Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Bu gibi yazılar Ehl-i Beyt mezhebinin düşmanlarının can çekişmesini gösterir. Ama her halukarda cevap verilmesi gerekir. Kısa cevaplar verdik
Allah’ın Adıyla
1. İkinci Halife Ömer’in döneminde gerçekleşen fetihler hakkında ilk önce şu noktaya dikkat etmek gerekir ki onun döneminde Ehl-i Beyt imamları hilafet makamanından tecrit edilseler de şehadet yani yol göstericilik ve dini mercilik makamından tecrit edilmiş değilerdi. Yani hilafet makamları gasbedilmişti ama ilmi merciilik makamları gasbedilmiş değildi.
Bu yüzden Ömer’in şu cümleleri söylediği meşhurdur:
“Ali olamsaydı Ömer helak olurdu”
(Bk. İbn-i Abdu’l-Birr el-İstiab c. 3 s. 1103 İbn-I Kuteybe Te’vil Muhtelefi’l Hadis s. 241 fethu’l Bab s. 220, el- Muntaka s. 509)
Buna göre İkinci Halife’nin döneminde gerçekleşen bu fetihler İmam Ali’nin izni, onayı, yol göstericiliği ve meşveretiyle gerçekleşmiştir. Yoksa Ehl-i Beyt’in yardımı olmadan gerçekleşen bir olay değildir. Bu yüzden bu fetihler sünnülüğe bir iftihar sayılmaz.
Elbette Ömer’in dönemindeki fetihlerin İmam Ali’nin izniyle gerçekleştiği konusundan muhalif görüş olsa da kabul olan görüş bunların İmam Ali a.s’ın rızası ve meşvereti ile gerçekleştiğine dairdir.
Örneğin Şeyh Ansari, Sahib-i Hadaik, Muhakkik Karaki , Muhakkik Neraki, Sahirb-i Cevahir ve Seyyit Bahri’il Ulum İmam’ın onayıyla gerçekleştiğini vurgulamışlardır.
Bu hususta İmam Ali’nin halifenin bizzat kendisinin savaşa iştirak etmemesine dair tavsiyesi ve İmam’ın yakın dostlarının örneğin, Ammar, Mikdad, Cabir b. Abdullah Ensari, Osman b. Huneyf vb. kişilerin bu savaşlarda amelen katkısının oluşu da buna şahittir.
Ancak Merhum İsfahani’nin de beyan ettiği üzere sonraki Emevi ve Abbasi dönemlerinde yapılan fetihler Ehl-i Beyt İmam’ların izni ve rızasıyla gerçekleşmemiştir. Onun için Ehl-i Beyt imamları, kendi dostlarını bu savaşlara katılmaktan men’ etmişlerdir.
Bu yüzden Emevi ve Abbasi dönemindeki fetihler iftihar kaynağı da sayılmaz. Çünkü meşru değildir ve İslam’a hayır da getirmiş değildir.
İstanbul’un fethine gelince bu konunun detayı yeniden araştırılmalı ve Osmanlı’nın Yavuz dönemi ve sonrası onların mezhebini anlamak için ölçü kabul edilmemelidir.
2. Muhammed b. Kasım Sakafi (vefat: Hicri: 95) ve onun fethinin değerlendirilmesi
Pakistan’ın bir bölgesi olan Sind ve Pencap eyaletinin Arap komutan olan muhammed b. Kasım es-Sakafi tarafından Hicri 92 yılında fethedilmiştir
Ama ilk önce şunu bilelim ki Hind ve Pakistan bölgesinde ilk fetih Hz. İmam Ali’nin hilafeti döneminde yani 39 hicri yılından onun emriyle Haris b. Murra el-Abdi tarafından gerçekleşmiştir.
Ancak Muhammed bi Kasım’a gelince o Haccac b. Yusuf Sakafi’nin amcası oğludur ve onun tarafından bu göreve atanmıştır.
Haccac b. Yusuf Sakafi Emevi Halifesi Abdu’l-Melik Mervan tarafından Irak bölgesinin genel valisi idi.
Nitekim Muhammed b. Kasım’ın babası Kasım da Haccac tarafından Basra’nın valiliğine atanmıştır.
Ama Haccac kimdir?
Haccac Ka’beyi altı ay muhasere altında tuttuktan sonra Ka’beyi mincenikle yıkmıştır. 120 bin kişiyi sırf Hz. Ali’yi sevdikleri için haksiz yere öldürmüştür. Önün öldürdüğü kişiler arasında en büyük fakihlerden olan Said bi Cübeyr de bulunmaktadır.
Onun hapislerinde soğuk ve sıcaktan korunmayacak şekilde insanlar çıplak şekilde hapsedilir ve böylece onun hapislerinde 50 bin erkeğin ve 30 bin kadının öldüğü nakledilmiştir. 16 bini çıplak vaziyette hapsedilmişlerdi.
