AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Çarşamba

6 Aralık 2023

13:24:14
1417906

Doç. Dr. Muhammed Caferi

Din ve Maneviyat 1

Maneviyat, bireyin bir bütün olarak iç huzuru ve barışıklık içinde yaşamasını sağlayacaktır…

     Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:  Müslüman aydınlar, dinî düşünceyi ihya edip, günümüze adapte etmek ve onu onarmak için hep gelenek ve modernlik arasında uzlaşı bulma arayışında olmuş ve bu doğrultuda çeşitli çözüm yollarına sarılmışlardır. “Maneviyat teorisi”, “rasyonellik ve maneviyat projesi”, “rasyonel maneviyat” ve “modern maneviyat”, gibi bütün bu başlıklar yukarıdaki hedefi gerçekleştirmek için üretilip düşünce piyasasına sürülmüş en son ve en yeni yaklaşımlardır. Din felsefesinin en köklü bahislerinden olan akıl ve din arasındaki ilişkiye bir şekilde cevap kabul edilebilecek bu görüş, bizim yerli düşünce sahamızda on yıldan biraz fazla bir geçmişe sahip olsa da[1] tutarlı bir teori olarak düzenlenip formüle edilmesinin birkaç yılı geçmediği iddia edilebilir.[2]
   Bu yaklaşımın incelenmesini ve tenkidini gerekli kılan, bizi sürekli yeni düşünceleri değerlendirmeye çağıran bilimsel yaklaşımdan ziyade, son birkaç yıldır, esas itibariyle şeriatı vurgulamaksızın, çoğunlukla da onu reddedip dışlayarak toplumda bir kesimi farklı düzeylerde kendi öğretilerinin etkisi altına alan ithal bir kısım mistisizmlerin ülkeye nüfuz etmesi ve yaygınlaşmasıdır. Maneviyat teorisi (görüleceği gibi), bu tür mistisizmlerin gelişip serpilmesine uygun bir ortam olmuştur ve bu kesimin manevi yaklaşımlarına ilişkin felsefî ve psikolojik temellerinin biçimlenmesinde mühendislik yapmaktadır. Hal böyle olunca bu makale, bu düşüncenin teorisyenlerinin düşüncelerine dayanarak onun sütun ve bileşenlerinin betimleyici ve analitik değerlendirmesine ilaveten, bir yandan temellerini ortaya çıkarma ve eleştirmek, diğer yandan da yolaçtığı sonuçları ele almak niyetindedir. Bu arada bu görüşün ilke ve esasının jeneaolojisine de göz atılacaktır.[3]
Maneviyat Nedir?
   Görünen o ki, tartışmanın mantıksal seyri, başta “maneviyat”ın nasıl bir şey olduğu, temelleri ve onu değerli kılan şeylerin neler olduğunu incelemeyi gerekli kılmaktadır. Bu bölümde maneviyat tanımlandıktan sonra pozitif ve negatif bileşenleri analiz edilecek, daha sonra da manevî insanın özellikleri dile getirilecektir. Bölümün sonunda ise maneviyatın din ve modernizmle ilişkisi incelenecektir.
Maneviyatın[4] Tanımı
Her yeni yaklaşımın gündeme getirilmesinin şartlarından biri, anahtar kavramların, muadil veya benzer diğer görüşlerle arasındaki sınır belirlenecek şekilde kapsamlı tanımını yapmak ve sınırlarını çizmektir. Biz de yolun başında “maneviyat” kavramını Batılı bağlamında[5] incelemeye ve köklerini bulmaya çalışacak, daha sonra da yerli versiyonunu ele alacağız.
