AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Salı

9 Ocak 2024

14:17:22
1427930

İlim ve Hikmet Kapısı İmam Ali'den İnciler 6

İnsan ne kadar da ilginç bir varlıktır; kendisi için garantilenmiş şeye ulaşmakla hoşnut olur ve asla elde edemeyeceği şeye ulaşamamakla da üzülür; eğer kişi tedbir altında olduğunu ve rızkın takdir edildiğini düşünüp anlasaydı, kolay elde edilen şeyle yetinir, zor işlere girişmezdi.

     Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Hikmet, Öğüt, Teşvik ve Tehdit Hususundaki Kısa Sözleri
84- İlişkiyi kesmenin başlangıcı, yüz çevirmektir. Çabuk usanıp bıkan adamın (usanıp bıkmasına) üzülme.(2) En kötü karşılık, kötülükle karşılık vermektir (İyiliğin karşılığında kötülük yapmaktır).

85- Kişinin kendisini beğenmesinin başlangıcı, aklının bozulması (sarsılması)dır. Diline hâkim olanın, şerrinden âmânda kalınır. Ahlakını düzeltmeyen kimsenin, felaketleri çok olur. Ahlakı kötü olanın, ailesi ondan bıkar. Nice sözler vardır ki nimeti, insanın elinden alır. Şükretmek, fitnenin önünü alır. Haysiyeti korumak, yiğitliğin başı mesabesindedir. Günahkârın alçak gönüllülüğü, onun şefaatçisidir. İhtiyatın esası, şüpheli şeylerde durmaktır. Rızık hazineleri, güzel ahlaktadır.

86- Musibetler halk arasında eşit olarak bölünmüştür. Tövbe kapısı açık olduğu müddetçe, günahların için ümitsiz olma. Hidayet, şehvetlerle muhalefet etmektedir. Arzuların tarihi (sonu), ölümdür. Cimri bir kimseye bakmak, kalbi katılaştırır. Ahmak adama bakmak, gözü karartır. Cömertlik, zekiliktir. Cimrilik, gaflettir.

87- Yoksulluk en büyük ölümdür. Ailenin azlığı, iki zenginlikten biridir; bu da huzurun yarısıdır. Gam, ihtiyarlığın yarısıdır. İktisatlı davranan, fakir olmaz. İstişare eden, helak olmaz. İhsan ve iyilik, soylu (şeref sahibi) ve dindar kimseden başkasının yanında yerini bulmaz. Mutlu, başkalarından ibret alan kimsedir. Aldatılmış bir kimse, ne övülür, ne de mükâfat alır. İyilik çürümez; günah unutulmaz.

88- İyilik yapın, övgüyü kazanın. Akıllı kimselerin sizinle iyi ilişki kurmaları için övgüyü kendinize şiar edinin; akılsız kimselerin sizden uzaklaşması için, saçma sözleri terk edin. Meclisinizin mamur olması için birlikte oturduğunuz arkadaşınıza ikramda bulunun. Arkadaşınızı öyle gözetleyin ki, yanınızda bulunmaya ilgi göstersin. Halkın size itimat etmesi için, onlara karşı insaflı olun. Güzel ahlaka sarılın; zira o bir yüceliktir. Kötü ahlaktan kaçının; çünkü o şeref sahibi adamı alçalttığı gibi azameti de giderir.

89- Kanaat et (kısmetine razı ol), aziz olursun.

90- Sabır, yoksulluğa karşı bir siperdir; ihtiras, fakirliğin alametidir; süslenmek (nefsini alçak düşürmemek), aşağılıktan uzak durmaktır; öğüt, sığınan için bir sığınaktır.

91- İlim kisvesine bürünen kimsenin ayıbı, halkın gözünden gizli kalır.

92- Hasetçinin huzuru, çabuk darılanın dostluğu, yalancının ise yiğitliği olmaz.

93- Yalnızlığa alışmakla, izzetinin bekası için çalış.

94- Kudret altında olan her aziz, zelildir.

95- İki şey halkı yok eder: Fakirlik korkusu ve üstünlük talep etmek.

