AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Pazartesi

27 Kasım 2023

13:34:29
1415271

İBRAHİM AKKURT

Dünya Barışı Önündeki Engel Siyonizm-1

İnsanoğlu geçmişten günümüze birçok zararlı fikir akımları ve tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehlikelerden bazıları kısa bir süre tesirli olmuş, bazıları ise günümüze kadar mevcudiyetini devam ettirmektedir. Bahsetmiş olduğumuz, insanlığın karşılaştığı tehlikelerden günümüzde en zararlısını teşkil eden şüphesiz ki Siyonizm’dir.

    Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Terminolojide “Siyonizm” kelimesi, Siyon (İbranice: Tzi-yon) kelimesinden türetilmiştir. Bu isim ilk zamanlarda, Kudüs yakınlarında bulunan Siyon Dağı ile bu dağ üzerindeki Siyon Kalesi’ni belirtmek için kullanılmaktaydı. Sonraları, Kral Davud(Davud a.s.) döneminde, “Siyon” tüm Kudüs şehrine ve İsrail Diyarı’na atıfta bulunan bir kapsayıcı mekan haline geldi.

   Tevrat’taki birçok ayette, İsrailoğullarından Siyon halkı, Siyon’un oğulları ya da kızları olarak bahsedilir. Siyonizm; Yahudi ırkını üstün gören ve diğer insanları insan yerine koymayan, - yahudiler dışındaki tüm insanları Yahudilere hizmet etmek için yaratılmış olarak düşünen- ırkçı bir harekettir. Siyonizm; Arz-ı Mev’ud’a ulaşmak için Nil’den Fırat’a bütün toprakların Yahudilerin eline geçmesi projesini de hedeflerken, idealine ulaşmak için her şeyi mübah görür ve gösterir. Yahudi din ve kültürüne ait olmayan ne varsa yok edilmesini hedefleyen Siyonizmin diğer bir hedefi, Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve yerine Süleyman Mabedi’nin kurulması projesidir.

Siyonist Hareketin Kuruluşu

   Siyonizm politik bir hareket olarak 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İlk etapta Siyonizm diasporadaki Yahudilerin durumunun iyileştirilmesi ve “geri dönüş” fikrinden ibarettir. “Halkı olmayan bir ülkeyi, ülkesi olmayan bir halka devredin” diyen Israel Zangwill, Filistin’de Arap varlığını inkar eden Siyonist hareketin tavrını açıkça ortaya koymuştur. Filistin topraklarında hak iddia eden Yahudiler, bölgenin en eski yerleşik toplumunun kendileri olduğunu ve Kitab-ı Mukaddes’in Yahudilerin Filistin’e geri dönüşünü haber verdiğini ileri sürerek, Filistin’de bir Yahudi devleti kurma hedefiyle yola koyulan Siyonist hareketi meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Örgütlenmiş bir hareket olarak politik Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’dir. Siyonist hareket için önemli bir merhale olan, Filistin’in kolonizasyonu programı ve Dünya Siyonist Örgütü’nün kurulmasının planlandığı ilk Siyonist Kongresi, 29-31 Ağustos 1897 tarihinde İsviçre’nin Basel kentinde yapılmıştır. Farklı görüşlere ve kesimlere mensup iki yüzü aşkın delegenin katılımıyla düzenlenen kongre dindar, reformcu ve asimilasyon yanlısı üç farklı eğilimi bir arada toplayabilmiştir. Herzl’in açılış konuşmasındaki “Biz Yahudi ulusunu barındıracak olan evin temelini atmak için buradayız” ifadesi kongrenin hedefini açıkça ortaya koymuştur. Basel Kongresi’nde Siyonizm’in resmi programı “Yahudiler için Filistin’de kamu hukukuyla güvence altına alınmış bir vatan yaratmak” olarak açıklanmıştır. Bu hedefi gerçekleştirmek için yapılacak girişimler ise şöyle özetlenmiştir:

• Filistin’de Yahudi kolonisinin tesisi,

• Yahudilerin yaşadığı ülkelerdeki kurumlar vasıtasıyla dünya Yahudilerini birleştirmeye yönelik bir örgütün kurulması,

• Yahudi ulusal fikrinin güçlendirilmesi,

• Siyonizm’in hedefinin gerçekleşmesi için yönetimin onayının sağlanması.

   Daha sonra Herzl, Mayıs 1901’de Sultan II. Abdülhamid’e dolaylı yollardan Yahudilerin Filistin’e göçünü öngören bir teklifte bulunmuş; ancak teklif Sultan tarafından kabul edilmemiştir. 1904’te Herzl’in ölümüyle Siyonist hareket politikler ve pratikler olarak ikiye bölünmüştür. Politiklere göre Yahudi sorununa Filistin’de ya da başka herhangi bir yerde acil olarak çözüm bulunması gerekmekteydi. Pratikler olarak adlandırılan grup ise Yahudi vatanı ve ulusunun Filistin’den başka bir yerde kurulmasının mümkün olmadığı görüşünde ısrarcıydı. Ancak hareket içindeki bölünme aynı yıl Rusyalı bir Yahudi kimyager olan Haim Weizmann’ın Siyonist hareketin liderliğine gelmesiyle son bulmuştur. Herzl gibi Yahudi dünyası dışından gelecek olan desteğin önemine vurgu yapan Weizmann, bu yöndeki ilk diplomatik temaslarını İngiltere ile gerçekleştirmiş ve aradığı desteği elde etmiştir. Düşünce noktasında Yahudi olmadığı halde Siyonizm’i destekleyen çoğu kimse, ırksal hoşgörü olgusuna hizmet ettikleri inancındaydılar. Yahudi olmayan kimselerin Siyonizm’e yardım etme konusundaki istekliliklerinin nedeni, Siyonizm ile liberalizm arasındaki ilişkiye dair zihinlerindeki karışıklıktı. Diğer bir neden de ahir zamanda Yahudilerin İsa’nın ordusuna katılacakları ve İsa’nın yeniden zuhur etmek için Yahudilerin göç etmesini beklediği inancına dayalı Evanjelizm’in İsrail’in kuruluş aşamasında İngiltere’de çok güçlü bir dini akım olmasıydı. Nitekim gerek Balfour Deklarasyonu’nu kaleme alan Lord Arthur Balfour gerekse İngiliz başbakan David Lloyd George, Evanjelik inançları nedeniyle Siyonist hedeflere yakındı.