Afrika'nın Kuzeyinde yer alan Arap ülkelerinden Tunus'ta yeni anayasaya dayanan ilk parlamento seçimleri Cumartesi günü ülkedeki siyasi partilerin seçimlere yönelik yaygın boykotlarının ortasında başladı.
Yeni anayasaya göre yapılması gereken bu seçimin bir diğer ayırt edici özelliği de Rusya'dan bu seçimi izlemek üzere bir heyetin bulunması ve denetim yapmasıdır.
Seçim Konseyi'nin bu seçimlerin, ülke dışında yaşayan Tunuslular tarafından pek coşkulu karşılanmadığını ve Cuma günü yapılan ülke dışındaki sandıklara fazla oy atılmadığını belirtmesi, durumun hakkında kuşkuları güçlendirmiştir. Bu bağlamda Cumartesi günü katılım hususunda da kuşkular artmıştır.
Tunus Devlet Başkanı Kays Said, geçen Temmuz ayında Yargı Konseyi ve Parlamento'nun feshedilmesi ve yeni bir anayasa taslağı hazırlanması da dahil olmak üzere olağanüstü önlemler aldı. Bu önlemler hem yerli hem de yabancı taraflarca eleştirildi. Tunuslular, Kays Said'in bu eylemlerini anayasaya karşı bir darbe olarak nitelendirdiler. Bu girişimlere tepki ve yanıt olarak, Tunus'ta çok sayıda büyük siyasi parti ve grup bu seçimleri boykot etti. Bunlardan İhvancı el Nehda hareketi son hamlesiyle bu seçimlerin boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Siyasi partilerin geniş çaplı boykotunun yaşandığı bir ortamda Tunus parlamento seçimlerinin başlaması ise bir çok soru işaretlerine neden oldu.
Bu bağlamda el Nehda hareketi bir bildiri yayınlayarak, Tunus parlamento seçimlerinin iktidarı tekelleştirme ve tiranlığı pekiştirme fırsatı sağlamak için bir nevi darbe olduğunu duyurdu.
Arap baharı döneminde Tunus devriminde de ön saflarda yer alan ve belki de ana aktör olan Müslüman kardeşler partisi El Nehda hareketi, bu seçimlerle göreve gelmesi beklenen meclisin her şeyden önce darbe rejimini güçlendirme aracı olacağını ve asıl görevini yerine getirecek bir yetkisi ve gücünün olmayacağını gösterdiğini vurgulamıştır.
İslami eğilimli el Nehda hareketine ek olarak, Tunus'un Kalbi, El-Kerame Koalisyonu, Harrak Tunis İradesi, El-Emel, El-Cumhuri, El-Ummal, Al-Kutb, Demokratik Hareket, Demokratik Çalışma ve Özgürlük Cephesi ve Al-Dusturi El Hür gibi birçok siyasi parti ve grup bu seçimleri boykot etti. Halbuki bu siyasi güçler ve partiler, 2019 seçimlerine katılan en önemli örgütler ve parti gruplarıydı.
Tunus'ta yapılan meclis seçimi, aslında Tunus cumhurbaşkanı Kays Said'in, yargı ve parlamentonun feshedilmesinin ardından geçen Temmuz ayından bu yana ülkenin siyasi atmosferine dayattığı olağanüstü tedbirlerin bir parçası da sayılır.
Tunus siyasi akımları cumhurbaşkanının bu önlem ve eylemlerini mutlak diktatörlüğün pekiştirilmesi olarak görüyor, ancak diğerleri bu eylemlerin Zeynel Abidin Bin Ali'nin iktidardan uzaklaştırıldığı 2011 devriminin yolunun düzeltilmesi olduğuna inanıyor./