Aslında bu tür fetihlerin meşriyeti şer’an sorunludur.
Onun için bunlar bir iftihar kaynağı değildir.
Kaynaklar:
Futuh’ul Buldan Belazuri c. 3 s. 532
Ensabu’l-Eşraf c. 2 s. 368
Ali b. Hamid Kufi, Ftihname 245.
6) Kim Fransızlar’a yardım etti Müslümanlara karşı?
Fatimiyyun Şiileri.
Allah’ın Adıyla
1. İkinci Halife Ömer’in döneminde gerçekleşen fetihler hakkında ilk önce şu noktaya dikkat etmek gerekir ki onun döneminde Ehl-i Beyt imamları hilafet makamanından tecrit edilseler de şehadet yani yol göstericilik ve dini mercilik makamından tecrit edilmiş değilerdi. Yani hilafet makamları gasbedilmişti ama ilmi merciilik makamları gasbedilmiş değildi.
Bu yüzden Ömer’in şu cümleleri söylediği meşhurdur:
“Ali olamsaydı Ömer helak olurdu”
(Bk. İbn-i Abdu’l-Birr el-İstiab c. 3 s. 1103 İbn-I Kuteybe Te’vil Muhtelefi’l Hadis s. 241 fethu’l Bab s. 220, el- Muntaka s. 509)
Buna göre İkinci Halife’nin döneminde gerçekleşen bu fetihler İmam Ali’nin izni, onayı, yol göstericiliği ve meşveretiyle gerçekleşmiştir. Yoksa Ehl-i Beyt’in yardımı olmadan gerçekleşen bir olay değildir. Bu yüzden bu fetihler sünnülüğe bir iftihar sayılmaz.
Elbette Ömer’in dönemindeki fetihlerin İmam Ali’nin izniyle gerçekleştiği konusundan muhalif görüş olsa da kabul olan görüş bunların İmam Ali a.s’ın rızası ve meşvereti ile gerçekleştiğine dairdir.
Örneğin Şeyh Ansari, Sahib-i Hadaik, Muhakkik Karaki , Muhakkik Neraki, Sahirb-i Cevahir ve Seyyit Bahri’il Ulum İmam’ın onayıyla gerçekleştiğini vurgulamışlardır.
Bu hususta İmam Ali’nin halifenin bizzat kendisinin savaşa iştirak etmemesine dair tavsiyesi ve İmam’ın yakın dostlarının örneğin, Ammar, Mikdad, Cabir b. Abdullah Ensari, Osman b. Huneyf vb. kişilerin bu savaşlarda amelen katkısının oluşu da buna şahittir.
Ancak Merhum İsfahani’nin de beyan ettiği üzere sonraki Emevi ve Abbasi dönemlerinde yapılan fetihler Ehl-i Beyt İmam’ların izni ve rızasıyla gerçekleşmemiştir. Onun için Ehl-i Beyt imamları, kendi dostlarını bu savaşlara katılmaktan men’ etmişlerdir.
Bu yüzden Emevi ve Abbasi dönemindeki fetihler iftihar kaynağı da sayılmaz. Çünkü meşru değildir ve İslam’a hayır da getirmiş değildir.
İstanbul’un fethine gelince bu konunun detayı yeniden araştırılmalı ve Osmanlı’nın Yavuz dönemi ve sonrası onların mezhebini anlamak için ölçü kabul edilmemelidir.
2. Muhammed b. Kasım Sakafi (vefat: Hicri: 95) ve onun fethinin değerlendirilmesi
Pakistan’ın bir bölgesi olan Sind ve Pencap eyaletinin Arap komutan olan muhammed b. Kasım es-Sakafi tarafından Hicri 92 yılında fethedilmiştir
Ama ilk önce şunu bilelim ki Hind ve Pakistan bölgesinde ilk fetih Hz. İmam Ali’nin hilafeti döneminde yani 39 hicri yılından onun emriyle Haris b. Murra el-Abdi tarafından gerçekleşmiştir.
Ancak Muhammed bi Kasım’a gelince o Haccac b. Yusuf Sakafi’nin amcası oğludur ve onun tarafından bu göreve atanmıştır.
Haccac b. Yusuf Sakafi Emevi Halifesi Abdu’l-Melik Mervan tarafından Irak bölgesinin genel valisi idi.
Nitekim Muhammed b. Kasım’ın babası Kasım da Haccac tarafından Basra’nın valiliğine atanmıştır.
Ama Haccac kimdir?
Haccac Ka’beyi altı ay muhasere altında tuttuktan sonra Ka’beyi mincenikle yıkmıştır. 120 bin kişiyi sırf Hz. Ali’yi sevdikleri için haksiz yere öldürmüştür. Önün öldürdüğü kişiler arasında en büyük fakihlerden olan Said bi Cübeyr de bulunmaktadır.
