Bu bağlamda Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü şu açıklamayı yaptı: Gazze'nin kuzeyinde yaşlılar bombalamalarda ya da açlık ve tıbbi hizmet yetersizliğinden dolayı birbiri ardına şehit oluyor.
Gazze'de şehit sayısı yüzde 92'si sivil olmak üzere 30 bini aştı. Ayrıca hastanelerde isimleri kayıtlı olmayan binlerce insan açlık, yetersiz beslenme ve tıbbi hizmet yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Gazze'deki durum kritik; aslında Siyonist rejim, ABD'nin yeşil ışığı ve desteğiyle Filistinlilere yönelik suçlarını sürdürüyor ve dünyanın İsrail'in saldırılarını durdurma arzusuna rağmen Washington da ikili bir tavırla Tel Aviv'i destekliyor.
Bu bağlamda ABD Başkanı Joe Biden, çelişkili açıklamalarla İsrail'in Refah saldırısını "kırmızı çizgi" olarak nitelendirdi, ancak aynı zamanda Siyonist rejime desteğini sürdürdüğünü ve bu rejimi savunmanın hayati önem taşıdığını söyledi.
Biden bu bağlamda yaptığı açıklamada, İsrail'i savunmanın hayati önem taşıdığını belirterek şöyle konuştu: "Tüm silahların gönderilmesini kesmek için kırmızı bir çizgi yok, çünkü onları koruyacak demir kubbe yok" dedi.
Aslında Amerika, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşının başlangıcından bu yana İsrail'in en büyük destekçisi olmuş ve Tel Aviv'e kapsamlı siyasi, ekonomik, askerî ve silah yardımı sağlamıştır.
Washington'un desteği Gazze'de ateşkes sağlama çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Washington, ateşkes anlaşmasına varılmasına yönelik BM kararlarının yanı sıra Filistinlilerin İsrail tarafından öldürülmesine son verilmesine yönelik diplomatik çözümlerin kabul edilmesini defalarca engelledi.
Bu destekler, İsrail'in Gazze halkına yönelik açık bir şekilde soykırım yapmasına ve Gazze halkına yönelik günlük kuşatma ve ağır saldırıların yanı sıra, Gazze halkının en temel insan haklarına dahi saygı göstermemesine neden olmuştur. Kıtlık ve gıda giriş kapılarının kapatılması, UNRWA gibi uluslararası kuruluşların yardımlarının kesilmesi de bu yönde.
İsrail'in işlediği suçların boyutu, dünya kamuoyunun Avrupalı ve Amerikalı devlet adamları üzerindeki baskısının artmasına neden olmuş, öyle ki pek çok Avrupa ülkesi yetkilisi, Siyonist rejimin Başbakanı Netanyahu'yu desteklemelerine rağmen, aslında onun politikalarını eleştirmiş ve Gazze'deki cinayetleri ve soykırımına son vermesi talebinde bulunmuştur.
Avrupa Birliği'nin dış politika sorumlusu "Josep Borrell" konuyla ilgili şunları söyledi: "Gazze'de çok sayıda insanın öldürüldüğüne inanıyorsanız, belki de çok sayıda insanın ölümünü önlemek için daha az silah göndermelisiniz."
Ancak Amerika desteklemeye devam ediyor; her ne kadar Washington yetkilileri kamuoyu önünde Siyonist rejime kırmızı çizgi çizmeye çalışsalar da pratikte İsrail'e gerekli silahları sağlıyor ve Tel Aviv'in çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. ABD'nin bu ikili politikası hatta Washington'un müttefiklerinin eleştirisine yol açmıştır.
Bu bağlamda Avrupa Birliği'nin dış politika sorumlusu, Amerika'nın politikalarını üstü kapalı olarak eleştirdi ve şunları söyledi: "Uluslararası toplum bunun bir katliam olduğuna inanıyorsa ve çok sayıda insan öldürülüyorsa, belki de silah sağlamayı düşünmeliyiz."
ABD'de çok sayıda vatandaş, sivil kuruluş ve siyasi yetkili, Amerika'nın İsrail'e verdiği desteğin iptal edilmesini talep ediyor. Bu bağlamda bağımsız senatör Bernie Sanders şunları söyledi: "Washington, İsrail'e mali destek sağlayarak Gazze'deki insani felaketin suç ortağı ve ortağıdır."
İsrail'in Gazze'de yaşayan Filistinlilere karşı savaşı devam ediyor ve görünen o ki ABD'nin desteğinden emin olan İsrail katliamına devam ediyor.