin aşinalığında temel rolleri vardır. Dindarlık, dinin tanınmasının gereğidir. Dini tanıyıp kabul ettiğimiz zaman vahiy öğretileriyle sorumlu olacağız, dolayısıyla dini tanıma çok önemlidir. Tıpkı ilahi nebilerin sorumlu olup yolu gösterdikleri gibi âlimler de toplumda kılavuzluk vazifesini üstlenmişlerdir.
Akıl ve fıtrat nimetini Allah’ın beşere büyük nimetleri olarak tanıtan Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri konuşmasına şöyle devam etti: İnsan araştırıcı ve üstün olmayı isteyen bir varlık unvanında ilahi yakınlık olan yüce hedefine ulaşmak için yeti ve kabiliyetler bütününden yararlanmak zorundadır. Afrika ülkelerinde ve özellikle Kenya’da fıtri yapıya dönmenin alt yapısı mevcuttur, çünkü ilahi öğretiler insanın gerçek istek ve yönelimleriyle uyum içinde olup din âlimlerinin bu fıtri yönelimlerden daha çok yararlanmaları gerekir.
Kur’an ayetleri esasınca Allah Teâlâ’nın iyi ve kötülüklerin tamamını insana ilham ettiğini açıklayan Ayetullah Rıza Ramazani konu hakkında şu açıklamalara yer verdi: Vahiy öğretileri akli ve fıtri kurallarla uyum içindedir ve İslam’da akıl ve fıtratın aksine bir kanun bulunamaz. Bugün insanların fıtratından yararlanılması ve akıl ve fıtratla uyumlu olan eğitimin gösterilmesi için çok uygun bir fırsat oluşmuştur. Dinin gerçek muhatabı akıl ve fıtrattır ve fıtratın ise bugünü ve dünü yoktur.
Merhum Allame Tabatabai Kur’an’da tefekkür ve tedebbür konusunda 300 ayetin olduğunu buyuruyor. İnsanın ilişkilerini geliştiren adalet, ihsan, ibadet ve… gibi öğretilerin tamamı fıtridir.
Büyük âlim Abdullahi Nasır’ın 90 yıllık bereketli bir ömrü vardı ve tüm alanlarda hakikate ulaşmaya gayret etti. Keza merhum, öğrenim dönemlerinde seçkin bir öğrenciydi ve güzel ahlakından dolayı üstatlarını da cezp ediyordu.
Şeyh Abdullahi Nasır ilahi öğretilerle tanıştıktan sonra ilahi öğretilerin tebliğiyle meşgul oldu ve çekici ve etkili bir dili vardı. Keza tebliğin yanında merhumun tedris ve telifleri de etkiliydi. Merhum, eğitim sınıflarından 1.500'den fazla kaset ve 400'den fazla video kaseti geri bıraktı.
Afrika’nın çeşitli ülkelerinde Şeyh Abdullahi Nasır ilgiyle karşılandı ve onun üzerinde çalıştığı konuların ilgi ve alakayla karşılanması değer ihtiva eden bir tutum olacaktır. Kez bu büyük âlim “İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.” ayetinin nesnel örneklerindendir.
Sabır ve azimli olmayı Şeyh Abdullahi Nasır’ın özellikleri arasında tanıtan Ayetullah Ramazani sözlerini şöyle sürdürdü: Merhum son derece gayretliydi ve hedeflerine ulaşma doğrultusunda azimliydi. Merhum hiçbir şeyi yarım bırakmadı ve hakikate ulaşmak için gerekli olan her şeyi yerine getirdi.
Merhum Şeyh Abdullahi Nasır’ın bir diğer özelliği ihlaslı olmasıydı. İhlas, her yerde işe yarar. Bir rivayette şöyle buyrulmuştur: “İhlas, ilahi sırlardan biridir ve Allah Teâlâ sevdiği kullarına ihlası verir.” Bu merhum âlim ihlaslıydı ve bunun için onun açıklamaları her yerde etkiliydi.
Keza Şeyh Abdullahi Nasır doğru sözlüydü. Doğruluk tebliğ alanında çok etkili olabilir. Merhum kaygılı biriydi ve tebliğ ve Ehlibeyt (a.s) mektebi konularında kaygılanıyordu. Keza merhum, insanların Ehlibeyt’in (a.s) sözlerinin güzellikleriyle tanışması için gayret ediyordu. İnsanlar Ehlibeyt’in (a.s) sözlerinin güzellikleriyle tanışırsa her alanda başarılı olacaktır.
Bu özelliklerin tamamı Şeyh Abdullahi Nasır’ın ömrünün sonuna kadar doğru yolda olmasına sebep oldu. Allah Teâlâ bu büyük âlime tebliğinde etkili olma başarısını nasip etti. Merhum halk arasında sevilen biriydi ve insanlar onu seviyordu. Merhumun ihlası, kaygısı, çekici tebliği, tedrisi, telifi ve… gibi özellikleri, eğitim ve öğretimde en güzel rolü ifa etmesine sebep oldu.
Ayetullah Ramazani sözlerinin sonunda şunlara yer verdi: Bizler ve merhumun öğrencileri ihlası öğrenmek için çaba sarf etmeliyiz ve bu mektebe süreklilik bahşetmeliyiz. Fıtri ve akli açıdan Kenya’da var olan özelliklerin dikkate alınmasıyla merhumun öğrencilerinin bu yolu takip etmeleri, azimli olmaları ve üstatları gibi Ehlibeyt (a.s) öğretilerinin tebliği için var güçleriyle çalışıp eğitsel rol üstlenmeleri bir sorumluluktur. Keza merhumun öğrencileri insanlarla haşir neşir olmalıdır ve insanları Ehlibeyt’in (a.s) sözlerinin güzellikleriyle tanıştırmalıdır. Aynı şekilde Peygamber Ekrem’in (s.a.a) tavsiyesi esasınca insanları Kur’an ve Ehlibeyt’le (a.s) aşina etmelidir.
..............................
167