Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
İslam"da birtakım ameller vardır ki, görünüşte insana çok kolay
gelir. Kolay oldukları için de birçokları bu amellerin önemine vâkıf
olmadıklarından onları yapmaya muvaffak olmazlar. Zahirde küçük görünen
bu ameller, gerçekte oldukça büyüktür. Çünkü bu amelleri yapmaya gayret
gösteren ve muvaffak olanlar, büyük amelleri de yapmaya muvaffak
olurlar. Ama zahirde küçük görünen bu amelleri önemsemeyen, onları
yapmakta ihmalkârlık eden kimseler, büyük amelleri yapmaktan da âciz
kalırlar.
Burada zahirde basit görünen, fakat gerçekte çok da büyük
olan amellerden birkaç tanesini sizlere aktaracağız. Umulur ki, din
kardeşlerimiz onları yapmaya gayret eder ve ahiretleri için azık
toplamaya çalışırlar inşallah.
Her Gün Oruç Tutmak, Geceleri İbadetleGeçirmek ve Her Gün Kur"an Hatmetmek
İmam Sadık (a.s)"dan şöyle nakledilmiştir:
Bir gün Resulullah (s.a.a) ashabına: Hanginiz bütün günleri oruç tutuyorsunuz? diye sordular.
Selman: Ben, ya Resulullah! dedi.
Resulullah (s.a.a): Hanginiz bütün geceyi ibadetle geçiriyorsunuz? diye sordular.
Selman yine: Ben, ya Resulullah! dedi.
Resulullah (s.a.a): Hanginiz her gün Kur"an"ı hatmediyorsunuz? diye sordular.
Selman yine: Ben, ya Resulullah! dedi.
Ashaptan biri, Selman"ın bu şekil cevap vermesine tahammül edemeyip
şöyle dedi: Ya Resulullah! Selman Fars kavmindendir ve biz Kureyşlilere
üstünlük taslamak istiyor. Siz; Hanginiz bütün günleri oruç
tutuyorsunuz? diye sordunuz, Selman; Ben. dedi. Oysa biz, onun çoğu
günler yemek yediğine şahit oluyoruz. Siz; Hanginiz bütün geceyi
ibadetle geçiriyorsunuz? diye sordunuz, Selman; Ben. dedi. Oysa o
gecenin çoğunu uyumakla geçiriyor. Siz; Hanginiz her gün Kur"an"ı
hatmediyorsunuz? diye sordunuz, Selman yine; Ben. dedi. Oysa o, gününün
çoğunu Kur"an okumadan ve hatta susarak geçiriyor.
Resulullah (s.a.a) onun bu sözleri üzerine şöyle buyurdular: Bu laflardan vazgeç ve onun kendisinden sor, seni aydınlatır.
O adam Selman"a şöyle dedi: Sen bütün günleri oruçlu geçirdiğini mi sanıyorsun?
Selman: Evet. dedi.
O adam: Oysa ben senin çoğu günler yemek yediğini görmekteyim. dedi.
Selman şöyle dedi: Sandığın gibi değildir; ben her ay üç gün oruç
tutuyorum, Allah-u Teala buyurmuştur ki: Kim iyilik getirirse, ona onun
on katı vardır. (En"âm/160) Ayrıca ben Şaban ayının orucunu Ramazan
ayına katıyorum. Bu da, ömür boyu oruç tutmak kadar değerlidir.
Daha sonra o adam şöyle dedi: Sen bütün geceyi ibadetle geçirdiğini söyledin.
Selman: Evet. dedi.
O adam: Oysa sen gecenin çoğunu uyuyorsun. dedi.
Selman şöyle cevap verdi: Senin düşündüğün gibi değildir; ben Habibim
Resulullah (s.a.a)"in şöyle buyurduğunu duydum: Kim abdestli uyursa,
bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibidir. Buna göre ben daima abdestli
uyuyorum.(1)
Sonra o adam: Peki sen her gün Kur"an"ı hatmettiğini söyledin. dedi.
Selman şöyle dedi: Evet; ben habibim Resulullah (s.a.a)"den Hz. Ali"ye
şöyle buyurduklarını duydum: Ey Ebu"l-Hasan! Ümmetim arasında senin
meselin, Kul huve"llahu ehad (İhlâs Suresi) gibidir. Kim onu bir defa
okursa, Kur"an"ın üçte birini okumuş gibidir; kim onu iki defa okursa,
Kur"an"nın üçte ikisini okumuş gibidir; kim onu üç defa okursa, Kur"an"ı
hatmetmiş gibidir.
