AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Pazartesi

22 Nisan 2024

14:19:04
1453196

İmam Ali'nin (as) Ashabı İçin Buyurduğu Adâp Kuralları 1

Yabancılara, en güzel şekilde görünebilmek için süslendiğiniz gibi, sizi görmek için yanınıza gelen kardeşleriniz için de süsleniniz.

      Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:  Hacamat (iki omuz arasından kan aldırma), bedeni salim kılar ve aklı güçlendirir. Bıyığı kısaltmak, temizliktendir; aynı zamanda (Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'in) sünnetidir. Bıyığa güzel koku sürmek, kâtipler (amelleri yazan melekler) için bir saygıdır; aynı zamanda sünnettir de. Yağ sürmek, deriyi yumuşatır; akıl ve beyin gücünü artırır; gusül ve abdest suyunun akışını kolaylaştırır; saçın karışıp keçelenmesini giderir ve rengi parlatır. Misvak kullanmak Allah'ın rızasına, ağzın güzel kokmasına sebep olur ve sünnettir. Hatmi bitkisi (hanım çiçeği) ile başı yıkamak, kiri temizlediği gibi pisliği de giderir. Abdest alırken, mazmaza ve istinşak etmek (ağza ve buruna su almak), ağzı ve burunu temizler. Enfiye, baş için sıhhat, beden ve baştaki dertler için şifadır. Hamam otu, bedenin sağlamlığına ve temizliğine sebep olur.

Tırnakları kesmek büyük dertleri önler, rızk getirir ve onu çoğaltır. Koltuk altının tüylerini almak, kötü kokuyu giderir, aynı zamanda temizlik ve sünnettir de. Elleri yemekten önce ve sonra yıkamak, rızkı artırır. Bayram gusülleri, Allah'tan bir şey dileyen ve sünnete uymak isteyen kimsenin temizliğidir.

Geceleyin (sahur vakti) kalkmak, bedenin sıhhatine ve Allah'ın rızasına sebep olur; aynı zamanda rahmete yönelmek ve peygamberlerin ahlâkına sarılmaktır.

Elma yemek, mideye güzel koku verir. Akgünlük[1] çiğnemek, dişleri sağlamlaştırır, balgamı yok eder ve ağzın kokusunu giderir. Şafak söktükten sonra gün doğana kadar, camide oturmak, rızk elde etmek için, yeryüzünde koşup yolculuk yapmaktan daha tesirlidir.

Ayva yemek, zayıf kalbi kuvvetlendirir, mideye güzel koku verir, zekâyı geliştirir, korkağa cesaret verir ve çocuğu güzelleştirir. Her gün aç karnına yirmi bir tane kuru üzüm yemek, ölümden başka her hastalığın önünü alır.

Müslümanın, Ramazan ayının ilk gecesinde hanımıyla cinsel ilişkide bulunması müstehaptır. Çünkü Allah-u Teâla buyurmuştur ki: "Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı."[2]

Parmaklarınıza, gümüş olmayan yüzük takmayın. Çünkü Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih buyurmuştur ki: "Allah-u Teâla, parmağında demir yüzük olan eli tahir kılmaz."

Allah'ın isimlerinden birini yüzük taşına nakşeden kimse onu, istinca ettiği (necaset temizlediği) ele takmamalıdır. Herhangi biriniz, aynaya baktığında şöyle demelidir: "El-hamdulillah'illezi halekanî fe-ahsene halkî ve savveranî fe-ahsene sûretî ve zane minnî ma şane min ğayrî ve ekremenî bi'l-İslâm."[3]

Yabancılara, en güzel şekilde görünebilmek için süslendiğiniz gibi, sizi görmek için yanınıza gelen kardeşleriniz için de süsleniniz.

   Her ayın üç gününün ve Şaban ayının (tamamının) orucu, göğüsün vesvesesini giderdiği gibi kalbin ıstırabını da yok eder. Soğuk suyla istinca etmek (tuvalette kendini temizlemek) basuru keser. Elbiseyi temizlemek, üzüntüyü giderir ve namaz için bir temizliktir. Sakaldan beyazlaşan tüyü koparmayın; çünkü o bir nurdur. Her kim İslâm dininde iken ihtiyarlarsa, kıyamet günü onun bir nuru olacaktır. Müslüman kimse cünüplü olarak uyumaz, taharetli (abdestli) olarak uyur. Eğer su bulamazsa toprakla teyemmüm eder. Zira müminin ruhu uyuduğu zaman Allah'a (c.c) yücelir; O da onu kabul edip mübarek kılar; eğer eceli gelmiş olursa, onu güzel bir surette karar verir; eğer eceli gelmezse, onu, ona emin olan meleklerle birlikte geri çevirir ve bedenine geri döndürür.