   Batıda çağdaş sözlük ve ansiklopedilerin maneviyatçılık, maneviyatçı kuruluşlar, manevi tecrübe veya manevi yöntemlere değinmekle birlikte maneviyat bahsinde kelimenin gerçek anlamında bir madde içermemesi şaşırtıcıdır. Bu da maneviyatın henüz yeni zuhur etmiş bir saha olduğunu göstermektedir.[6] İngilizce Oxford sözlüğünde maneviyat konusunda on sayfa bilgi sunulmuştur. Buna göre maneviyat, insanın hayatı için önem taşıyan güç ve can anlamında[7] Latince “spiritus” kelimesinden gelmektedir. Buradan, maneviyatın manasının, yaşamın en hayati nitelikleriyle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.[8] Böyle bakıldığında eğer maneviyatı örf açısından ve toplumdaki bireylerin gözüyle tarif etmek istersek “Cisimlerin veya diğer maddî ve duyumsanan nesneler (dolayısıyla da görme ve işitme gibi duyularımızdan) dışında maddî olmayan boyut hakkında bilgi ve malumat içeren şeyi tecrübe etme ve o olma yöntemi” diyebiliriz.[9] Bu telakkiye göre maneviyat, insanın, bedenin ölümünden sonra geride kalan ruh bağışıdır ve bu yüzden maneviyat kiliseleri ruha ilişkin araştırmaları ibadetle ilgili görevleri arasında sayarak ruhsal fenomenleri teyit etmektedir.[10]
   Ama batılılar bir kavram olarak “maneviyat”ı, insan olmakla bağı bulunan şeyi araştırmak biçiminde tarif etmiştir.[11] Bu tanımın dine, üstelik de yapısal ve sistematik bir şekilde bakmadığı gayet net ortadadır.[12] Hümanist ve fenomenolojik yaklaşımla maneviyatın mahiyetini çözümleyip tümevarım yapan araştırmacılar onu dindeki sınırlı ödevler, âdâp ve inançlarla aynı görmez. Aksine, kabiliyet ve kapasitesi herkeste mevcut bulunan insanî bir fenomen telakki eder.[13] Bu mananın, formel[14] ve bilinen dinlere ilaveten, dinî ve din dışı (seküler) sistemlere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır.[15] Bu yaklaşımla, maneviyatın, kendinden çok daha büyük bir şeyle, kişinin hayatına anlam bahşeden ve insanın gaye ve hedef saydığı şeyle irtibat duygusunu gerektirdiği kabul edilmiş olmaktadır.[16] Bu anlayışta maneviyat, insanın en büyük kaygısı olan “adalet ve huzurun gölgesinde hayat” doğrultusunda dinamik bir yaklaşım olarak ifade edilip yorumlanmaktadır.[17] Yukarıda zikredilen araştırmacılar, maneviyatı, aşağıda özetle sıralanmış birkaç boyutlu yapı görmektedir:[18]
1. Ruhanî veya madde ötesi boyut. Bu boyut, kişinin “aşkın benliği” yoluyla tecrübe edilmektedir.
2. Hayatta anlam ve hedef. Varoluşsal boşluğu, anlamlı bir hayatla doldurmanın mümkün olduğu anlamına gelir.
3. Görev ve sorumluluk duygusu taşımak.
4. Hayatı kutsamak. Maneviyatçı kişi, hayret ve şaşkınlık, hayranlık ve şaşırma gibi deneyimleri din dışı durumlarda bile yaşayabilir.
5. Maddî değerlere önem vermemek. Nihai hoşnutluğun maddiyatta değil, manevi ve ruhi meselelerde bulunabileceği anlamına gelir.
6. Diğergamlık. Başkalarının dert ve acısının etkisi altında kalmak, toplumsal adalet duygusu taşımak ve hepimizin yaratılışın bir parçası olduğunu hissetmek anlamına gelir.
7. İdealistlik. Maneviyatçı birey, daha iyi bir dünya hayal eder ve bu arzuyu yerine getirmeyi hedefler.
8. Trajedi bilinci. Acı, musibet ve ölümü kabul etmek, renk ve ruh bahşettiği hayatın parçası olarak onunla birarada yaşamak.

