AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Pazartesi

28 Ağustos 2023

14:48:15
1389575

Ebulfazl Şukuri

Kur’an’ın Kelime Tefsirine Bir Giriş 2

Kur'an-i ilimlerin eski kaynaklarına (Tefsir-i Taber-i gibi) baş vurduğumuzda şöyle bir durumla karşılaşmaktayız: "Peygamber (s.a.a)'in ashabından bazıları islamın ilk yıllarında takvaya ters düşmesin diye(!) Kur'an-ı tefsir etmekten çekiniyorlardı.

  4. BÖLÜM

1. ve 2. y.y.lar da İLM-İ MÜFREDAT'IN ORTAYA ÇIKIŞI VE ONUN ÖNCÜLERİ

   Garib-ul Kur'an, Kur'an'ın lugatları, Müşkül-ul Kur'an vb. gibi ilm-i müfredat'ın dallarının her biri zaman geçtikçe, kültürel şartların tesiri, güncel dini ve ilmi ihtiyaçların sonucunda ortaya çıkmış ve gün geçtikçe de gelişmiştir. Kur'an-i ilimlerin bu bölümüne biz "Kur'an'ın kelimelerinin tefsiri ilmi" adını verdik. Bu konunun tarihine girmeden önce, bu ilim nasıl ortaya çıktı, ilk olarak kim yada kimler girişimde bulundular sünni ve şia'lardan hangileri daha önce bu işe başladılar gibi konuları ele almamız gerekiyor.

Kur'an-i ilimlerin eski kaynaklarına (Tefsir-i Taber-i gibi) baş vurduğumuzda şöyle bir durumla karşılaşmaktayız: "Peygamber (s.a.a)'in ashabından bazıları islamın ilk yıllarında takvaya ters düşmesin diye(!) Kur'an-ı tefsir etmekten çekiniyorlardı. Ebubekir, Ömer b. Hattap Said b. Museyyib ve tabiinden bazıları bu gruptandır.35

Ebubekr ve Ömer gibilere verilen nisbet eğer doğru ise söylemek gerekir ki, onların gittiği bu yol Resulullah (s.a.a)'in şahsının ve Ali b. Ebi Talib (a.s), Ubey b. Kaab, İbn-i Mes'ud v.s bazı sahabilerin gittiği yoldan çok farklıdır. Çünkü hadis ve tarihi kaynaklar Resulullah (s.a.a)'in emriyle hatta onun yazdırmasıyla ali b Ebi Talib (a.s) gibiler ayetleri te'vil ve tefsir ederleri. Bu çok hadis bunu teyid etmektedir. Onlardan bir kaç tanesini örnek olarak aşağıda getiriyoruz:

1- Ali b. Ebi Talib (a.s), Talha'ya şöyle hitap ediyor:

"Ey Talha! Allah'ın Resulullah (s.a.a)'e nazil ettiği her ayeti o yazdırıyor, bende kendi ellerimle  yazıyordum. Allah'ın Resulullah (s.a.a)'e nazil ettiği her ayetin te'vili, helal ve haramlar, had, hüküm ve ümmetin kıyamete kadar ihtiyacı olan her şey Resulullah (s.a.a) bana yazdırıyordu…" (36)

2- Resulullah (s.a.a)'in vefatından sonra Hz. Ali (a.s) bir zındıkla tartışırken ona şöyle buyuruyor: "Kavminin ileri gelenlerine te'vil, tenzil muhkem, müteşabih, nasih ve mensuhları olan bir kitap getirdi…..Ama onlar kabul etmediler." (37)

3- Allame Meclisi, Kur'ani ilimler ve tefsir hakkında bir kitabın Hz. Ali (a.s)'a ait olduğunu söylüyor. Onu kendi hadis kitabında da getirmiştir.38