Onun hapislerinde soğuk ve sıcaktan korunmayacak şekilde insanlar çıplak şekilde hapsedilir ve böylece onun hapislerinde 50 bin erkeğin ve 30 bin kadının öldüğü nakledilmiştir. 16 bini çıplak vaziyette hapsedilmişlerdi.
Ömer b. Abdulaziz diyor ki:
Eğer her millet en kötülerini takdim edecek olursa biz müslümanlar olarak Haccac’ı takdim ederiz ve onları yeneriz-mağlup ederiz. Şimdi böyle bir insan tarafından adanan kişinin ne kendisinin ne de fethinin bir değeri yoktur.
Sonra Muhammed b. Kasım Emevi halifesi Süleyman döneminde zina suçuyla eli bağlı şekilde İrak’a getirilmiş ve şikence edilerek idam edilmiştir. Aslında bu tür fetihlerin meşriyeti şer’an sorunludur.
Onun için bunlar bir iftihar kaynağı değildir.
Kaynaklar:
Futuh’ul Buldan Belazuri c. 3 s. 532
Ensabu’l-Eşraf c. 2 s. 368
Ali b. Hamid Kufi, Ftihname 245.
İbn-i Hazm Cemheretu’l ensabu’l Arap ve diğer kaynaklar
İkinci Bölüm
Kısa Cevaplar:
1) Kim Hz.Hüseyin’e ihanet etti ve Kerbela’da yalnız bıraktı?
Kısa Cevaplar:
1) Kim Hz.Hüseyin’e ihanet etti ve Kerbela’da yalnız bıraktı?
el-Muhtar es-Sekafî, Şii.
Cevap: Bu açık bir yalandan ibarettir Çünkü Muhtar-i Sakafi o dönem İbn-i Zyad’ın hapsindeydi.
Cevap: Bu açık bir yalandan ibarettir Çünkü Muhtar-i Sakafi o dönem İbn-i Zyad’ın hapsindeydi.
2) Abbasi Halifesi Râdî Billah’a kim ihanet etti?
Buveyhiyyûn, Şii.
Cevap: Buveyhiler ihanet etmedi müslümanları o zalimin zülmünden kurtardılar. Ve hükümet kurdular.
Buveyhiyyûn, Şii.
Cevap: Buveyhiler ihanet etmedi müslümanları o zalimin zülmünden kurtardılar. Ve hükümet kurdular.
3) Irak’ı Moğollar’a satan kim?
İbnü’l-Alkami, Şii.
Cevap: İbn-i Alkami Şii onlara kurtuluş yolunu gösterdi ve tedbir almalarını istedi ama sarhoş halife onun sözüne bakmadı ve böylece bir zalimin eliyle diğer bir zalim bertaraf oldu.
Cevap: İbn-i Alkami Şii onlara kurtuluş yolunu gösterdi ve tedbir almalarını istedi ama sarhoş halife onun sözüne bakmadı ve böylece bir zalimin eliyle diğer bir zalim bertaraf oldu.
4) Kim Hülagü’nün pis işlerini örtbas ederdi?
Nasır al-Tusi, Şii.
Cevap: Nasiruddin Tusi olmaydı Hülagü onlarca Ehl-i sünnetin büyük alimini idam edecekti Nasiriddin Tusi tedbiri sayesinde Hulagü her tarafı yakıp yıkması önlendi. Böylece müslümanlar ve özellikle büyük alimler onun tedbirine şükran borçludurlar.
Nasır al-Tusi, Şii.
Cevap: Nasiruddin Tusi olmaydı Hülagü onlarca Ehl-i sünnetin büyük alimini idam edecekti Nasiriddin Tusi tedbiri sayesinde Hulagü her tarafı yakıp yıkması önlendi. Böylece müslümanlar ve özellikle büyük alimler onun tedbirine şükran borçludurlar.
5) Kim Moğollar’a Şam işgalinde yardım etti?
Şiiler.
Cevap: Papağan gibi delilsiz iddialar ortaya atmanın bir geçerliliği yoktur.
Cevap: Papağan gibi delilsiz iddialar ortaya atmanın bir geçerliliği yoktur.
6) Kim Fransızlar’a yardım etti Müslümanlara karşı?
Fatimiyyun Şiileri.
Cevap:
Fatimilerin bulunduğu dönem Müslümanların ilim ve diğer dallarda geliştiği dönemdir. Firansızlarla her devlet gibi anlaşmaları olabilir.
7) Selçuklu Sultanı’na kim ihanet etti?
Tuğrul al-Basasiri, Şii
Cevap: Zalim’e başkaldırmak dinin emridir ihanet değildir.