   Yukarıdaki mevzular da göstermektedir ki, birincisi, Maneviyat, her alanda insanın hayatında nitelik değişimine yolaçmaktadır.[19] İkincisi, maneviyatçı kişi sorumluluk hissediyorsa bu, yalnızca şahsi inancı dolayısıyladır, formel dinî inancı nedeniyle değil.[20] Üçüncüsü, maneviyat, ara branşın konusudur ve kendisi bağımsız bir metod benimsemeksizin ilahiyat, felsefe, psikoloji, antropoloji vs. kaynaklarından yararlanabilir.[21]
“Maneviyat” kavramının izahı olarak buraya kadar anlatılanlar batı düşünce dünyasında yer alanlardı. Fakat maneviyat hareketlerinin örnekleri, bu makaleye sığdırılamayacak kadar ayrıntılı bir öyküye sahiptir. Burada sadece, ondokuzuncu yüzyıldaki başta olmak üzere son yüzyıllarda görülen yaygın kavramsallaştırmasıyla maneviyatçılığın, çoğunlukla çarpık inanç ve kilise geleneğinin dışında kabul edilmiş “yeni dinî hareketler”le sınırlı ve çerçevelenmiş[22] olduğunu hatırlatmakla yetineceğiz. Popüler Hristiyanlığı işe yarar ve dinamik görmeyen ve ortaya ritüel ya da ahlakî bir yol koymayan bu beşerî dinlerin birçoğu, pratik tekniklerin eğitimiyle, takipçilerini, hayatın üstesinden gelebilecek şekilde hazırlamayı amaçlamaktadır.[23] Yukarıdaki maneviyat hareketlerinin çeşitlenmesi ve karmaşıklaşması, son yüzelli yılda öylesine şaşırtıcı hale gelmiştir ki, din araştırmacıları açısından onların tipolojisi bile tam bir baş ağrısıdır. Acaip olan, bunların bir kısmının bütünüyle özgün dinlerin çerçevesinin dışında tanıtılması ve takipçilerinin, dinden ziyade maneviyattan sözetmeye eğilimli olmasıdır.[24] Bir grup da kendisini örgütlü dinlerin içindeki reformcular olarak görmektedir. Bunların bir kısmı şifacılık, murakabe,[25] falcılık[26] gibi gizemli faaliyetlere yönelmiş, diğer bir grup da toplum, ticaret ve hizmet rotasını izlemiştir.[27]
   Şimdi sıra, maneviyata yerli bakışı ve bir grup düşünür tarafından bu ülkede yapılmış tarifi ele almaya geldi. Başlangıçta maneviyat, bir ekol değil, yaklaşım[28] olarak görülmekteydi.[29] Bu ikisi arasındaki fark, ekolde, o okulun tüm düşünürleri ve taraftarlarınca kabul edilmiş ilkelerin bir kısmının bulunması, fakat yaklaşımda bunun zorunlu olmamasıdır. Bu sebeple dünya ve dine has bu yaklaşımın içinde çeşitli maneviyatlara rastlamak mümkündür. Bu durumda bir sonraki aşamada bu yaklaşımın net bir tarifiyle karşılaşacağız demektir. Çünkü daha önce geçtiği gibi, anahtar kelimelerin izah, sınır ve çerçevelerini açıklamak, lafız tartışmasını ortadan kaldıracak metodlu bir araştırmayı gerektirmektedir. Ne yazık ki bu önemli nokta “maneviyat ve rasyonellik” projesinde tamamen ihmal edilmiştir. Sonuç itibariyle de meraklı bir araştırmacının elini kolunu bağlayan şey, onun işlevsel[30] tanımı olmaktadır. Yukarıdaki projede peşine düşülen maneviyat, “rasyonelleştirilmiş din”den[31] ibarettir. Maneviyat, modernite ile bağdaşan yeni dinî anlayıştır[32] ve getirisi, bu dünyada mümkün mertebe daha az sıkıntı ve dert olan, nihayetinde de kişiye içsel barışıklık armağan eden bir süreçtir:[33]
   Maneviyat, bireyin bir bütün olarak iç huzuru ve barışıklık içinde yaşamasını sağlayacak… kaygı, korku ve umutsuzluğa av olmasını önleyecek varlık dünyasıyla yüzleşme tarzıdır ve elbette ki insan hayatının dünya ile sınırlı olmasıyla da bağdaşmaktadır.[34]
   Bu yaklaşımda asıl ve temel direk, rasyonalitenin gerekli olmasıdır.[35] Akılcılık öğesi, hayatın nasıl kurulacağı sorusunu cevaplandıracaktır. Anlam arayışı öğesi de onun nedenini. Bu konuda maneviyatın ayırt edici özellikleri ve niteliklerine ilişkin biraz daha konuşacağız.
..............................
[1]    Bu teorinin bazı bileşenlerinin fikrî kökeni, Muhammed Müctehid Şebisterî’nin Hermönetik, Kitab ve Sünnet, İman ve Âzâdî; Abdulkerim Suruş’un da Ferbihter ez İdeoloji ve diğer kitaplarında net biçimde görülebilir. Bu sebeple meselelerin içiçeliği itibariyle maneviyatın bileşenlerini açıklarken onların görüş ve eserlerine isitnat edilmiştir.