Seyid Muhsin Emin bu kitap hakkında şöyle diyor: "Bu kitapta 60 çeşit Kur'an ilmi vardır. Onların her biri için bir örnekte getirilmiştir." (39)

Buna benzer hadisler Ehl-i sünnet'in kaynaklarında da vardır. Dr. Hasan İbrahim Hasan şöyle diyor:

"Sahabelerden bazıları Kur'an'ın tefsirini Ali b. Ebi Talib, (a.s)'dan Ablerden öğrenmişlerdir. Onlar Resulullah (s.a.a)'den duyduklarının aynısını veya kendi anlayışlarına göre tefsir hakkındaki sorulara cevap veriyorlardı. Bunlar tefsir ilminin ilk kurucuları sayılmaktadırlar." (40)

Hz. Ali b. Ebi Talip (a.s)'ın hutbe, name ve kısa sözlerini incelediğimizde ayetlerin tefsiri ve Kur'an'ın müfredat'nın şerhine ait temelin ilk olarak O'nun tarafından atıldığını görmekteyiz. Yalnızca Nehc-ul Belağa'da, 130 yerde ayetlerden delil getirilmiştir ki onların bir kısmında Kur'an'ın müfredleri açık bir şekilde tefsir edilmektedir.41 Örneğin O (a.s) "fitne" kelimesini şöyle tefsir ediyor: "Allahım fitnelerden sana sığınırım" demeyin. Çünkü hiç kimse tam olarak kendisini fitnelerden uzak tutamaz. Öyleyse şöyle deyin: "Allah'ım saptırıcı fitnelerden sana sığınırım". Allah Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Mallarınız ve evlatlarınız sizin için fitnedir." Yani Allah sizi mallarınız ve evlatlarınızla imtihan edecektir. Böylece sizden Allah'ın rızasına, hışmına ve onun kısmet edişine razı olanla olmayan belli olacaktır. Allah insanları onların kendisinden daha iyi tanımaktadır. Ama bu imtihanlar, sevaba ve cezaya sebep olacak amellerin onlar tarafından yapılması içindir…"42

Görüldüğü üzere burada Hz. Ali (a.s) Kur'an'ın müfredat'ı hakkında açıklama yapmaktadır. Bu gibi tefsirler Hz. Ali (a.s)'ın sözlerinde çoktur.

Hz. Ali (a.s) Kur'an'ın müfredlerini kendi has metoduna göre peygamber-i Ekrem (s.a.a)'in sahabelerinden ilk olarak tefsir eden kimse olarak kabul etmek gerekir. Bu metod O'nun soyundan gelen varislerine de ulaşmıştır. Öyle ki, Masum imamlar (a.s)'ın hadisleri tefsir etme şekli bu metat üzerinedir. Abdullah b. Abbasın, hadisleri ve müfredleri şerh ve tefsir etmekte Hz. Ali (a.s)'dan en çok yararlanan kimse olduğu söylenmektedir. Abdullah b. Abbas, bu bilgilerine dayanarak, kendisi yeni bir tefsir şeklinin temelini de attı. Arap şiirlerinden de yararlanarak düzenli olarak Kur'an'ın ilm-i müfredatını düzenlemeye nail oldu.

İlm-i Müfredat'ın Başlangıcı ve 2. y.y'ın Sonuna Kadar Hz. Ali (a.s)'dan Sonra Bu İlme Öncülük Edenler:

İlm-i müfredat ve kelimeleri tefsir eden ilk insanın Hz. Ali b. Ebi Talib (a.s) olduğunu söyledik. Hz. Ali (a.s) Kur'an'ın ayet ve kelimelerini tefsir etmenin yanı sıra Kur'an'ı tefsir eden müfessirlerde yetiştiriyordu. Amacasının oğlu Abdullah b. Abbas bu konuda özel bir yere sahipti. Onu ilm-i müfredat'ın oluşmasında Hz. Ali (a.s)'dan sonra, çaba gösteren ilk insan olarak sayabiliriz. Onun yetiştirdiği öğrenciler h.k.1. ve 2. y.y 'larda tefsir ve ilm-i müfredat'ı yaymağa başladılar. Aşağıda ilm-i müfredat h.k. 1. ve 2. asırlarda öncülük edenlerin bazılarına yer veriyoruz:

