İslam İşbirliği Teşkilatı Enformasyon Bakanları'nın 12. Toplantısının sonuç bildirisinde, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İslamofobi ve İslam düşmanlığı ile tüm yönleriyle mücadeleyi desteklediğine işaretle, yüce İslam dininin gerçeklerinin etkin şekilde sunulması için modern teknoloji ve platformların kullanılması gerektiğine vurgu yapıldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam düşmanlığı ile her şekliyle mücadele verilmesi gerektiğine vurgu yapan bir örgüt olarak, dünya genelindeki 4 kıtadan fazla bir alana yayılan 57 üyesiyle bu alanda çaba göstermekte. 57 ülkeden müteşekkil Müslüman blok, İslam ülkelerindeki medyanın İsrail rejiminin mazlum Filistin milletine yönelik saldırı ve cinayetlerini ifşa etme noktasındaki etkin ve hayati rolüne vurgu yapıp, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermek için Filistin halkının meşru ülküsünün canlı tutulmasını istemekte. İslam İşbirliği Teşkilatı ayrıca, uluslararası dayanışmaya ve üye ülkeler başta olmak üzere göçmenler ve mültecilere yardım yapılması gerektiğine inanıyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı kurulduktan bu yana bu Teşkilat, İslam ve İslam gerçeklerini tanıtmak için önemli kararlar almıştır.
Bu toplantıda konuşma yapan Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Bir barış dini olan İslam ne yazık ki sistematik nefret söylemiyle, dezenformasyon faaliyetleriyle ötekileştirilmek isteniyor. Bunun arkasında bir endüstri olduğunu da bugün net bir şekilde görüyoruz." dedi.
Günümüzün küresel tehditlerinden birinin hiç kuşkusuz İslam düşmanlığı olduğunu vurgulayan İletişim Başkanı Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İslam düşmanlığının bugün literatürdeki karşılığı İslamofobi hâlini almış durumdadır. Biz İslamofobi dediğimizde esas itibarıyla İslam düşmanlığını, Müslüman karşıtlığını kast ediyoruz. İslam dinine, Müslüman kardeşlerimize yönelik düşmanlık ne yazık ki dünyanın dört bir yanında yoğun bir şekilde artış gösteriyor. Günümüzde dezenformasyon faaliyetleriyle kasıtlı şekilde yükseltilen İslam ve Müslüman karşıtlığı ne yazık ki günden güne kendisine daha geniş alanlar bulabiliyor. Bu düşmanlığın farklı görünümleri var elbette. Yer yer fiziksel şiddet yer yer ayrımcılık yer yer nefret söylemi şeklinde bu düşmanlık kendisini gösteriyor. Böylece İslam ve Müslümanlar ötekileştiriliyor ve bir nefret nesnesi hâline getirilmek isteniyor. "
İran İslam Cumhuriyeti, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aktif üyelerinden biri olarak her daim, İslam dünyası gençlerine yardım ve bu kesim arasında dayanışma sağlanmasına vurgu yapmıştır. Nitekim İran Spor ve Gençlik Bakanı Seccadi haziran ayında teşkilatın toplantısında yaptığı konuşmada, İslam ülkelerinin gençler ve spor alanında dayanışmasının önemine vurgu yaparak, İran İslam Cumhuriyeti'nin dünya ülkeleri arasında barış, dostluk ve dayanışmanın pekiştirilmesi, İslam kurallarına saygı ve Müslüman gençler arasında ahlaki değerlerin yükselişi için adım attığını belirtmişti.
İran İslami İrşat ve Kültür Bakanı Muhammed Mehdi İsmaili de dün TRT ve AA'ya ayrı ayrı verdiği demeçte, İslam'ın sevgi ve dostluk dini olduğuna işaretle, düşmanların yanlış ve sahte haberlerle İslam'dan yanlış bir simaya sunmaya ve Müslümanlar'ı terörist olarak adlandırmaya çalıştıklarını, oysa İslam dininin barış, kardeşlik ve barışık yaşama dini olduğunu vurguladı.
Sonuç itibarıyla İslam ülkeleri, İslam düşmanlığı ile mücadele için dayanışma ve işbirliğini güçlendirmeleri ve İstanbul toplantısının sonuç bildirisinde vurgulandığı gibi modern teknolojileri, İslam'ın gerçeklerini anlatmak ve sunmak için kullanmaları, böylece İslam, Müslüman ülkeler ve milletlerin yükselişi doğrultusunda büyük adımlar atmaları gerekiyor./