[2]    Ülkemizde bu teoriyi ortaya atan teorisyen, son birkaç yıldır çok sayıda konferans, makale ve kitapla bu görüşün çerçevesini ve temellerini göstermeye çalışan Mustafa Melikiyan kabul edilmelidir.
[3]    Elinizdeki makalenin, yeni zuhur eden ithal mistisizmler konusunu tartışmayı amaçlamamadığı, makalenin yaklaşımının kelamî-felsefî olduğu açıktır.
[4]    Spirituality.
[5]    Context.
[6]    Örnek olarak Mircea Eliade’nin Dâiretulmeârif-i Din’ine bakmak yeterlidir. Orada “maneviyat”ın net bir tanımını vermeksizin geniş biçimde “spiritual guide” ve “spiritual discipline” başlıklı iki maddeye yer vermiş ve bu konuları analiz etmiştir. Dikkat çekici olan şu ki, maneviyat rasyonel ve felsefî renk taşımasına ya da hiç değilse rasyonel analizi yansıtmasına rağmen felsefe ansiklopedilerinde de yeri boştur.
[7]    Bazen de “nefes” anlamında kabul edilmektedir.
[8]    Thoresen ve diğerleri, “Ma’neviyyet, Din ve Behdâşt”, Nakdu Nazar, s. 176.
[9]    West, Revandermânî ve Ma’neviyyet, s. 25.
[10]   Smith ve diğerleri, Dictionary of Religion, s. 1022.
[11]   King, “Ma’neviyyet”, Heft Âsimân, sayı 23, s. 75.
[12]   Din uzmanlarının bir kısmı, dinin en az oniki özelliği bulunduğuna inammaktadır. Maneviyat bunların beş veya altı tanesine katılmaktadır: Doğa üstü gerçekliğe inanç, dünyevî realite ile kutsal realiteyi birbirinden ayırmak, bilginin üst düzeylerine, ahlak sistemine ve deruni ahenkli gelişime erişim için çaba sarfetmek. (Bkz: Fontana, Revânşinâsi-yi Din ve Ma’neviyyet, s. 32-33 ve 38).
[13]   West, Revandermânî ve Ma’neviyyet, s. 27. Postmodernliğin maneviyatla ilgili anlayışında nihilist ve materyalist maneviyattan bile sözedebiliriz. İktidar, cinsel içgüdü ve başarı gibi şeyler kutsallıklar olarak maneviyatçı kişinin yolunu açan şeyler olabilir. Bkz: Griffin, “Postmodern Spirituality and Society”, Spirituality and Society, s. 1.
[14]   Conventional.
[15]   King, “Ma’neviyyet”, Heft Âsimân, sayı 23, s. 74. Dinin asli bileşenlerini manevî boyuta inanç, ibadetle ilgili bir grup merasim veya şiarı icra, ahlakî gelişim seyrine ilişkin öğretilere bağlılık şeklinde görüyorsak bu durumda kişi yalnızca birinci temeli kabul ederse maneviyatçı birey telakki edilecektir. Eğer her üçü kabul edilirse maneviyatçı-dindar sayılacaktır. (Bkz: Fontana, Revânşinâsi-yi Din ve Ma’neviyyet, s. 34 ve 35).
[16]   Thoresen ve diğerleri, “Ma’neviyyet, Din ve Behdâşt”, Nakdu Nazar, s. 176.
[17]   King, “Ma’neviyyet”, Heft Âsimân, sayı 23, s. 86.
[18]   West, Revandermânî ve Ma’neviyyet, s. 27 ve 28.
[19]   Bir kısım batılılar maneviyatın çerçevesini o kadar genişletmektedir ki, uyanıklık ve bilinçten kurtulmayı bile maneviyatın dalları veya sonuçları arasında saymaktadır. Bkz: Deutsch, Religion and Spirituality, s. 3.
[20]   Fontana, Revânşinâsi-yi Din ve Ma’neviyyet, s. 37.
[21]   Sheldrake, “Ma’neviyyet ve İlahiyyât”, Heft Âsimân, s. 246.
[22]   Sheldrake, “Ma’neviyyet ve İlahiyyât”, Heft Âsimân, s. 243.
[23]   Örnek olarak TM, Mormonlar, Yehova Şahitleri gösterilebilir. Bkz: Chryssides, “Ta’rif-i Ma’neviyyetgerâyi-i Cedid”, Heft Âsiman, yıl 5, sayı 19, s. 136.
[24]   Modern çağ (new age thinking) hareketi, maneviyat tanrıçası (goddess spirituality), yeni putperestlik (new paganism) gibi. Bkz: Chryssides, “Ta’rif-i Ma’neviyyetgerâyi-i Cedid”, Heft Âsiman, yıl 5, sayı 19, s. 139. Yine bkz: Leech, “Spirituality and Liberation”, Companion Encyclopedia of Theology, s. 661.
[25]   Meditation.
[26]   Astrology.
[27]   Motosikletliler topluluğu ve atom silahının imhası için Hristiyanlık örgütü gibi. (Bkz: Chryssides, “Ta’rif-i Ma’neviyyetgerâyi-i Cedid”, Heft Âsiman, yıl 5, sayı 19, s. 138).
[28]   Approach.
[29]   Bkz: Melikiyan, “Ma’neviyyet-i Gûher-i Edyân” ve “Porseşhâyî Pîrâmûn-i Ma’neviyyet”, Sünnet ve Sekülarism, s. 292 ve 362.
[30]   Functional.
[31]   Melikiyan, “Ma’neviyyet-i Gûher-i Edyân” ve “Porseşhâyî Pîrâmûn-i Ma’neviyyet”, Sünnet ve Sekülarism, s. 292 ve 362.
[32]   A.g.e.
[33]   A.g.e., s. 370 ve 372.
[34]   Melikiyan, Müştâkî ve Mechûrî, s. 276.
[35]   A.g.e., s. 419.