1- Abdullah b. Abbas43

Fuad Sezgin gibi bir çok alim, Kur'an'ın kelimelerini ve lugatlarını ilk olarak ciddi bir şekilde tefsiri edenin ibn-i Abbas oluğunu söylüyorlar. Sezgin şöyle diyor:

"Abdullah b. Abbas'ın tefsiri Kur'an'ın lugatlarının şerhi ve tefsiri için yapılan ilk çalışmadır Hatta, müslümanların içinde ilm-i müfredat hakkında ilk olarak araştırma yapanın onun olduğunu söyleyebiliriz:"44

Çeşitli rivayetlerde bir kaç Kur'an tefsiri'nin ibn-i Abbas'a ait olduğu söyleniyor. O rivayetlerden birisi "Ali b. Ebi Talha"nın hadisidir. Bu hadisi Taberi de kabul etmiştir. Taberi yaklaşık 1000 konuyu ondan nakletmiştir.45

Tefsir-i Taberi'den anlaşıldığına göre ibn-i Abbas'ın tefsiri bir luğat ve müfredat tefsiridir:

Şia'nın eski ve ünlü alimlerinden olan Hişam b. Muhammed b. Saib'de ibn-i Abbas'ın bu tefsirini rivayet etmiştir. Elbette bunun da senedi, Ali b. Ebi Talib'e dayanmaktadır. H.k. 9.y.y 'da Mecid-uddin Muhammed Firuz Abadi (Ö. 817 H.K.) ibn-i Abbas'ın tefsirini ayrıca Tenvir-ul Mikbas Min Tefsir-i İbn-i Abbas" adı altında bir araya getirmiştir. Bu kitap Kahire de basılmıştır.46 Dr. Sezgin'in de dediği gibi bu tefsiri ibn-i Abbas'ın kendisi yazmıştır.

İbn-i Abbas'ın ilm-i müfredat alanında yazdığı bir diğer kitap "Garib-ul Kur'an"dır. Bu kitabı onun öğrencilerinden "A'ta b. Ebi Riyah" (Ö.114) derlemiştir.47  Bu kitabın bir nüshası şu anda Türkiye'de Atıf Efendi Kütüphanesindedir.

İlm-i Müfredat alanına ibn-i Abbas'ın yazdığı üçüncü kitap "Mesail-i Nafi' b. Erzak" adlı kitabıdır. İbn-i Abbas bu kitapta, zamanın "hariciler"inin rehberlerinden biri olan "Nafi' b. Erzak"ın lügat ve tefsir hakkında sorduğu sorulara cevap vermiştir. 200'e yakın Kur'an'ın müşkül kelimelerini kapsamaktadır. Suyuti'nin yazdığına göre Nafi, "Necdet b. Uveymer" le beraber Kâbe'nin yanında ibn-i Abbas'la ilmi olarak savaşmak için bu soruları sormuş ve hepsinin de cevabını doğru olarak almıştır.48 İbn-i Abbas bu tartışmada, Kur'an'ın müşkül kelimelerini Cahiliyet döneminin şiirleri ve arapların eski diline göre şerh ve tefsir etmiştir. Örneğin Nafi (Ceddu Rebbina) ayetinde (Cin/3) "Cedd" kelimesinin ne manaya geldiğini sorduğunda ibn-i Abbas şöyle cevap verdi:

-"Cedd" kelimesi "azamet" manasına gelmektedir.

-Nafi:

– Bunu delille ispat et. dedi.

