Amerika Dışişleri Bakanı Blinken söz konusu görüşmede şunları söyledi: Washington ve Tokyo, Çin'i Amerika, Japonya ve müttefiklerinin şu anda karşı karşıya oldukları en büyük ortak stratejik sorun olarak görüyor. Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi de "Çin eşi görülmemiş bir stratejik sorun ve yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Çin'in eylemlerine karşı olduğumuzu ve Tayvan Boğazı'nda barışın korunmasına verdiğimiz desteği yineliyoruz" dedi.
Batı'dan Çin karşıtı kampanyayı yoğunlaştırmak için bir başka adım olarak, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve Japon mevkidaşı Fumio Kishida Çarşamba günü Londra'da düzenlenen bir toplantıda önemli bir askeri anlaşma imzaladılar. Söz konusu anlaşma uyarınca iki ülke karşılıklı olarak birbirlerinin topraklarında askeri güç konuşlandırmasına izin veriyorlar. Londra, bu anlaşmayı iki ülke arasında son yüzyılda imzalanan en önemli askeri anlaşma olarak nitelendirdi.
Rishi Sunak şöyle konuştu; "Bir çok ortaklıklarımız vardır, örneğin ortak bir dünya vizyonu, önümüzdeki tehditler ve sorunlardan ortak anlayış ve küresel maslahat için Dünyadaki konumunu kullanmak için ortak büyük hayallerimiz.”
Tokyo ile Londra arasında karşılıklı askeri anlaşmasının imzalanmasıyla İngiltere, Japonya ile böyle bir anlaşmayı imzalayan tek Avrupa ülkesi oldu. İngiltere, Hint-Pasifik bölgesindeki ticaret ve güvenlik ilişkilerini güçlendirmeye odaklandığı yeni dış politika stratejisi doğrultusunda bu anlaşmayı imzaladı.
Amerika ve İngiltere’nin Pekin'e karşı yeni tutumları ve eylemleri, Batı'dan Çin karşıtı kampanyanın devamı doğrultusunda gerçekleştirildi. Amerika Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ekim 2022 sonunda yayınladığı Ulusal Savunma Stratejisi belgesinde Çin'i Amerika için en önemli ve sistematik sorun olarak ilan etti. Bu belgede Çin'in Hint-Pasifik bölgesini ve uluslararası düzeni kendi çıkarları ve otoriter tercihleri doğrultusunda değiştirmeye çalıştığı belirtiliyor. Bu strateji metninde, kendi tabiri ile Çin'in Tayvan'a yönelik düşmanca faaliyetleri, istikrarsızlaştırıcı ve bölgede barış için bir meydan okuma olarak tanımlanıyor.
Amerikalı üst düzey yetkililer ve politikacılar defalarca Çin'in Amerika’nın önündeki en önemli jeopolitik sorun olduğunu ilan ettiler ve onun uluslararası sistemi liberal düzene dayalı olarak değiştirme niyetini iddia ettiler.
Çin korkusuna dayalı bu görüntü, Amerika ile Çin arasında bölgesel ve küresel alanda büyüyen çatışma dikkate alınarak açıklanabilir. Aslında ABD, uzun süredir sert belgelerinde Çin'i kendisine ve Batı dünyasına yönelik en önemli tehdit olarak tanımlıyor ve Pekin'in emellerine karşı koymak gerektiğini vurguluyor. Amerika kongresinde Cumhuriyetçilerin göreve başlamasıyla birlikte Washington ve Pekin arasındaki ilişkiler yeni bir aşamaya girmiş olduğu görünüyor. Zira Amerika Temsilciler Meclisi'nin yeni başkanı Kevin McCarthy, başkanlığının ilk günlerinde Çin'e meydan okudu ve Cumhuriyetçi Partinin komünist Çin partisine karşı duracağını vurguladı.
McCarthy şöyle konuştu: Cumhuriyetçiler tarafından yönetilecek olan Temsilciler Meclisi, Çin Komünist Partisi'ne karşı duracak. Çin'e olan tüm bağımlılığı sona erdirmek, Çin Komünist soykırımına karşı çıkmak ve egemenliğimizi ve ulusal çıkarlarımızı korumak.
Kasım 2022'de Endonezya'nın Bali kentinde yaptıkları toplantıda Amerika ve Çin başkanları, bu iki dünya gücünün ikili ilişkilerin hızla gerilemesini önlemenin ve çatışmayı önlemenin yollarını bulmasını umduklarını ifade ettikleri bir ortamda Washington ve müttefiki sayılan Londra, Çin’e karşı savaşın yoğunlaşmasından söz ediyorlar./
342/