Tunus Taşımacılık Sendikası şunları da duyurdu: Hükümetin, sendikaların taleplerini dikkate almaması ve ulaştırma sektöründeki kamu şirketlerinin özelleştirilmesine karşı çıkması sonucunda grev kararı alındı.Tunus'un ulaşım sektöründe greve gitmesi, bu ülkenin cumhurbaşkanının başarısızlığı nedeniyle Tunus'un siyasi krizden çıkamaması ve bu küçük Kuzey Afrikalının ekonomik ve sosyal durumunun iyileştirilmesi alanında vaatlerini yerine getirmemesi ile ilgilidir. Kays Said politikalarından ve eylemlerinden memnuniyetsizliğin artması da bu durumda büyük etkiye sahip olmuştur .Geçen yıldan bu yana, Kays Said'i eylemleri nedeniyle Tunus, çeşitli ekonomik ve siyasi krizlerle karşı karşıya kalmıştır. Bundan önce Tunus'ta ülke çapında büyük bir grev vardı. Tunuslu kamu sektörü çalışanları, bu ülkede eşi benzeri görülmemiş ekonomik krizi ve istikrarsız yaşam koşullarını protesto etmek için Haziran 2022'de greve gitmiş, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini talep etmişti.Ülke çapında kapsamlı olan bu grev, Tunus Genel İşçi ve Çalışanları Sendikası tarafından düzenlendi. Bu kurum yaptığı çağrıda, Tunus'un bağımsızlığından bu yana gördüğü en kötü ekonomik kriz nedeniyle hükümet çalışanlarından greve gitmelerini istedi.
Günübirlik bu çağrıya limanlar ve havaalanları da dahil olmak üzere 159 devlet kurum ve kuruluşu çalışanları greve gitti. Grevciler, Tunus'ta eşi benzeri görülmemiş ekonomik kriz nedeniyle kamu sektörü çalışanlarının ücretlerini ve satın alma güçlerini artırmak istediler.Bu grevlere rağmen, 25 Temmuz 2021'de darbeci eylemle hükümeti eline geçirerek ve parlamentoyu feshederek yarı darbe eyleminin ardından artık iktidarın dizginlerini eline alan Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, bu krizlere karşı herhangi bir etkili önlem bulamadı. Tunus'u içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal zorluklardan kurtarmaya çare düşünemedi. Bu da memnuniyetsizliğin artmasına neden oldu.Aslında Tunus cumhurbaşkanı attığı sloganlara rağmen bu ülkedeki ekonomik çalkantıya ve yüksek işsizlik oranına henüz bir çözüm sunabilmiş değil. Tunus nüfusunun önemli bir bölümünün yaşam koşulları son yıllarda kötüleşti. Tunus, uzun süredir koronavirüs salgını ve Ukrayna'daki savaş nedeniyle ağırlaşan bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu Kuzey Afrika ülkesi, büyük ölçüde petrol ve tahıl ithalatına da bağımlı. Buna rağmen, Kays Said, anayasayı değiştirmek ve bu konuda referandum yapmak gibi durumları ortaya koydu.
Elbette Tunus halkının çok az katılımının olduğu erken parlamento seçimlerinin yanı sıra yargı sisteminin yargıç ve hakimlerine tasfiye eylemleri gibi önlemler de halkı daha da öfkelendirdi. Son yılda siyasi grupların da faaliyetlerine kısıtlamalar getiren Kays Said İslamcı el Nihda partisi başta olmak üzere muhalefet partileri güçlerini zayıflatmak ve kendi liderliğini pekiştirmek için önemli adımlar attı.
Bu bağlamda, son bir buçuk yılda Kays Said bir dizi olağanüstü önlem aldı ve parlamentonun yetkilerinin iptal edildiğini, temsilcilerin dokunulmazlığının kaldırıldığını, anayasal denetleme kurulunun feshedildiğini ve hükümetin görevden alındığını bildirerek, bu ülkede ciddi bir siyasi çıkmaz yarattı.Başta "Hizb el-Nihda" olmak üzere siyasi parti ve akımlardan bir itiraz ve protesto dalgasıyla karşı karşıya kaldı.Kays Said'in muhalifleri onu, 2011'de halk hareketinin demokratik başarılarına karşı, o zamanki Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin devrilmesine yol açan devrimci harekete karşı bir darbe yapmakla suçluyor, ancak Kays Said, eylemlerinin yasal olduğunu ve Tunus'u bir saldırıdan kurtarmak için siyasi kriz ve ekonomik krizden kurtarmak için olduğunu ileri sürüyor .Analistler, Tunus'un 1956'da Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana içinde bulunduğu çetin durumun ve benzeri görülmemiş ekonomik krizin, Kays Said'in keyfi ve hukuk dışı eylemlerinin başarısızlığa uğradığına işaret ettiğine inanıyor. Özellikle 17 Aralık 2022'de milletvekili seçimlerinin Tunus halkının çok az katılımıyla yapılması, Kays Said'in yenilgisinin açık bir göstergesidir.
342/