İbn-i Abbas da ona şair olan Ummeyye b. Ebi Sallat'ın bir şiirinden delil getirdi.49 Bu şiirde de "Cedd" kelimesi geçmiştir. Burada da "Cedd" azamet ve yücelik manasına gelmiştir.

Bu eserin bir kaç nushası elimize ulaşmıştır. Ondan bazı seçmeler de eski kitaplarda yazılmıştır.50 Bu kitabı "Bana Aişe Abdurrahman" bastırmıştır.51

İbn-i Abbas'ın "ilm-i müfredat" alanında yazdığı bir diğer eseri "Kitab-ul Lugat fil Kur'an"dır. Abdullah b. Huseym b. Hasnun'un (D.T. 295) rivayetiyle elimize ulaşmıştır. İbn-i Abbas bu kitapta, Kureyş, Huzeyl, Kenane, Has'am, Hazrec, Eş'ar, Habeş, Nebtiye, Cerhem, Kays-i iylan lehçeleri ve Habeşi, Berberi ve Yemeni dillerine ait olan Kur'an lugatlarını incelemiştir. Bu kitabın hat nüshaları mevcuttur. Selahuddin Müncid onu "Lugat-ul Kur'an" adı altında "Mecme-ul İlm-i Arab" adlı dergi de Şam'da daha sonra Beyrut'ta yayınlanmıştır.52

Goldziher'in İbn-i Abbas'ın Tefsirlerindeki Şüphesi:

Yahudi Oryantalist Egnas Guldzhair Nafi' b. Erzak'ın ibn-i Abbas'la yaptığı tartışmadan şüphe ederek onun bir efsane olduğunu söylüyor.53 O ibn-i Abbas'a nisbet verilen öteki tefsir kitaplarından da şüphe etmektedir.54

Goldazhair hiçbir delile dayanmadan bütün İslami konularda zihinlere şüphe sokmaya çalışan birisidir. Onun sözlerinin hiç bir itibarı yoktur. Dr. Sezgin bunu delillere dayanarak ispat etmiştir. İbn-i Abbas'a nisbet verilen müfredat tefsir kitaplarının ona ait olduğuna dair deliller vardır. Onlardan bazıları şunlardır:

1- Lugat ehlinden olan Ebu Ubeyd, Muammer b. Musenna (Ö. 110. H.K.) gibi büyük alimler onların ibn-i Abbas'a ait olduğunu söylüyorlar.

2- Eski bir çok müslüman alim her zaman ibn-i Abbası'ın tefsirine müracaat eder ve onu kaynak olarak gösterirlerdi. Eğer onun ravisi olan Ali b. Ebi Talha dan şüphe ediliyorsa da bunun sebebi Ali b. Ebi Talha, İbn-i Abbas'ın kitabını onun kendisine okumadığından dolayıdır.

3- İbn-i Abbas'a nisbet verilen bütün kitaplarda  şüphe olduğunu farzetsek bile, Muhammed b. Cerir Taberi'nin kendi tefsirin de naklettiği -ve yaklaşık 1000 tne meselenin olduğu- bölümde hiç şüphe ve tereddüt yoktur. Çünkü onları bu tefsirden ayırırsak ibn-i Abbas'ın tefsiri ortaya çıkacaktır.

4- Onun ibn-i Erzak'la yaptığı tartışmalarda bazı alametler var ki, bu kitapların ona ait olduğunu doğrulamaktadır. Örneğin orada Resulullah (s.a.a)'den ve bazı sahabelerden hadisler nakletmiştir.