96- Ey insanlar, dünya sevgisinden sakının; zira dünya sevgisi her günahın başı, her belanın kapısı, her fitnenin yoldaşı, her musibetin de sebebidir.

97- Bütün hayırlar üç şeyde toplanmıştır: Bakış, susma, konuşma. İbret alınmayan her bakış boş; fikirle birlikte olmayan her susma gaflet; içerisinde zikir olmayan her konuşma lağvdir (boştur). Bakışı ibret, susması tefekkür, konuşması zikir olan, hatalarına ağlayan ve şerrinden insanların emin oldukları kimseye ne mutlu.

98- İnsan ne kadar da ilginç bir varlıktır; kendisi için garantilenmiş şeye ulaşmakla hoşnut olur ve asla elde edemeyeceği şeye ulaşamamakla da üzülür; eğer kişi tedbir altında olduğunu ve rızkın takdir edildiğini düşünüp anlasaydı, kolay elde edilen şeyle yetinir, zor işlere girişmezdi.

99- Pazarda dolaşırken pazarcılara nasihat etmek istediğinde şöyle buyuruyordu: Ey tüccar topluluğu, muameleden önce Allah'tan hayır dileyin; muamelede kolaylık göstermekle bereket umun. Alıcılara yaklaşın; sabır ve yumuşak huyla süslenin; yemin etmekten sakının; yalan konuşmaktan kaçının; zulüm etmekten korkun; mazlumların hakkında insaflı olun; faize yaklaşmayın; doğru ölçüp tartın, halkın malını eksik vermeyin; yeryüzünde bozgunculuk etmeyin.

100- “Allah-u Teâla'nın yaratıklarından hangisi daha güzeldir?” diye sorduklarında Ali aleyhi'sselâm: “Kelamdır (sözdür)” buyurdular; “Hangisi daha kötüdür?” diye sorduklarında ise yine “Kelamdır” buyurdular. Daha sonra buyurdular ki: İnsanın yüzünü ağartan da kelamdır, karartan da kelamdır.

101- Hayırlı söz söyleyin, onunla tanınırsınız. Hayır iş yapın, onun ehlinden olursunuz.

102- Bir bela geldiğinde malınızı canınıza feda edin; bir olay vuku bulduğunda (düşman saldırdığında) canınızı, dininize feda edin. Bilin ki, yok olan, dini yok olmuş olandır, yağmaya uğramış olan da dini elinden alınmış olandır. Cennete giren için fakirlik, cehenneme düşen için de zenginlik olmaz.

103- Hiç bir insan, ister şaka olsun, ister ciddi, yalan konuşmayı terk etmedikçe imanın tadını anlamaz.

104- Müslüman bir kimsenin, yalancıyla arkadaş olmaktan kaçınması gerekir. Çünkü yalancı o kadar yalan konuşur ki, doğru konuştuğunda da sözüne inanılmaz.

105- En büyük günah, haksız yere Müslüman bir kimsenin malını gasp etmektir.

106- Kısastan korkan bir kimse, halka zulüm etmekten çekinir.

107- Haset eden bir kimse gibi, mazluma benzer zalim görmedim.

108- Zalim, zalime yardım eden ve onun zulmüne rıza gösterenin üçü de (günahta) ortaktırlar.

109- Sabır iki çeşittir: Musibete karşı sabretmek; bu iyi ve güzel bir şeydir; bundan daha güzeli ise, Allah'ın haram kıldığı şeye karşı sabretmektir.

Zikir de (Allah'ı hatırlamak) iki çeşittir: Musibet vakti zikretmek, bu iyi ve güzeldir; bundan daha güzeli ise insanı Allah'ın haram kıldığı şeylere yönelmekten alıkoyan zikirdir.

110- Allah'ım, beni şer sahibi kullarından hiç birisine muhtaç kılma. Beni muhtaç kıldığında öyle birine muhtaç kıl ki, herkesten daha açık yüzlü, ihtiyacı karşılamakta daha cömert, dili daha açık, minneti daha az olsun.