Tuğrul al-Basasiri, Şii
Cevap: Zalim’e başkaldırmak dinin emridir ihanet değildir.
8) Kudüs’ü işgalde Haçlılar’a kim yardım etti?
Ahmet bin Ata’, Şii.
Cevap: Şia şahsiyetleri arasında böyle bir kişi yoktur Ahmet b. Muhammed bin Ata olan tek bir kişi maruftur o da şii değil Hanbeli yani sünnidir ve sufiyyedendir.
Ahmet bin Ata’, Şii.
Cevap: Şia şahsiyetleri arasında böyle bir kişi yoktur Ahmet b. Muhammed bin Ata olan tek bir kişi maruftur o da şii değil Hanbeli yani sünnidir ve sufiyyedendir.
9) Kim Salahaddin Eyyubi’nin ölümünü organize etti?
Kenzü’d-Devle, Şii.
Cevap: Salahuddin Eyyubi’nin şiaya soykırımı uygulamaları elbetteki ona karşı kıyamlara sebep olmuştur. Şunu bilelim ki Salahddin Eyyubi Kudusi Hrıstiyanların işgalinden kurtarsa da yahudilere orada yerleştiren ilk kişi de sayılır.
Cevap: Salahuddin Eyyubi’nin şiaya soykırımı uygulamaları elbetteki ona karşı kıyamlara sebep olmuştur. Şunu bilelim ki Salahddin Eyyubi Kudusi Hrıstiyanların işgalinden kurtarsa da yahudilere orada yerleştiren ilk kişi de sayılır.
10) Hülagü’yü Şam’da kim ağırladı?
Kemaleddin bin Bedr al-Tiflis, Şii.
Cevap: Bu şahis Şia şahsiyetleri arasında sayılmıyor. Bir tabibtir ve mezhebi belli değildiri Kaldı ki Hulagu’yu ağırlaması hakkında da hiçbir tarihi bilgi mevcut değildir.
11) Suriye’de kanlı rejimle kim birlik oldu ve Rusya’ya destek verdi?
Kemaleddin bin Bedr al-Tiflis, Şii.
Cevap: Bu şahis Şia şahsiyetleri arasında sayılmıyor. Bir tabibtir ve mezhebi belli değildiri Kaldı ki Hulagu’yu ağırlaması hakkında da hiçbir tarihi bilgi mevcut değildir.
11) Suriye’de kanlı rejimle kim birlik oldu ve Rusya’ya destek verdi?
Ali Hamaney, Şii.
Cevap: Ayetullah Hamenei Esat Rejimin’e desteğinin sebebini ilk baştan açıklamıştır ve biz Suriye’nin İsrail’e direniş cebhesindeki konumu ve sadakat ve samimiyeti yüzünden desteklemekteyiz. Yıllar geçti tarihi olayların, Ayetullah Uzma Hamenei’nin sözünün salt bir gerçek olduğunu herkese ispatladı. Çünkü Arap ülkeleri arasında İsrail’e karşı samimi olarak Hamas’ı ve diğer direniş gruplarını destekleyen Arap devleti oydu. Bu yüzden emperyalistler bazı İslamcı diye bilinen grupları kışkırtarak bu kaleyi yıkmaya çalıştılar ama başaramadılar. Şimdi vicdanlı insanlar anlıyor ki Ayetullah Hamenei’nin o tavrı ne kadar doğru bir tavırdı. O gün Suriye kalesini yıkmak için dünyanın dört bir yanından akın eden o sözde mücahitlerden hiçbiri Filistin ve kudus’un mudafaa sahasında yokturlar.
Cevap: Ayetullah Hamenei Esat Rejimin’e desteğinin sebebini ilk baştan açıklamıştır ve biz Suriye’nin İsrail’e direniş cebhesindeki konumu ve sadakat ve samimiyeti yüzünden desteklemekteyiz. Yıllar geçti tarihi olayların, Ayetullah Uzma Hamenei’nin sözünün salt bir gerçek olduğunu herkese ispatladı. Çünkü Arap ülkeleri arasında İsrail’e karşı samimi olarak Hamas’ı ve diğer direniş gruplarını destekleyen Arap devleti oydu. Bu yüzden emperyalistler bazı İslamcı diye bilinen grupları kışkırtarak bu kaleyi yıkmaya çalıştılar ama başaramadılar. Şimdi vicdanlı insanlar anlıyor ki Ayetullah Hamenei’nin o tavrı ne kadar doğru bir tavırdı. O gün Suriye kalesini yıkmak için dünyanın dört bir yanından akın eden o sözde mücahitlerden hiçbiri Filistin ve kudus’un mudafaa sahasında yokturlar.
Murtaza Turabi
18.4.2024
18.4.2024