Şunuda hatırlatmak gerekir ki, İbn-i Abbas, Hz. Ali (a.s) gibi Resulullah (s.a.a)'ın büyük sahabelerinin yani sıra "Eb-ul Cild Ceylun b…" dan da lugat eğitimi görmüştür.55 İbn-i Abbas Kur'an ilimleri ve tefsir alanında kendisi de bir çok öğrenci yetiştirmiştir. Said b. Cübeyr (45-95 H.K.), Atiyye b. Saad Kufi (Ö.111 H.K.) Ata' b. Ebi Ribah (27-114 H.K.) gibi öğrencileri vardı. Onlar bir çok değerli eserler yazmışlardır. Bu eserler Tefsir-i Taberi'nin asıl kaynaklarını oluşturuyorlar. Yalnızca Atiyye'nin kitabı 1560 yerde kaynak olarak göstermiştir.56

2- İBN-İ ABBAS'IN ÖĞRENCİLERİ

Abdullah b. Abbas'ın öğrencileri de onun gibi, daha çok lugatların tefsiri metodunu seçmişlerse de, genel olarak onların tefsirleri ilm-i müfredat'ın örneklerini teşkil etmektedir. Bu eserlerin içinde yalnızca ikisi bu özelliğer sahiptir:

1) Ata' b. Ebi Ribah, ibn-i Abbas'ın yazdığı "Garib-ul Kur'an" adlı eserini düzenlemiş ve günümüze kadar gelmiştir.58

2) "Mean-il Elfaz-il Kur'an"59 adlı kitap ibn-i Abbasın oğlu "Ali b. Abdullah b. Abbas"a 60 aittir.61

3- ZEYD B. ALİ (A.S)

İmam Zeyn-ul Abidin (a.s)in oğlu olan Zeyd, h.k. 121 yılının sefer ayında Emevilerin aleyhine kıyam ederek, şehid oldu. Kardeşi İmam Muhammed Bagır (a.s) ve onun oğlu İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan onun hakkında bir çok övgüler nakledilmiştir. Zeyd zamanının meşhur fakirlerinden olup, "Tefsir-u Garib-il Kur'an" adlı kitabı yazmıştır.62

Mu'cem-ul Meacim'de bu kitabın adı vardır. Dr. Sezgin, Zeyd'in dönemine ait tefsirleri sayarken sadece onun adına değinmiştir. Dr. Sezgin, fıkhi kitapları tanıtan bölümde bu kitaptan geniş şekilde bahsetmiştir.63

Bunlardan bu kitab'ın tefsir yönünden çok, fıkhi yönünün ağır bastığı anlaşılmaktadır. Ama "Garib-ul Kur'an" başlığı altında yazıldığı için onu ilm-i müfredat'tan ayrı olarak düşünmeyiz.64

4- EBAN B. TEĞLİB

Ebu Said Eban b. Tağlib (Ö. 141 H.K.) şianın büyük fakih, müfessir ve lugatçılarındandır. İmam Muhammed Bağır (a.s)'ın onun hakkında şöyle buyurduğu rivayet olunuyor:

"Medine'nin mescidinde otur ve halka fetva ver. Şüphesiz ki ben şialarımın içinde senin gibi olanları severim."

İmam Cafer-i Sadık (a.s)'da şöyle buyuruyor:

"Allah'a andolsun, Eban'ın ölümü bana çok ağır geldi".

Necaşi şöyle diyor:

"Eban b. Teğlib b. Ribah Bekri Ceriri'nin ashabımızın içinde çok büyük bir yeri vardı. O, Ali b. Hüseyin (a.s)'ı, Ebu Cafer (İmam Bagır) (a.s) ve İmam Cafer-i Sadık (a.s)'ı görmüş ve onlardan hadis nakletmiştir. Onların yanında özel bir yeri vardı. Eban, fıkıh, hadis, edeb, lugat ve nahiv gibi Kur'an'a ait olan ilimlerde öncü idi. O bir çok kitap yazmıştır. "Garib-ul Kur'an" ve "Kitab-ul Fezail" bunların içindedir."65

Eban ilm-i müfredat'ta "Kitab-ul Kıraat" adlı kitabı yazmıştır.66 Dr. Fuad Sezgin şöyle diyor: "Eban b. Teğlib" İmamiyye'nin eski alimlerindendir. Medine de yaşıyordu. Lugat tarih ve fıkıh ile uğraşıyordu. H.K. 141'de ölmüştür."67

Daha sonra onun eserlerinin ikisinin adını getiriyor: 1) "Kitab-ul Kıraat" 2) "Garib-ul Kur'an" (ki "Mean-il Kur'an"da diyorlar) Muhammed Fuad Abdulbaki, Eban'ın kitabını "Mu'cem-u Garib-ul Kur'an"la beraber 1950 de Kahire de bastırmıştır.