111- Halk ile dostluk ve samimiyeti, Allah'ın itaati üzere olan kimseye ne mutlu.

112- İnsanın doğruyu seçerek kendi yararına olan yalandan kaçınması ve sözü ilminden öteye aşmaması doğru bir imana sahip olduğunu gösterir.

113- Emaneti, peygamberlerin evladının katiline ait olsa bile sahibine geri çevirin.

114- Takva, imanın temelidir.

115- Allah'a itaat etmek yolunda kimsesiz kalıp hor ve hakir olmak, günahta birbiriyle yardımlaşmaktan daha çok insanın izzetli olmasını sağlar.

116- Mal ve evlat dünya ürünüdür; iyi işler ise ahiret ürünüdür; Allah bazı kişilere her ikisini de verir.

117- Tevrat'ın iki sahifesinde şunlar yazılmıştır: Birinci sahifede: ‘Dünyaya üzülen, ilahî kaza ve kadere gazap etmiştir. Mü'minlerden kendi musibetini, dinine muhalif olan bir kimseye şikâyet eden ise, Rabbini düşmanına şikâyet etmiştir. Zengine, onun elinde olan şeyden talep etmek için tevazu eden bir kimsenin dininin üçte ikisi yok olur. Kur'an okuduğu halde öldüğünde cehenneme gidenler ise, Allah'ın ayetlerini alaya alan kimselerdendir (Kur'an'dan maksat, semavi kitaplar olabilir).’ diye yazılmıştır.

İkinci sahifede ise şöyle yazılmış: İstişare etmeyen, pişman olur; mal toplayıp tekelcilik yapan, helak olur. Yoksulluk en büyük ölümdür.

118- İnsanın özü onun dilidir; aklı, dinidir; yiğitliği, ulaştığı mevkie bağlıdır. Rızık taksim edilmiştir. Günler dönüp dolaşır. İnsanlar Hz. Adem'e ulaşıncaya kadar hepsi eşit (ve kardeş)tirler.

119- Kumeyl ibn Ziyad'a şöyle buyurdu: Meşhur olmaman için sakin ol; isminin dillerde dolaşmaması için şahsiyetini gizle; âlim olman için öğren; selamette kalman için sus; (Allah) dinini sana tanıttıktan sonra artık halkı tanımamanın ve onların seni tanımamasının hiç bir sakıncası yoktur.

120- Kendisiyle uyuşmak gerekli ve kaçınılmaz olan kimse ile uyuşamayana bilgili (hekim) denilmez.

121- Dört şeyi öğrenmek için develere binip çölleri kat etseniz değer mi değer: Hiç kimse, Rabbinden başka hiç kimseden bir şey beklemesin, günahından başka bir şeyden korkmasın, bilmediği bir şey sorulduğunda, "bilmiyorum" demekten çekinmesin ve bilmediği bir şeyi öğrenmekte kibirlenmesin.

122- Abdullah b. Abbas'a şöyle yazdı: Allah'a hamd-u sena, Peygamber'e salat-u selamdan sonra; işine yarayan şeyin peşine git, işine yaramayan şeyi terk et. Zira işine yaramayan şeyi terk ettiğinde, işine yarayan şeyi elde edebilirsin. Zira sen (ölümden sonra) ancak önceden gönderdiğin şeylere ulaşabilirsin, geride bıraktığın şeylere değil. Yarın karşılaşmak istediğin şeyi, karşılaşmak istediğin şekilde hazırlayıp gönder.

123- Dostların kalplerini insana ısındıran, düşmanların kalplerinden kini gideren en güzel şey, onlarla karşılaşınca güler yüzlü olmak, gıyabında hallerini sormak, huzurlarında ise iyi ve yumuşak davranmaktır.

124- İnsan, (hayır ve şerden) ona ulaşan şeyin muhakkak ulaşacağını ve ulaşmayan şeyin de ulaşmasının mümkün olmayacağını bilmedikçe, imanın tadını anlayamaz.

Dipnotlar
...............................
(2)- Nehc-ül Belağa kitabında: "Çabuk usanıp bıkan adama itimad etme, onu emin bilme" diye geçer.