Maduro, "Amerikan emperyalizmi, politikalarının, ahlakının, ekonomisinin ve ordusunun zor şartlar bulduğu bir aşamaya girdi ve bu nedenle daha tehlikeli hale geldi. İnsanlığın yeni bir uluslararası refah, işbirliği ve sinerji aşamasına girmesi gerekiyor.” dedi.
Maduro'nun ABD emperyalizminin daha tehlikeli hale geleceği uyarısı, ABD askeri bütçesinin 2023'te 858 milyar dolara çıkarılması olarak görülebilecek savaş kışkırtıcılığının devam etmesi nedeniyle dile getirildi.
Donald Trump başkanlığı döneminde müttefikleriyle tek yanlılık ve ayrışma ve küresel düzeyde görece yalnızlık döneminin ardından Amerika, Joe Biden başkanlığı döneminde bir kez daha sözde özgür dünyanın iddiacısı konumuna geldi. Şimdi Washington, iki uluslararası rakibi Çin ve Rusya ile aktif bir gerilime, yani yeni bir soğuk savaşa girdi. Bu bağlamda ABD, Ukrayna'ya eşi benzeri görülmemiş askeri yardım ve silahlar sağlayarak, Rusya'nın ekonomisini ve askeri gücünü olabildiğince zayıflatmak amacıyla Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın devam etmesini istiyor.
Doğu Asya'da ABD'nin Çin'e karşı ACOS ve QUAD gibi müttefikleri ile her türlü ittifakı kurarak Çin'i kuşatma ve çevrelemeyi içeren provokatif politikaları ve Çinli şirketlere ve sanayicilere yönelik sürekli yaptırımlar devreye girdi.Böylece Washington Pekin ile siyasi ve ekonomik savaşa girmiş, aynı zamanda üst düzey Amerikalı yetkililerin Tayvan'ı ziyaret etmesi gibi provokatif eylemleri, Washington ile Pekin arasındaki gerilimin keskin bir şekilde artmasına neden olmuştur.
Bölgesel düzeyde Amerika, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelere karşı Trump döneminin aynı provokatif ve saldırgan politikasını izlemeye devam ediyor. İran konusunda, Biden hükümetinin başta BERCAM Nükleer anlaşmasına geri dönüleceğine dair iddialarına rağmen, bahaneler üreterek ve İran'dan her türlü abartılı talebi ileri sürerek fiilen Viyana'daki yaptırımların iptali müzakerelerini durma noktasına getirdi. Ayrıca Washington, İran'da bazı isyan hareketlerin ortaya çıkmasıyla BERCAM’ı bir kenara bırakıp Tahran'ı olabildiğince zayıflatmak ve taleplerini İran'a dayatmak amacıyla İran'a yönelik baskıyı yoğunlaştırma fırsatının ABD için uygun olduğu görüşündedir. Gerçi şimdiye kadar İran'a yönelik artan baskının sonuçsuz bir politika olduğu kanıtlanmış ve Tahran hiçbir zaman haklı konumundan geri adım atmadı.
Kuzey Kore ile ilgili olarak, Biden hükümetinin iki ülke arasındaki müzakereleri yeniden başlatmaya hazır olduğunu ilan eden iddialarına rağmen Amerika, Kuzey Kore'ye puan vermeden sadece puan kazanmanın ve Pyongyang'dan taleplerini yerine getirmenin peşinde. Aynı zamanda Washington, Güney Kore ile ortak tatbikatlar yapmak gibi provokatif eylemlerde bulunmaya devam ediyor.
Bu nedenle, Venezuella Devlet başkanının da işaret ettiği gibi, Amerika'nın savaşçı ve emperyalist doğası sadece değişmekle kalmamış, aynı zamanda Doğu Avrupa'daki Ukrayna savaşı ve Doğu Asya’da Çin ile Tayvan arasında artan gerilim gibi küresel ve bölgesel gelişmelerin gölgesinde de değişmiştir. Washington'un silah yardımı göndererek ve Ukrayna'nın Batı yönelimli hükümetini Rusya'ya karşı ayağa kaldırmaya ve Tayvan'ı Çin'e karşı pozisyonunu güçlendirmeye teşvik ederek dünyadaki savaş çığırtkanlığındaki rolü eskisinden daha belirgin hale geldi ve aslında Amerikan emperyalizminin yeni ve çok tehlikeli bir aşamaya girdiği söylenebilir