Necaşi şöyle diyor: "Sonraları Muhammed b. Abdurrahman Fenti (Ezdi) adında birisi, Eban'ın Atiyye b. Harisin ve Muhemmed b. Saib'in tefsir kitaplarını birbirine karıştırarak yeni bir eser ortaya çıkardı.69

5- MUKATİL B. SÜLEYMAN

Mukatil b. Süleyman b. Beşir (Ö. 150 H.K.) h.k. 2. asrın ilk yarısında ilm-i müfredat'ın bazı dallarında kitaplar yazmıştır. İlm-i Müfredat alanında yazdığı eserlerini şöyle sıralayabiliriz:

1- el- Vucuh ven- Nezair fil Kur'an: Zerkeşi "el- Burhan", ve Suyuti "el- İtganı"  yazarken bu kitaptan faydalanmışlardır.70 Dr. Sezgin, bu kitabın asıl adının "Vucuh-u Harf-i Kur'an" olduğu ve onun öğrencilerinden "Ebu Nesr"in düzeltmesi'ye "el- Vucuh ven Nezair fil Kur'an" diye elimize olaştığını söylemektedir.71

2- el- Lugat fil Kur'an: Mukatil'in ilm-i müfredat alanında yazdığı kitaplardan olan bu eser elimize ulaşmamıştır. Bu kitap Kur'an'daki kelimelerin hangi lehçeden olduğunu araştırmak için yazılmıştı.

6- HAMZA B. HABİB ZEYYAT-I KUKİ:

İlm-i kıraat, ilm-i müfredat'ın dallarından biri sayılmaktadır. Hamza Kufi, (80-156 H.K.) bu dalda kitap yazanlardandır. Hamza'nın yazdığı "İlm-i Kıraat" adlı eseri eksik olarak elimize ulaşmıştır. Ama onun konu ve maddeleri başka kitaplarda saklı kalmıştır.72

Hamza, İmam Sadık (a.s)'ın sahabelerinden idi. O ilm-i kıraat'ın ilk kurucusu olan Eban b. Teğlib'den sonra bu dalda kitap yazan ikinci şahıstır. Zehebi ve Suyuti gibiler Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam'ın ilm-i kıraat'ın ilk kurucusu olduğunu söylüyorlar. Eğer onların amacı Ehl-i sünnetin içinde bu ilmin kurucusunun olduğu ise doğrudur yoksa yanlıştır. Çünkü, Kasım b. Selam h.k. 224 yılında vefat etmiştir. Halbu ki Eban h.k. 141 yılında, Hamza Kufi de h.k. 154 yılında (Hamza'nın ölümü ihtilaflıdır. Bazıları onun 156 yılında, bazıları 158 yılında vefat ettiğini söylüyorlar) vefat etmiştir.73 O, İmam Sadık (a.s)'dan Zürare'nin kardeşi Hamran b. A'yan ve E'meş'dan, faydalanmıştır. Zehebi, Hamzanin kıraatı için içma'nın olduğunu söylüyor. Yezid b. Harum, onun kıraatını kabul etmemiştir. 1. asırın ortalarında ve 2. asırın başlarında Eban ve Hamza'dan önce kıraat ilmi yaygın olup. Asım gibi meşhur kurra'lar varidiyse de bu alan da kitap yazma işini Eban ve Hamza başlatmışlardı. Zeyd b. Ali (a.s)'ın da bu konuda kitabı olduğu söyleniyor. Bunun ona ait olduğu kesin değildir.74 Bu kitabın hat nüshası şu anda mevcuttur.

