Bugünlerde İskandinavya bölgesi ülkelerinde Kuran-ı Kerim'e yapılan saygısızlıklarla ilgili haberler dünya medyasının manşeti oldu. Bu aşırı yanlısı eylem ifade özgürlüğü bayrağı altında ve güvenlik güçlerinin koruması altında tekrar gündeme geldi.
En son haberler Stockholm polisinin kimliği belirsiz bir kadına Stockholm'de Kuran yakma izni vermesiyle ilgiliydi. Bu eylem şu an İsveç vatandaşı olan 37 yaşındaki Irak göçmeni "Salvan Momika tarafından defalarca tekrarlandı.
Bu aşırılık yanlısı İsveç vatandaşı, birkaç gün önce bu kez İsveç parlamentosu önünde Kur'an-ı Kerim'in bir nüshasını ateşe verdi.
Daha önce de bu alçak eylem Kurban Bayramı'na denk getirerek Iraklıların ve dünya çapında 2 milyardan fazla Müslüman'ın öfkesini uyandırmıştı.
"Russia Elyom" ağında araştırmacı gazeteci olan "Valid Al-Megdadi şöyle diyor:
Salvan Momika Kuzey Irak'taki Ninova eyaletinden ve liberal, ateist ve aşırılık yanlısı. Suriye Demokratik Partisi'nin kurucusu ve Ninova eyaletini IŞİD işgalinden kurtarmak için kurulan "Sagur al-Seryan" adlı silahlı grubun komutanıydı.
Selvan Momika, 2017 yılında savaş cinayeti suçlamasıyla tutuklandı ve ardından Batılı ülkelerin araya girmesiyle serbest bırakıldı Momika İsveç'e gitti ve şimdi bu ülkenin radikal partilerinden birine katıldı.
Kuşkusuz, İsveç, Danimarka ve Hollanda'da Müslümanlar tarafından sık sık yapılan saygısızlıklara ilk tepkiler gelecekti. Müslüman ülkelerde protesto mitinglerinin düzenlenmesi, Irak'taki İsveç büyükelçiliğini kapatmak, İran, Suudi Arabistan, Katar ve BAE'deki İsveç büyükelçisinin çağrılması, İsveç mallarının boykot edilmesi, Müslümanların hükümetlerine İsveç'le bağlarını kesmeleri için baskı yapması vb. gibi tepkiler hem kamusal hem de resmi-diplomatik düzeyde bütünleşik bir şekilde gündeme geldi.
Ancak Kuran'a saygısızlığı protesto eden sadece Müslüman ülkeler ve hükümetler değil, uluslararası kurum ve kuruluşlar, Batılı ve gayrimüslim ülkelerin dini ve siyasi yetkilileri de bu aşağılayıcı eylemi protesto etmiştir.
İsveç'in başkenti Stockholm'deki ulu caminin önünde Kuran'ın yakılmasına tepki olarak Müslümanların kutsal kitaplarının yakılması dünya Katoliklerinin lideri Papa Francis’i, kızdırıp tiksindirdi ve hiçbir kutsal kitaba saygısızlık edilmemesi gerektiğini vurgulayarak ifade özgürlüğü adına saldırgan protestolara izin verilmesi gerektiği fikrini reddetti.
Geçenlerde "Al-Ittihad" gazetesinde yayınlanan bir röportajda Papa, şunları söyledi:
“Kutsal sayılan her kitaba ve ona inananlara saygı gösterilmelidir ve ifade özgürlüğü asla başkalarını küçük düşürmek için bir araç olarak kullanılmamalıdır.
Avrupa Birliği'nin dış politikasından sorumlu "Josep Burrell", Kuran'ın yakılmasına tepki göstererek , Avrupa Birliği'nde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük gibi özellikleri şiddetle reddederek "Avrupa Birliği, dini nefret ve hoşgörüsüzlüğe yönelik her türlü kışkırtmayı güçlü ve kararlı bir şekilde reddediyor" ve diğer dini topluluklara saygı duymanın önemini vurguladı.
Onun yayınladığı bildiride şu ifadeler yer almıştır:
“Kur'an'a veya kutsal sayılan herhangi bir kitaba hakaret etmek; Saldırgan, saygısız ve bariz bir şekilde provokatif bir harekettir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün Avrupa Birliği'nde yeri yoktur."
BM Genel Sekreteri "Antonio Guterres’in Kur'an-ı Kerim'in hakaretine gösterdiği tepkide, Ayetullah Sistani'nin İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakma olayına ilişkin mektubunun kendisine ulaştığına işaretle “Büyük taklid mercii Ayetullah Sistani'nin mesajını aldım ve çabaları için çok minnettarım ve yakında ona yanıt olarak bir mektup yazacağım.”diyerek bu eylemi kuran’a ve müslümanlara karşı saygısız bir eylem olarak nitelendirdi. Buna paralel olarak Çin ve Rusya’dan da bu hakareti kınayan açıklamalar gündeme geldi.