Bu talep, Tahrik İnsaf olarak da bilinen İnsaf Hareketi'nin üst düzey bir yetkilisi olan Şirin Mazari'nin Amerikan Yahudi Kongresi'nin İslamabad ile Tel Aviv arasındaki ticareti memnuniyetle karşılayan bir basın bildirisini tweetlemesinden sonra yapıldı.
Pakistan Yahudi vatandaşı Fishel bin Khalid, BAE üzerinden işgal altındaki Filistin'e baharat ve kuru meyve ihraç ettiğini iddia etti. Buna rağmen Pakistan, Siyonist rejimin varlığına tüm kamuoyu, hükümet ve parti düzeyinde tüm ciddiyetiyle karşı çıkmaya devam eden İslam ülkelerinden biridir ve bu konu Pakistan'da neredeyse değiştirilemez bir yasa haline gelmiş durumdadır. Bu nedenle, son yıllarda Siyonist işgalci rejimi, kişisel ilişkiler yoluyla bile mümkün olan her şekilde Pakistan'a sızmaya ve bu normalleşme sorununu çözmeye çalışıyor.
Fishel Khalid'in Pakistan hükümetinin herhangi bir bağlantısını inkar ettiği işgal altındaki Filistin'e baharat ve kuru meyve nakletme ve taşıma ve ihraç etme konusundaki ticari faaliyeti ile ilgili bilgilerin yayımlanması, Pakistan'da ciddi bir tehditle karşı karşıya kalan Siyonist rejime karşı muhalefet atmosferini yoklamak ve Siyonist karşıtı ortamı ve algıyı kırmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Pakistan'daki siyasi meseleler uzmanı Mansur Ahmad Khan şöyle diyor: "Pakistan halkı Siyonist rejimin varlığına şiddetle karşı çıkıyor ve bu muhalefetinde de ısrar etmeye devam ediyor. Aslında, mazlum ve mağdur Filistin halkının mücadele davasını desteklemek hep Pakistan'ın hem halkı hem hükümetinin öncelikleri arasında yer almıştır. Siyonistlere karşı hareket etmek Pakistan için ulusal bir hedeftir, Pakistan'da değişmeyen bir ideal haline gelmiştir ve hiç kimsenin Pakistan halkının iradesine karşı hareket etmesine izin verilmeyecektir."
Bazı Arap ülkelerinde, hükümet düzeyinde Siyonist rejimle uzlaşma adımları atılmış olsa da, aynı ülkelerde Siyonist rejimin varlığına kamuoyu ve halk düzeyinde hâlâ yüksek bir muhalefet var, bu nedenle uzlaşmacı birkaç hükümetin müzakereleri hala sonuçsuz kalmıştır. Böylece bu normalleşme çabaları Siyonist rejimin bölgedeki durumunu etkileyemedi ve hala da nefret ve çekinme durumu devam ediyor, Müslüman ve İslami kamuoyu, geçmişte olduğu gibi Siyonist rejimden nefret ediyor ve onu yıkmaya çalışıyor.
Son zamanlarda Endonezya bile, 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nın ev sahipliğini kaybetme pahasına olsa bile Siyonist rejime karşı çıkmaktan vazgeçmedi. İşgal Altındaki Filistin'de, Filistin topraklarının işgalinin üzerinden birkaç nesil geçmesine rağmen, halk, özellikle Filistinli gençler, Siyonistlere şiddetle karşı çıkmaya devam ediyor ve Pakistan da dahil olmak üzere Filistin'e yönelik bölgesel ve uluslararası destekler, Siyonistlerin varlığını daha da istikrarsızlaştırıyor.
Siyasi konularda uzman olan Mohsen Rui Sefat bu konuda şunları söylüyor: "Siyonistler, Filistin'de geçen zaman ve neslin değişmesiyle Siyonist rejime karşı muhalefetin de sona ereceğini umuyorlardı. Ancak yeni nesille Siyonistlerle uzlaşma gerçekleşmezken, direniş daha da güçlendi. Ama pratikte sadece bu olmadı, diğer ülkelerde de Siyonistlere karşı muhalefet tüm ulusal ve halk düzeylerinde güçlendi ve bu Siyonistler ve destekçileri için büyük bir yenilgi haline geldi."
Her halükarda işgal altındaki Filistin'de iç çekişmelerin şiddetlenmesiyle durum Siyonistlerin aleyhine ve son dönemde Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kabinesinde bulunan aşırı Siyonist grupların da aşırı ifadeleri ile daha da kötüye gidecektir. Filistin'in Müslüman halkına karşı yanlış ve adaletsiz bir yol izledikleri uzlaşmacı yöneticiler nezdinde de durumun netliği ortada, şimdi Müslümanlar için de Siyonistlerin sadece Filistin'i değil diğer İslam ülkelerini de silahlarıyla hedef aldıkları anlaşıldı. Bu işgalci rejimle normalleşme sürecinde olan ülkeler ırkçı rejime karşı durmazlarsa Siyonist Rejim saldırganlığını daha ciddi bir şekilde sürdürecektir./
342/