7- HEYSEM B. BEŞİR

Künyesi Ebu Muaviye olan Haysem (104. 183 H.K.) 2. asrın sonlarının ricallarındendir. Ulum-ul Kur'an dalında kitaplar yazmıştır. Onlardan birisi "el- Tefsir", diğeri ise "Kıraat" adlı kitaplardır.75

8- YAHYA B. SELAM TAYMİ

O, h.k. 124 yılında Kufe'de dünyaya gelmiş, Basra'da büyümüştür. Sonra da Mısır'a ve Kuzey Afrika'ya gitti. H.K. 200 yılında sabah vakti Mekke'de dünyaya gözlerini yumdu. O, bir Kur'an müfessiri idi: Kur'an alanında iki tane eseri geriye kalmıştır. Birisi "el- Tefsir" dir. Bu kitabın nüshası şu anda Tunus'da "Zeyuniyye" üniversitesindedir. Ötekisi ise "el- Tesarif" adlı eseri dir. Onun da nüshasınn biri Girvan da, diğeri de Kahire'dedir. (76)

Yahya ilm-i mufredat alanında da kitap yazmıştır. O bu kitabın da ilm-i müfredat'ın yeni bir konusuna değinmiştir. Bu yeni konu, Kur'an'da, manalarında tasarruf edilen kelimeleri incelemektedir.

9- ALİ B. HAMZA KESAYİ NAHVİ

Kesayi, 2. asrın meşhur alimlerdendir.Nahiv, tefsir ve kıraat gibi ilimlerrde öncü ve görüş sahibiydi. Allame Seyid Hasan Sadr onun hakkında şöyle diyr: Ebul Hasan Ali b. Hamza Kesayi Kufi, Şia'nin meşhur kurralarındandır. Riyaz-ul Ulema adlı kitabın "lakaplar" bölümünde onu şia olduğu yazılıdır. O, ilmini Hamza b. Habib Kufi, Eban b. Teğlib, Ebu Cafer Revasi ve Meaz-il Hera gibi şia'nin büyük alimlerinden almıştır.(78)

Kesayi, 2. asırda, ilm-i müfredat alanında şia'nın çalışkan alimlerinden birisiydi. Bazı eserleri şunlardır: "Mean-il Kur'an", "el- Kıraat", "el- Müteşabih fil Kur'an", "el- Nevadir", "el- Mesadir"79 ve "Muhtasar-ı fil Nahiv".80 Görüldüğü üzere bu kitaplardan üçü müfredat ve kelimelerin tefsiri hakkındadır. Galiba bu üçünün içinde de "mütedabir fil Kur'anı" ilk olarak yazan kesayi'dir.81

Dr. Sezgin, Kesayi'nin "Müteşabih fil Kur'an" adlı eserini, Muhammed b. Abdurrahman b. Muhammed Sehavi (Ö. 902 H.K.)'nin düzenlediğini söylüyor. Sezgin, "Kitab-u Ma Yelhenu fih-il Avam" adlı, kitabı da onun eserlerine eklemektedir. Sadece onun 7 meşhur Kuraa'dan biri olduğunu söylemekle yetiniyor. (82)

10- DAREM B. KABİSE

Asıl adı Darem b. Kabise b. Nehsel b. Mecme' Ebul Hasan Tamimi Daremi'dir. İmam Rıza (a.s)'ın sahabe ve ravilerindedir. 83 Yaklaşık olarak h.k. 200 yılında vefat etmiştir.84 Necaşi onun Ulum-u Kur'an alanında yazdığı iki kitabın senedini şöyle naklediyor:

"Ahmed b. Ali b. Abbas, o da Ubey b. Ali Hüseyin b. İbrahim b. Meysur-us Saiğ, o da Ali b. Muhammed b. Cafer b. Ğabse, o da Darem'den nakletmiştir."85

Bu iki kitabı Cafer b. Anbese "Kitab-ul Vucuh ven Nezair" ve "Kitab-ul Nasih vel Mensuh" diye nakletmiştir. Buna göre Darem, ilm-i müfredat'ın dallarından olan "Vucuh ve Nezair-i Kur'an" hakkında kitap yazmıştır.

