Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Ayetullah Rıza Ramazani Reşt-Afehra Camisinde İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şehadet yıldönümü münasebetiyle düzenlenen merasimde İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şehadeti hasebiyle bölge şehirlerinde matem tutan grupların boy göstermesi gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti: Peygamber Ekrem’in (s.a.a) vefatından sonra baş gösteren sorunlardan birisi dini meselelerin bir şekilde temel kavramlarını kaybetmiş olmasıydı.
Geçmişte İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) için tefsir alanında fırsat yoktu. İmam Seccad’ın (a.s) zamanında sosyal, siyasi, ahlaki, itikadi ve… gibi yaşamın çeşitli alanlarında İslam maarifi dua kalıbında dile getiriliyordu.
Bazı Batı düşünürlerinin söylemiyle Sahifeyi Seccadiye yüz yüze olduğumuz paha biçilmez bir hazinedir.
Cihadın açıklığa kavuşturulması sadece günümüzün konusu değildir ve imamın (a.s) vazifesi her türlü sapıklıkla mücadele etmektir. İmam Bakır’ın (a.s) zamanında kavramlar toplum içinde yanlış bir şekilde anlatılıyordu ve bazı işler züht ile çelişkili görülüyordu, ne var ki imamın (a.s) bizzat kendisi böylesi sapık fikirlere karşı koymakla ve kendi çalışmalarıyla meşguldü.
Bazıları Müslümanların servet peşinde olmaması gerektiği bakışına sahiptir ki bu düşünce son derece yanlıştır. Dualarda fakirliğin kökünden kazınması gerektiği yer almıştır. İslam toplumu fakir değildir ve her bölgenin fertleri için refah temin edilmeli ve fakirlikle mücadele edilmelidir.
İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belaga’da toplumu fakir, zengin, âlim ve cahil olmak üzere dört kısma ayırmıştır; bunların tamamı kendi sorumluluklarına doğru bir şekilde amel ederlerse toplumda sorunumuz kalmayacaktır.
Zenginin fakirliğin kökünü kazıma peşinde olması ve fakirin de çalışma düşüncesinde olması gerekir. İslam toplumunda dilenci olmamalıdır ve İslam düzeninde koşullar çerçevesinde her bir fert düşünülmelidir.
Bazı aydınlar Camiayı Kebire Ziyaretine nispetle yanlış düşünceyi ilga etmektedir. Tertemiz İslam’ın muhalifinde olan kimseler Kur’an mantığının aksine bazı konuları gündeme getirmektedirler ve imamın (a.s) yanlış mantığı aydınlatması gerekir.
Peygamber Ekrem’in (s.a.a) en önemli vazifelerinden birisi tertemiz İslam’ın açıklanmasıydı. Tüm boyutlarıyla kapsayıcılık İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) nezdinde çok aşikârdı ve toplumda konu edilen şüphelere cevap veriyordu.
İmam Muhammed Bakır (a.s) hakkın, batılın, yiğitliğin ve bireysel ve toplumsal alanda yer almanın dosdoğru anlaşılması için halka tertemiz dini tanıtıyordu. Bizimle imam (a.s) arasındaki mesafe pek çoktur ve anlayışımızı düzeltmemiz için bu mesafenin azalması gerekir. Kendimizi, meadı ve kâmil insanı incelikle tanımalı ve imamın (a.s) huzurunda olmalıyız.
Ehlibeyt (a.s) meclislerinde ilahi öğreti ve Masum İmamların (a.s) yaşam boyutlarının söylenmesi gerekir. Bu öğreti ve hükümler üzerinde durmayan ve sadece imamların (a.s) övülmesi doğrultusunda birkaç beyit şiir okuyan bir heyet kesinlikle sapıtmıştır. Mezhebi heyetler Ehlibeyt (a.s) öğretilerini ihya etmelidir. Ehlibeyt (a.s) öğretileriyle birlikte olursak düşünsel sapıklıklardan güvende oluruz.
Zikir ehli kimselerin Allah’a teveccühleri vardır ve komşularına nispetle sorumluluk hissederler. Bizim Hz. Veliyi Asra (a.s) nispetle marifet, muhabbet ve itaatimiz olmalıdır. Aşura Ziyaretini çokça okuyoruz, ama İmam Hüseyin’in (a.s) makam ve konumunu derk etmiyoruz.
İmam Muhammed Bakır (a.s) zihniyet ve sapıklıkların çoğunu ıslah etmiştir ve bizim de kendi düşünce ve ahlakımızı düzeltmemiz gerekir.
Bazıları ev ortamında kötü ahlak sergilemekte ve maalesef Ehlibeyt (a.s) ahlakından bir şey elde edememiştir. Ehlibeyt (a.s) öğretilerinden ayrı olduğumuz sürece kesinlikle zarar edeceğiz. Tevessül ve tevekkül etmeli ve anlayış ve mütalaamızı bu alanda derinleştirmeliyiz.