Sonra Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: Ya
Ali! Kim seni diliyle severse, imanının üçte biri kâmil olur. Kim seni
dili ve kalbiyle sever, eliyle de sana yardım ederse, imanı kâmil olur.
Resulullah (s.a.a) daha sonra sözlerinin devamında şöyle buyurdular: Ya
Ali! Beni hak olarak mebus kılan (peygamber seçen) Allah"a andolsun ki,
eğer yeryüzünün ehli seni gökyüzünün ehli gibi sevseydi, kesinlikle
hiçbir kimse cehennem ateşiyle azap edilmezdi.
Daha sonra Selman: Ben her gün Kul huve"llahu ehad (İhlâs) suresini üç defa okuyorum. dedi.
O adamın artık söyleyeceği bir lafı kalmayınca kalkıp gitti.(2)
Bu hadisten şu birkaç sonuç elde edilmektedir:
1- Bazı ameller, zahirde küçük görünseler de, Allah katında oldukça büyük ve değerlidirler.
2- İman, ancak Hz. Ali (a.s)"ı sevmek ve onun takipçisi olmakla kâmil
olur. Allah Teala da, bu meseleye Kur"an-ı Kerim"de değinmiş ve Gadir-i
Hum"da dinin ikmali ve nimetin tamamlanması unvanıyla şu ayet-i şerifeyi
Resulullah (s.a.a.)"e nazil etmiştir: Bugün dininizi size ikmal ettim,
nimetimi size tamamladım ve din olarak size İslam"ı seçip beğendim. (3)
Her Gece Kur"an Hatmetmek, Bütün Peygamberleri Şefaatçi Kılmak, Müminleri Razı Etmek, Hac ve Umre Yapmak
Hz. Fatıma (a.s)"dan şöyle nakledilmiştir:
Bir gün Resulullah (s.a.a), uyumak için yatağı sermiş olduğum halde
yanıma geldi ve şöyle buyurdu: Ey Fatıma, şu dört şeyi yapmadıkça uyuma:
Kur"an"ı hatmetmek, Peygamberleri kendine şefaatçi kılmak, müminleri
razı etmek, hac ve umre yapmak.
Resulullah (s.a.a) bunları buyurup
namaza başladı. Namazını bitirene kadar sabrettim. Ya Resulullah! Dört
şey yapmamı emrettin, oysa ben onları yapmaya kadir değilim. dedim.
Resulullah (s.a.a) gülümseyerek şöyle buyurdular:
Kul huve"llah
(İhlâs) suresini üç defa okursan, Kur"an"ı hatmetmiş gibi olursun; bana
ve benden önceki peygamberlere salavat getirirsen, kıyamet günü senin
şefaatçin oluruz; müminlere mağfiret dilersen, senden razı olurlar;
Subhanellahi velhamdu lillahi vela ilahe illellahu vellahu ekber dersen,
hac ve umre yapmış (gibi) olursun. (4)
Salavat Getirmek
Zahmeti
az olup faydası çok olan amellerden biri de Peygamber ve Ehl-i Beyti"ne
salavat getirmektir. Ahzab suresinin 56. ayetinde, Allah Teala"nın ve
meleklerinin Peygamber"e ve onun Ehl-i Beyti"ne salat ettikleri
bildirilmekte, müminlere de bu ameli yapmaları emredilmektedir.
Hadislerde de bu amelin önemine daha geniş bir şekilde yer verilmiştir.
Burada o hadislerden ikisini aktarmakla yetiniyoruz:
1- Salavat Getirmek, Günahların Affedilmesine Sebep Olur
İmam Rıza (a.s) bu konuda şöyle buyurmuştur: Günahların kefaretine gücü
yetmeyen kimse, Muhammed ve Âl-i Muhammed"e çok salavat getirsin. Çünkü
salavat günahları yok eder. (5)
2- Salavat, Duanın İcabete Erişmesi İçin Engellerin Kalkmasına Sebep Olur
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
Muhammed ve Âl-i Muhammed"e salavat getirilmeden edilen her dua, göğe yükselmez (icabete erişmez). (6)
Ehl-i Beyt"e Sevgi
Peygamber (s.a.a) uzun bir hadiste şöyle buyurmuştur:
Bilin ki, kim Ali"yi severse, beni sevmiştir; kim beni severse, Allah
Teala ondan razı olur; Allah Teala kimden razı olursa, onu cennete
götürür. Bilin ki, kim Ali"yi severse, Kevser"den su içmedikçe, Tûba
ağacından meyve yemedikçe ve cennetteki yerini görmedikçe dünyadan
ayrılmaz. Bilin ki, kim Ali"yi severse, cennetin sekiz kapısı onun
yüzüne açılır ve sorgu sualsiz istediği kapıdan cennete girer. Kim
Ali"yi severse, Allah Teala amel defterini onun sağ eline verir ve
peygamberlerin hesabı gibi onu hesaba çeker. Bilin ki, kim Ali"yi
severse, Allah Teala ölüm can çekişmesini ona kolaylaştırır ve kabrini
cennet bahçelerinden biri kılar. Bilin ki, kim Ali"yi severse, Allah
Teala, ölüm meleğini peygamberlere gönderdiği gibi ona gönderir, Nekir
ve Münkir"in korkusunu ondan giderir, yüzünü ak eder ve o, şehitler
efendisi Hamza ile beraber olur. Bilin ki, kim Ali"yi severse, kıyamet
günü padişahlık tacı başına koyulur ve keramet elbisesi ona giydirilir.
