Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri: Kur’an-ı Kerim insanı duyusal insandan akılcı ve sezgisel insana çağırıyor. Kur’an, hayatın kanunu ve insanlığın kurtarıcısıdır ve insanlığı kelimenin tam anlamıyla saygınlığa davet ediyor.
Birinci Uluslararası Aile ve Manevi Eğitim Konferansı’nın Uluslararası Bölümünün açılış töreni 4.17.2022 tarihinde, Uluslararası Kur'an-ı Kerim Sergisinde Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri Ayetullah “Rıza Ramazani”nin huzurunda yapıldı.
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri bu törende bazı oryantalistlerin Kur’an mantığını tanımaktan yoksun olmaları sebebiyle Kur’an’ı karma ve hedefsiz bir kitap unvanıyla tanıttıklarını dile getirerek şu açıklamalara yer verdi: Diğer bazı dini aydınlar, Kur’an’ın bir hukuk ve hayat kitabı olmadığını, kullanabileceğimiz vaaz ve tavsiyeler içerdiğini ancak şeriatın kural ve düzenlemeleriyle ilgili anlatılanların geçmişle ilgili olduğunu ve bu nedenle direniş içeren ve diğer bazı konuların bugün ihtiyacımız olan şeyler olmadığını iddia ediyorlar.
Kur’an dili akıl ve fıtrat dilidir ve akıl ve fıtrat dilinin dünü ve bugünü yoktur. Kur’an’ın öğretilerinden biri de insanın kutsal eğilimlerini eğitmektir. Merhum Şehit Mutahhari’ye göre, insan eğilimleri duyusal ve metafizikseldir. Duyusal olmayan eğilimde, herkes ilahi öğretilerden yararlanabilir.
Kur’an-ı Kerim insanı duyusal insandan akılcı ve sezgisel insan olmaya çağırır. Kur’an, hayatın kanunu ve insanın kurtarıcısıdır ve insanlığı kelimenin tam anlamıyla haysiyete davet eder. Kur’an’ın öğretilerini sadece Şiilere, Müslümanlara ve İbrahimi dinlere değil, insanlara da sunmalıyız.
Uluslararası arenada doğru hedef kitleyi tanımamız gerekiyor. Uluslararası saha ve dünya bugün Kur’an’a ve Kur’an öğretilerine susamış durumda. Kur’an tekelleştirilmemelidir ve Kuran insanlar içindir. Bu açıdan Kur’an’ı bir insan kitabı ve hayatın bir versiyonu olarak tanıtabiliriz.
Kur’an’dan haz almamızın bir kısmı bu ilahi kitabın okunmasıdır ve hatta Kur’an’a bakmanın ödüllendirildiği rivayetlerde bile vardır, ancak bundan daha önemlisi düşünmek, tefekkür etmek ve kendini Kur’an’a sunmaktır. Kur’an bir hayat ve insanı insan yapma kitabı olmalıdır. Kur'an-ı Kerim’i yeniden gözden geçirmeli ve yeniden tanımlamalıyız. Kur’an-ı Kerim, kelimenin tam anlamıyla insanlığa barış getirebilir, yolu ve hedefi gösterebilir.
Kur’an-ı Kerim’de ailenin direği karı-kocadan oluşan bir ailenin kurulmasıdır, ancak bugün Batı’da insan ırkını tehdit edebilecek aile alanında ciddi bir çarpıklıkla karşı karşıyayız. Ailenin anlam ve maneviyat yolunda olmasını istiyorsak sevgi ilkesine dikkat etmeliyiz. Bu sevgi ilkesi, çocuklara enjekte edilirse, ailenin sağlığını sağlayacaktır. Küçük bir topluluk olarak ailenin sağlığı, büyük bir topluluğun sağlığına zemin hazırlar.
Kur’an-ı Kerim’de aile alanında vurgulanan maneviyat, taşlaşmış ve baskıcı değil, sorumlu bir maneviyattır ve Yüce Allah’ın insana yüklediği bu sorumluluk duygusu, kapsamlı bir maneviyat anlayışıdır.
............................
167