Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Peygamber Efendimiz Allah İçin Sinirlenirdi
21- Allah İçin Sinirlenmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) İlahî sınırlar çiğnenmedikçe, kendisine yapılan zulümden dolayı intikam almazdı. İlahî sınırlar çiğnendiğinde sinirlenirdi; siniri de Allah içindi.”[22]
22- Misvak Kullanması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) uykudan kalktığı her vakit dişlerini misvaklardı.”[23]
23- Vaktini Üçe Bölmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kendi evine gittiğinde vaktini üç kısma bölerdi: Bir kısmını Allah’a, bir kısmını ailesine ve bir kısmını da şahsi işlerine ayırırdı.”[24]
24- Dilini Koruması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) dilini, O’nu ilgilendirmeyen ve O’na faydası olmayan şeylerden korurdu; diliyle halkı bir araya toplar ve onları kendisinden kaçırmazdı.”[25]
25- Güzel Ahlaklara Sahip Olması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) herkesten daha cömert, daha cesaretli, daha doğru konuşan, daha vefalı, daha yumuşak huylu ve daha güzel muaşeret edendi.”[26]
26- Kız Çocuğu Olduğunda
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a)’e bir kız çocuğunun olduğuna dair müjde verildiğinde şöyle buyuruyordu: “Bir güldür; rızkı ise Allah’adır.”[27]
27- Kıbleye Doğru Oturması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) genellikle kıbleye doğru otururdu.”[28]
28- Alçak Gönüllülüğü
İmam Bakır (a.s), Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Beş şeyi, benden sonra sünnet olması için ölünceye dek terketmeyeceğim:
1) Kölelerle yerde yemek yemeği.
2) Palanlanmış merkebe binmeği.
3) Keçiyi elimle sağmayı.
4) Yünlü elbise giymeği.
5) Çocuklara selam vermeği.[29]
29- Saç ve Sakalını Taraması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) sürekli olarak saç ve sakalını tarayıp düzeltirdi; saç ve sakalını genellikle suyla (ıslatarak) düzeltip tarardı.”[30]
30- Konuşurken Tebessüm Etmesi
Ebu Derda’dan şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) bir söz söylerken tebessüm ederdi.”[31]
31- Yürüyüşü
İbn-i Abbas’tan şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) yol yürürken öyle canlı ve dinamik yürürdü ki, bu yürüyüş sahibinin aciz ve yorgun insanlar gibi yürümediği, hemen kendini gösterirdi.”[32]
32- Sade Yaşayışı
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) yerde yemek yerdi; köleler gibi (dizleri üzerinde) otururdu; kendi eliyle ayakkabı ve elbisesini yamardı; (bazen) palansız merkebe biner ve arkasına da birisini bindirirdi.”[33]
33- Şecaati
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Savaş şiddetlendiğinde ve düşmanla karşı karşıya geldiğimizde Resulullah’a sığınıyorduk; Resulullah’dan düşmana daha yakın bir kimse yoktu.”[34]
34- Hamd Etmesi
“Resulullah (s.a.a) her gün üç yüz atmış kez Allah’a hamdederdi.”[35]
35- Konuşma Meclisi
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) konuştuğunda, meclistekiler başlarını aşağı eğerek (canı-gönülden O’nu) dinlerlerdi; öyle ki, sanki başlarının üzerinde bir kuş durmuştu.[36] Susunca ashap konuşmaya başlardı. Konuştuklarında ise, O Hazretin huzurunda birbirleriyle çekişmez ve niza etmezlerdi. Birisi konuştuğunda, o sözünü bitirinceye dek susup onu dinlerlerdi.”[37]
36- Ashabı Arasında Oturması
Ebuzer diyor ki:
“Resulullah (s.a.a) ashabı arasında (daire şeklinde) otururdu. Bir yabancı geldiğinde soru sormak için onlardan hangisinin Peygamber olduğunu ve sorusunu O’ndan soracağını bilemezdi.”[38]
37- Esans (Koku) Kullanması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), yemekten daha çok esansa (kokuya) para harcardı.”[39]
38- Ashabını Sorup-Soruşturması
Enes’ten şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) ashabından birisini üç gün görmediğinde, onu sorup-soruştururdu; gaip (yolculuğa gitmiş) olduğunda, hakkında dua ederdi; hasta olduğunda ise, halini sormaya giderdi.”[40]
39- Allah’a Karşı Tevazusu
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) Allah-u Teala’nın O’nu peygamberliğe seçtiği günden O’nun ruhunu aldığı güne dek asla yaslanarak yemek yememiştir; bu ameli, Allah’a olan tevazusundan dolayı idi.”[41]
40- Ashabı Hoşnut Etmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) ashabından birini üzüntülü gördüğünde, şaka ve latifeyle onu hoşnut eder ve şöyle buyururdu: “Allah-u Teala, kardeşlerinin yüzüne asık suratla bakan kimseyi sevmez.”[42]
[22] – Sünen’ün- Nebi, S. 45.
[23] – Sünen’ün- Nebi, S. 222.
[24] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 13.
[25] – Sünen’ün- Nebi, S. 15.
[26] – Bihar, C. 16, S. 194.
[27] – Sünen’ün- Nebi, S. 80.
[28] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 26.
[29] – Bihar, C. 16, S. 215.
[30] – Sünen’ün- Nebi, S. 91.
[31] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 21.
[32] – Bihar, C. 16, S. 236.
[33] – Nehc’ül- Balağa, hutbe 160, Subh-i Salih.
[34] – Mehaccet’ul- Beyza, C. 4, S. 151.
[35] – Bihar, C. 16, S. 257.
[36] – Sessiz ve teveccühle dinlemelerinden kinayedir.
[37] – Mekarim’ul- Ahlak. S. 15.
[38] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 16.
[39] – Bihar, C. 16, S. 248.
[40] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 19.
[41] – Bihar, C. 16, S. 242.
[42] – Sünen’ün- Nebi, S. 61.