Özellikle de BM Güvenlik Konseyi başkanı olarak Sergey Lavrov’un açıklamalarının tepkilere yol açması ve Rusya karşıtı birçok ülkenin Ukrayna savaşı dolayısı ile onun ülkesini BM Anlaşmasını ihlal etmekle suçlaması bu ihtilafları daha da körükledi.
Son dönemde ülkesinin BM Güvenlik Konseyi’nin başkanlığına geçtiğini gören Rusya dışişleri bakanı yaptığı konuşmada Rusya’nın Ukrayna savaşını savundu ve Amerika ve ortaklarını diplomasiyi zayıflatmakla itham ederek Kremlin’in bu girişimini zaruri ve kaçınılmaz olarak değerlendirdi.Lavrov’un konuşmaları Amerika tarafından da tepkisi kalmadı ve ABD’nin BM temsilcisi Linda Thomas Grienfield de Rusya’yı riyakarlıklar itham ederek “ Moskova yasa dışı ve gayrı zaruri Ukrayna savaşı ile BM Anlaşmasını ve bizim için değerli ve saygın sayılan hususlara darbe indirdi. “ dedi.
AB de Rusya’nın kendini BM Anlaşması ve çok taraflılık savunuculuğunu kabul edilemez olduğunu belirterek “ Rusya bu girişimi ile sadece BM Anlaşmasına saygısızlık yapmamış, bir yandan da BM Genel Kurulu kararlarına da uymamıştır.” Vurgusunda bulundu.
Böylece bu ülkeler ve başta da ABD Rusya’nın Ukrayna savaşını öne sürerek Rusya’nın BM başkanlığı koltuğuna oturmasını sorgulamış ve Rusya’nın Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeliğine rağmen ayrılmasını da istemiştir.
Bu durum bir kez daha Batılıların çifte standartları çerçevesinde Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi başkanlığına bile tahammül edemediğini Moskova’yı bu hakkından alıkoymak istediklerini gösterdi.Buna rağmen benzeri durumlarda örneğin Amerika’nın BM Güvenlik Konseyi ruhsatı olmadan 2003 Irak saldırısı Batı blokunun bu izinsiz saldırıları sonucu hiçbir şekilde cezalandırılmadığını gösteriyor.
Aynı zamanda Rusya’nın Batılı ülkeler ile Güvenlik Konseyi’nde karşı karşıya gelmesi bir kez daha bu konseyin yapısının depişme zaruretini ortaya çıkardı. Aslında uluslararası alandaki yapının değiştirilmesi ve yeni güçlerin ortaya çıkması Güvenlik Konseyinde de yapının değiştirilmesi zaruretini bir kez daha gözler önüne serdi.
Gerçekte BM yapısının değiştirilmesi özellikle de Güvenlik Konseyindeki değişiklikler zarureti yıllar boyunca birçok üye ülkenin de talepleri arasında yer alıyor. Ancak bu talepler hep cevapsız kalmıştır.Şimdi de Güvenlik Konseyi yapısı birçok ülkenin de eleştirileri ile karşı karşıya kalmıştır. Mevcut yapı ise birçok ülke tarafından reddedilmekte ve eleştirilmektedir. Ülkeler tarafından en çok dikkate alınan konulardan biri bu konseyin çalışma yapısının değiştirilmesi, Veto hakkının kaldırılması ve üye sayılarının arttırılması ile ilgili olmuştur. Bu arada Güvenlik Konseyi yapısının değiştirilmesi talebinin sırf daimi olmayan üyelere has olmamasıdır. Bu bağlamda Rusya bile bu Konseyin daimi üyesi olarak Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesini istemektedir.Rusya’nın bu tutumu küresel alanda çok taraflılığı desteklemek ve Batı’nın küresel alandaki hegemonyasına karşı koymak alanında anlam kazanmaktadır.
342/