AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Parstoday
Pazartesi

3 Nisan 2023

14:24:53
1355791

Joe Biden’dan diğer ülkelere müdahale itirafı

ABD Başkanı Joe Biden'a göre bu ülke, Biden'ın "özgürlük meşalesini yakmak" olarak adlandırdığı müdahaleci eylemler için milyarlarca dolar harcayacak.

Biden, katılımcılarına sanal olarak yayınlanan "Demokrasi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada bu açıklamalarda bulundu. Biden, ABD'nin, Washington'un dünyanın çeşitli ülkelerinde demokrasiyi destekleme çabaları olarak tanımladığı çabalara 690 milyon dolar daha harcayacağını duyurdu. Biden, Kongre'den aynı amaçla 9,5 milyar dolar daha istemeyi planladığını söyledi. Biden'a göre paranın büyük bir kısmı Uluslararası Kalkınma Örgütü bünyesinde oluşturulacak yeni bir ajansa verilecek. Bu örgüt, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın denetiminde faaliyet gösteriyor ve görünüşe göre insani yardım programlarını uygulamayı hedefliyor. Biden, "Dünyamızın güçlenmesi için demokrasilere, bizim ve gelecek nesiller için özgürlük meşalesinin yanık kalmasına ihtiyacı var.” İddiasında da bulundu.

Biden'ın diğer ülkelerin iç işlerine karışmak için devasa fonlar ayrıldığını kabul etmesi, ABD'nin gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. ABD, Soğuk Savaş döneminden bu yana İngiltere gibi müttefikleri ve tabii ki emperyalist hedef ve çıkarları doğrultusunda diğer ülkelerde hep müdahaleci bir yaklaşım benimsemiş ve bu sayede sadece savaş başlatmaya, darbe planlamaya ve uygulamaya başlamıştır.

Bu bağlamda dünyanın farklı yerlerinde olmakla birlikte, birçok ülkede Batı bağlantılı partilere, hareketlere, siyasetçilere ve sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya bağlı unsurları desteklemek ve Amerika Birleşik Devletleri'nin çıkarlarına hizmet etmek amacıyla doğrudan ve dolaylı olarak müdahalelerini devam ettirmiştir. Bu bağlamda Beyaz Saray, demokrasi zirvesi yapılırken aynı zamanda ABD hükümetinin yeni bütçesinin demokrasinin sözde genişletilmesi ve yayılması için hangi ülkelerde harcanacağını belirten bir rapor yayınladı.

 Amerikan hükümeti, Amerikan vergi mükelleflerinin parasının diğer ülkelerde demokrasiyi güçlendirmeye yardımcı olmak için ve bağımsız ve özgür medyayı desteklemek, doğru haberlerin yayılmasını güçlendirmek, Hazine Bakanlığı ile sahte şirketleri ifşa etmek için işbirliği yaparak yolsuzlukla mücadele etmek gibi şeyler için kullanılacağını iddia ediyor. Ayrıca insan hakları ve demokratik reformların güçlendirilmesi, özgür ve sağlıklı seçimlerin savunulması için adımların atılacağı için bu bütçenin harcanacağını iddia ediyor.

Aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri kendisini dünyada demokrasinin ana destekçisi olarak sunmuş ve demokrasi zirvesini yeniden yaşatmaya yöneleceğini iddia etmiş ve görüşüne göre dünyada demokrasinin yayılması için temelde gerçek olmayan kendi çıkarları doğrultusunda bir plan sunmuştur. Hangi uluslararası otoritenin bu yetkinliğe sahip olduğu ve görevi Washington'a verdiği bile belirsiz. Biden yönetimine, demokrasi zirvesi düzenleyerek demokrasinin gelişmesi için kılavuzluk yapma ve diğer ülkelerdeki demokrasinin durumunu yargılama görevini kim verdiği de belirsiz.

Ayrıca, Amerika'nın insan hakları iddiaları gibi, Washington'un Amerika'nın dünyadaki lider demokrasi olduğu ve liderliğini elinde tuttuğu iddiası da sorgulanmaktadır.

Bu, en önde gelen Amerikan siyaset bilimi profesörlerinden birinin bile kabul ettiği bir konudur. Harvard Üniversitesi profesörü ve Amerikalı teorisyen Stephen Walt şöyle diyor: "Amerika şu anda böyle bir zirveye (demokrasi zirvesi) liderlik edecek durumda değil. 2020 ABD başkanlık seçimleri öncesinde "Ekonomik İstihbarat Birimi" bu ülkeyi "kusurlu demokrasi"ye sahip ülkeler kategorisine yerleştirmişti. Yine de Amerika'daki iki ana partiden biri bu ülkedeki seçimlerin sonuçlarını kabul etmemiş ve bazı Cumhuriyetçiler bu ülkenin Kongresine yapılan saldırıyı örtbas etmektedirler. Demokratik liderlik için çabalıyorsak, bu tür sorunlar bu durumla çelişir. “

Bu Amerikalı teorisyen, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın destekçilerinin bu ülkenin Kasım 2020 başkanlık seçimlerinin sonuçlarını ve Biden zaferinin duyurulmasını protesto etmek için 6 Ocak 2021'de ABD Kongresi'ne düzenlediği saldırı olayına atıfta bulunuyor. Amerikan demokrasisinin temellerini yerle bir eden Joe Biden'ın zaferi Trump’ın defalarca Amerika'da demokrasiyi yalan olarak nitelendirmesine yol açtı.