Bilin ki, kim Âl-i Muhammed (s.a.a) sevgisi üzerine ölürse, cennette
peygamberlerle beraber olması için onun kefili olurum. Bilin ki, kim
Âl-i Muhammed"in buğzu (düşmanlığı) üzere ölürse, cennet kokusunu
duymayacaktır. (7)
Açıktır ki, gerçek anlamda bir sevginin etkileri
insanın bütün hayatında görülür, bütün hareketleriyle sevdiği şeye daha
bir yaklaşmaya çalışır ve ondan uzak olmasına vesile olan tutum ve
davranışlardan uzak durur. Buna göre, Hz. Ali (a.s)"ı seven bir kimse,
onun bütün hayatı boyunca uğruna mücadele ettiği değer ve inançlara ters
düşen işlerden uzak durması gerekir. Allah Teala"ya olan iman ve sevgi
de böyledir.
Allah Teala buyuruyor ki:
(Ey Muhammed!) De ki: Eğer Allah"ı seviyorsanız, bana uyun. (8)
İmam Muhammed Bâkır (a.s): Allah"a isyan eden, O"nu tanımamıştır. buyurup şu manzumeyi okumuşladır:
Sevdiğini söyler, isyan edersin O"na
Acayip bir iştir bu, andolsun ki canına
Sevgi gerçek olsaydı, itaat ederdin O"na
Çünkü aşık maşukun, sözünden çıkmaz asla (9)
Şunu da ekleyelim ki, Ehl-i Beyt"e sevgi duymak, açıklandığı üzere
gerçek anlamdaki sevginin özelliklerini taşımasa da, mutlaka insana
faydası vardır. Fakat bu fayda fark etmektedir. Bu konuda şu rivayeti
nakletmekle yetiniyoruz:
Yusuf isminde bir Hıristiyan, İmam Ali Naki
(a.s)"dan birçok keramet görüyor. İmam (a.s): Ey Yusuf! İslam"ı seçmen
için yeterli miktarda delil görmedin mi? diye soruyor.
Yusuf: Yeterince delil gördüm. diyor.
İmam (a.s) onun bu sözü üzerine şöyle buyuruyorlar:
Hayır! Asla sen Müslüman olmayacaksın; ama senin oğlun İshak Müslüman
ve Şii olacaktır. Ey Yusuf! Halk zannediyor ki, sizin bize karşı olan
sevgi ve dostluğunuzun bir faydası yoktur. Allah"a andolsun ki, onların
zannettikleri gibi değildir. Kimin bize karşı sevgisi olursa, ister
Müslüman olsun, ister gayr-i Müslüman faydasını mutlaka görecektir. (10)
______________________________________________________
1- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: Kim abdestli uyur, ölüm de o gece
ona ulaşırsa, Allah katında şehittir. Bkz. Bihar"ul-Envar, c. 76, s.
183.
2- Bihar"ul-Envar, c. 76, s. 181.
3- Mâide/3.
4- Fatımat"uz-Zehra Behcet-u Kalb"il-Mustafa, c.1, s. 304.
5- Sefinet"ül-Bihar, c. 2, s. 49.
6- Sefinet"ül-Bihar, c. 1, s. 446.
7- Bihar"ul-Envar c. 7, s. 221 ve c. 39, s. 277; Fezail"uş-Şia, Saduk, s. 3, h. 1.
8- Âl-i İmran/31.
10- Tuhaf"ul-Ukul, s. 601.
9- Bihar"ul-Envar, c. 50, s. 144.