 

ÖZET

Şimdiye kadar söylenenlerden şöyle bir sonuç alabiliriz:

İlm-i müfredat-ı Kur'an'ı Resulu Ekrem (s.a.a)'in vefatından sonra, ilk olarak Ali b. Ebi Talib (a.s) başlatmıştır. O konuşmalarında, hutbelerinde ve resmi yazışmalarında bunlara değinmiştir. Nafi b. Erzak'ın ibn-i Abbasa sorduğu sorular ve onun arap şiirlerine dayanarak cevap vermesiylede bu ilim çeki-düzene girmeye başladı. İbn-i Abbas'ın "Lugat tefsiri" ve "Garib-ul Kur'an" adlı iki kitabı yazması ve bazı eserlerinin ibn-i Ebi Ribah Eslem tarafından derlenmesiyle de ilm-i müfredat'ın ehemmiyeti, ortaya çıktı. İbn-i Abbas'ın öğrencileri genel olarak müfredat ilminde ayrı olarak kitap yazmamışlarsa da; "Lugat Tefsiri" metodunu benimseyerek ilm-i müfredat'ın yazılması için önemli kaynaklar hazırlamışlardır. Ve bunun kendisi büyük bir adımdır. Hatta sonraları onların tefsir kitapları genellikle tefsirler, Kur'an'ın sözlükleri ve umumi lugatlar için kaynak olmuşlardı.

İmam Zeyn-ul Abidin (a.s)'ın öğrencilerinden olan Zeyd b. Ali ve Eban b. Teğlibin, ilm-i müfredat'ın yazılmasında ilk olarak ciddi adımlar attıkları söylenmektedir. Bu alanda ilk olarak kitap yazanın Eban olduğunda hiç şüphe yoktur. Eban'dan sonra Mukatil b. Süleyman, Hamza b. Habib Zeyyat-ı Kufi, Heysem b. Beşir, Yahya b. Selam, Darem b. Kabise ve Ali b. Hamza Kesayi'nin adlarını sayabiliriz. Kesayi ve Hamzanın ilm-i müfredat'ın bazı dallarını değiştirip-geliştirmekte büyük rolleri vardı. Bazı dalların kurucusu oldukları ihtimali de vardır.  Yukarıda adını saydıklarımızın hepsi h.k. 1. ve 2. asırlarda yaşamışlardır. Bu asırlarda Kur'an'ın kelime tefsiri (ilm-i müfredat) çok yaygındı. İlm-i müfredatın bir çok dalı bu iki asırda ortaya çıkmıştır. Örneğin: Garib-ul Kur'an, Meanil Kur'an, Lugat-ı Kur'an, ilm-i Kıraat, Vucuh ve Nezair-i Kur'an, Müteşabihat-ı Kur'an ve Müşkül-ü Kur'an gibi:

Bu dalların her biri hakkında az-çok kitaplar yazılmıştır. Onlar ya ayrı olarak yazılmıştır, ya da eski tefsir ve lugat kitaplarının arasında günümüze kadar ulaşmışlardır. Bu eserler daha sonraki asırlarda yazılan tefsir ve lugat kitaplarının şekillenmesinde büyük tesirleri vardı ki bunu da ayrıca incelemek gerekiyor. İlm-i müfredat yada Kur'an'ın kelime tefsiri ilmini islami ilimlerin hepsinin veya genelinin temeli olarak sayabiliriz.