Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: "Kadın, Yaşam, Özgürlük Yalanı" Kitabı, 1401'de İran'da Batı destekli
ayaklanmaların öyküsündeki en önemli İran karşıtı yalanları ele alıyor.
İran'a karşı çıkan birçok batılı ülke, 1401'de İran'a karşı topyekun bir
operasyon planlamıştı ve ekonomik sorunlar bahane edilerek
üniversiteleri merkeze alan birleşik bir savaş başlatılması gerekiyordu.
Düşman BAtı medyası kendi planını hayata geçirmek istiyordu, anca Polis
nezarethanesine İran'lı kız Mahsa Emini'nin hayatını kaybetmesi, söz
konusu medyanın planlarını daha erken uygulamasına neden oldu.
İranlı Kürtlere ve dini bir azınlığa mensup olan bu genç kızın ölümü,
Amerikalı ve Batılı liderlere isyan başlatmak için gerekli tüm
koordinatları sağladı.
Bu arada sömürge geçmişi olan ülkelere ait Farsça medya ve uydu kanalları 24 saat ve her zamankinden daha aktifti. Örneğin, İran halkına karşı yürüttüğü faaliyetlerde profesyonel ve tarafsız olduğunu göstermeye çalışan BBC Fars televizyonu, maskesini düşürerek İran halkına karşı kılıcını eline aldı. Suudi ve İsrail rejimine bağlı İraninternational, Amerikan hükümetine bağlı Voice of America ve Radio Farda, İngiliz ve İsrail hükümetlerine bağlı Manoto televizyonu ve bunların 23 Eylül - 9 Kasım (46 Rooz) arasındaki sanal sayfaları araştırıldı ve Araştırmaların sonuçları, Farsça yayın yapan bu 5 medyanın, İran'daki 1401 olayları hakkında 38 binden fazla yalan yayınladığını gösterdi.
Bu arada sömürge geçmişi olan ülkelere ait Farsça medya ve uydu kanalları 24 saat ve her zamankinden daha aktifti. Örneğin, İran halkına karşı yürüttüğü faaliyetlerde profesyonel ve tarafsız olduğunu göstermeye çalışan BBC Fars televizyonu, maskesini düşürerek İran halkına karşı kılıcını eline aldı. Suudi ve İsrail rejimine bağlı İraninternational, Amerikan hükümetine bağlı Voice of America ve Radio Farda, İngiliz ve İsrail hükümetlerine bağlı Manoto televizyonu ve bunların 23 Eylül - 9 Kasım (46 Rooz) arasındaki sanal sayfaları araştırıldı ve Araştırmaların sonuçları, Farsça yayın yapan bu 5 medyanın, İran'daki 1401 olayları hakkında 38 binden fazla yalan yayınladığını gösterdi.
kadın, yaşam, özgürlük yalanı" kitabı aslında Batılı hegemonik
hükümetlerin medyasının 1401 isyanlarında halkın güvenini, halkın
huzurunu yok etmek için kullandığı yalanların, iddiaların ve
cinayetlerin bir incelemesidir.
Bu kitabın ilk bölümünde Batı bağlantılı hareketin cinayetleri ele
alınıyor; Kamuoyunu hedef alan yalanlar. 1401 yazının son günlerinden
itibaren batı medyasının yönetiminde ülkenin farklı yerlerinde ölen her
kişinin İran hükümeti tarafından öldürüldüğü iddia ediliyordu.
Onlar için güzel genç kızlar daha önemliydi; Çünkü sahte kadın, yaşam,
özgürlük sloganıyla daha tutarlıydı. Bu arada kaza, kavga gibi
nedenlerle ölenler ya da intihar eden kız ve erkek çocuklar da polis ve
devlet görevlileri tarafından öldürüldüğü iddia edildi, hatta hayatta
olanlara da ölü denildi. Kendileri tarafından öldürülen bazı kişiler
(teröristler ve haydutlar) de polis ve İran İslam Cumhuriyeti tarafından
öldürüldüğü iddia edildi.
ABD'nin desteklediği İran karşıtı hareket, bir yandan cinayet
yalanlarını yayarken, bir yandan da kamuoyunu kışkırtmak, halkı
ümitsizliğe düşürmek, halkla iktidar arasında mesafe yaratmak için
yaygın ve koordineli yalanlar yayıyordu. İran İslam Cumhuriyeti'nin
yıkılacağını uman bu akım, hatta İslam İnkılabı Lideri'nin hastalığı ve
İran İslam Cumhuriyeti yetkililerinin Batı'ya kaçtığı gibi yalanlar
yaymaya başladı. Protestoları geniş çapta göstermek ve medya
bombardımanına hazırlık ateşi olarak kullanmak için kullanılan
yalanların bir başka parçası da farklı tarihti. Kişilerin, öğrencilerin
ve gazetecilerin kitlesel olarak tutuklandığına ilişkin yalan haberler
ve mahkumlara işkence yapıldığına dair söylentiler de düşman medyanın
gündemindeydi. Amerika ve Batı'nın desteklediği unsurların yanı sıra
kamuoyunu harekete geçirmek ve saldırıları artırmak amacıyla ünlülerin
de sahneye çıkması gerekiyordu. Zaten yurt dışında bulunan ve İran
karşıtı akımlara bağlılıklarını kanıtlamış ünlülerden bazıları, İran
karşıtı akımlarla işbirliklerine rağmen İran'da bulunuyorlardı, diğer
kısmı ise İran karşıtı akımların memnuniyetini kazanmak için ellerinden
geleni yapan ünlülerdi. Bu şekilde İran İslam Cumhuriyetine karşı isyan
ederek, Avrupa ve Amerika'da ikamet almanın hazırlıklarını yapmaya
çalıştılar. Bu arada devrim karşıtı medyanın baskısı altında sosyal
ağlarda tepki vermek zorunda kalan pek çok isim vardı, hatta bazıları
birkaç ay sonra İran'daki faaliyetlerini durdurduğunu bildirdi, gerçi
bunlar daha sonraları her şey yatışınca İran'da kendi faaliyetlerine
başladı. Bu kitap Hamidreza Taji'nin çabalarıyla ve muhabirlerin
araştırma ürünlerine dayanılarak hazırlanmıştır.