Bu konuyla ilgili Birleşmiş Milletler sözcüsü "Stefan Dujarric" gazetecilere yaptığı açıklamada, "Azerbaycan Cumhuriyeti hükümeti ve Birleşmiş Milletler bu bölgedeki görev konusunda anlaşmaya vardı ve bu görev haftanın ilk günü olan 1 Ekim Pazartesi'den itibaren başlayacak" dedi.
BM yetkilisi sözlerinin devamında şöyle dedi: 12 kişilik heyet, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Dairesi'nin denetiminde, Azerbaycan Cumhuriyeti hava sahasını geçtikten sonra bu bölgeye gönderiliyor.
BM sözcüsü ayrıca, “Dağlık Karabağ'da kalan Ermeniler ve Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunun saldırısı sonrasında bu bölgeyi terk ederek Ermenistan'a göç etmek zorunda kalan ermenilerin ihtiyaçlarının değerlendirilmesi BM heyetinin gönderilmesindeki temel amaç olacaktır.”ifadelerini kullandı.
Stephan Dujarric, Azerbaycan Cumhuriyeti'nden bahsetmeden, Karabağ bölgesinde uluslararası yasalara ve özellikle insan haklarına ilişkin yasalara uyulmasının gerekli olduğunu söyledi.
Karabağ bölgesinin çok karmaşık ve hassas jeopolitik koşulları nedeniyle Birleşmiş Milletler'in yaklaşık otuz yıldır bu bölgeye erişimi yoktu. Erivan hükümet yetkililerinin bildirdiğine göre, Dağlık Karabağ'da yaşayan 120 bin Ermeni'den 100binden fazlası, bu yılın 10 ve 20 Eylül tarihlerinde Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunun saldırısı nedeniyle Ermenistan'a sığındığı bir ortamda BM heyetinin Karabağ bölgesine gönderilmesi bu örgütün gündemine alındı.
İlham Aliyev hükümetinin Dağlık Karabağ'da kalan Ermenilerin güvenliğini garanti altına almasına rağmen, son birkaç gün içinde Azerbaycan Cumhuriyeti güvenlik güçleri sözde özerk Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin bir dizi yetkilisini tutuklayarak onları Bakü'ye nakletti. Dağlık Karabağ'daki Ermeni aktivistlerin tutuklanması, İlham Aliyev hükümeti yetkililerinin de Ermenileri Dağlık Karabağ'da kalmaya davet ederek Ermeni vatandaşların bu bölgeden güvenli bir şekilde çıkışını garanti altına aldığı bir ortamda Bakü yetkililerinin gündemine alındı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının dış politika danışmanı Hikmet Haciev, bu bağlamda şunları söyledi: "Azerbaycan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ bölgesinden kendi özgür iradesiyle ayrılmak isteyen Ermenilere güvenli ve onurlu bir geçiş sağlıyor... Bakü hükümeti Ermenilerin hareket özgürlüğüne ve isteklerine saygı duyuyor.”
Bu durumda İlham Aliyev hükümetinin yetkilileri geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının Dağlık Karabağ'a yerleştirileceğini duyurdu. Gözlemciler, Ermenilerin Dağlık Karabağ'dan tahliye edilmesi ve Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının bu bölgeye yerleştirilmesinin, Bakü hükümetinin etnik temizlik politikasının uygulandığını doğruladığını söylüyor. Hiç şüphe yok ki 100 bin Ermeni'nin Dağlık Karabağ'dan ayrılması, İlham Aliyev hükümetinin uluslararası toplumdaki imajını sorgulayabilir. Özellikle Ermeni güvenliğinin garanti altına alınmasına rağmen Ermeni liderlerin tutuklanması girişimleri devam ediyor.
Bakü hükümetinin son dönemdeki eylemleri, Azerbaycan Cumhuriyeti yetkililerinin resmi açıklamalarına dair herhangi bir garantiye önem vermedikleri anlamına geliyor. Yani Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki bölgesel gerilimin sona erdiği ilan edilmesine rağmen, Ermeni medyası Azeri güçlerinin Ermenilere yönelik saldırılarının devam ettiğini bildiriyor. Bu durumda Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunun Karabağ Ermenilerine yönelik saldırılarına, etnik temizlik politikasının uygulanmasından korkan Ermenilerin yaygın bir şekilde kaçışı eşlik etmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunun son dönemdeki hareketlerinin genel bir özetinde şunu söylemek gerekir ki Bakü yetkilileri, Ermenistan-Karabağ'a yönelik misilleme girişimlerini meşrulaştırarak amacı ile onlar üzerlerindeki baskıyı yoğunlaştırmaya çalışıyor. Bu bağlamda Bakü ve hatta Ankara medyası, İlham Aliyev'in hükümet yetkililerinin, özellikle de Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın teşvikiyle, onun bu eylemlerini ülkenin tarihine bir hizmet olarak tanıtmaktadır. Bu arada son dönemde yaşanan olaylar ve Birleşmiş Milletler ile Batılı hükümetlerin desteği nedeni ile Bakü hükümetinin Ermenilere yönelik baskılarının devam etmesi, pek mümkün görünmüyor./