Müslüman kimse kıbleye doğru tükürmez; eğer unutarak yaparsa, Allah'tan mağfiret diler. İnsan secde yerine, yemeğine, içtiği şeye ve muskasına (dua yazılı pazı bandına) üflememelidir. Sizden hiçbiriniz cadde üzerine gaita yapmamalıdır. Damın üzerinden havaya ve akarsuya idrar edilmemelidir. Kim öyle yapıp bir zarar görürse, sadece kendisini kınamalıdır. Çünkü suda ve havada yaşayan varlıklar vardır. İdrar ettiğinizde yukarıya ve rüzgâra doğru idrar etmeyin. Sırt üstü uyumayın.[4] İnsan tembellik ederek ve göğsünü öne çıkararak namaz kılmamalıdır.[5] Kul, Allah'ın huzurunda durduğu vakit (dünya hakkında) az düşünmelidir. Çünkü onun namazdan olan hissesi, huzur-u kalple kıldığı miktarıncadır. Allah'ı zikretmeği hiçbir yerde ve hiçbir hâlde terk etmeyin. Namazda sakın başka bir şeye teveccüh etmeyin; zira kul başka bir şeye teveccüh ettiğinde Allah-u Teâla ona şöyle buyurur: "Kulum bana teveccüh et, bana teveccüh etmen başkasına teveccüh etmenden daha hayırlıdır."

Sofraya dökülen ekmek parçalarını toplayıp yiyin. Çünkü onları şifa niyetiyle yemek, Allah'ın izniyle her hastalık için şifadır. Pamuk elbise giyin; çünkü Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in elbisesidir; Resulullah hastalık dışında yün ve tüyden yapılan elbiseyi giymezdi. Sizlerden biriniz yemekten sonra, yemek yediği parmaklarını yaladığında Allah-u Teâla şöyle buyurur: "Barekellah fike" (Allah sana bereket verir).

Allah-u Teâla cemali sever ve nimetinin eserini kulunda görmeyi de sever. Selâm vermekle olsa bile, sıla-ı rahim (akrabalarla ilişki kurup onlara muhabbet) edin. Çünkü Allah-u Teâla şöyle buyurmuştur: "Sakının Allah'tan ki, O'nunla haklarınızı dilemektesiniz ve akrabalardan ilişkiyi kesmekten de çekinin."[6]

Günlerinizi maceralar anlatmak, "şöyle böyle yaptım" demekle geçirmeyiniz. Çünkü amellerinizi koruyan muhafızlar sizinle birliktedir. Allah'ı her yerde anın. Peygamber'e ve Ehlibeyt'ine -Allah'ın salât-ı Ona ve onların üzerine olsun- salâvat getirin. Zira Allah-u Teâla, o Hazreti andığınızda ve saygıda bulunduğunuzda duanızı kabul eder. Sıcak yemeği bırakın soğusun ve yenilecek bir hâle gelsin. Zira Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih sıcak yemek getirdiklerinde şöyle buyurdu: "Bırakın soğusun ve yenilir bir hâle gelsin. Allah-u Teâla sıcak yemeği bize yedirmez; bereket soğuk yemektedir; sıcak yemeğin bereketi olmaz."

Çocuklarınıza Allah'ın onlara yarar vermesini sağlayacak ilimleri öğretin ki, "mürcie"ye[7] yenik düşmesinler.

Ey insanlar! Dillerinizi koruyun. (Hak karşısında) kayıtsız şartsız teslim olun. Emanetleri, peygamberlerin katilleri bile olsalar sahiplerine iade edin. Pazara girdiğinizde ve halkı ticaret işleriyle meşgul olarak gördüğünüzde, Allah'ı çok anın. Çünkü bu amel, günahların keffareti olduğu gibi hasenatın da artmasına sebep olur. Gafillerden olmayınız. Ramazan ayı ulaştığında kula yolculuğa çıkmak yakışmaz. Çünkü Allah-u Teâla buyurmuştur ki: "Sizden her kim Ramazan ayında hazır bulunursa o ayı oruç tutsun."[8]

   Şarap içmede ve ayakkabının (mest'in) üzerine mesh etmede takiye yoktur (yani bu işler takiye olarak bile yapılmaz). Sakın hakkımızda gulüv (ifrat) etmeyin. Bizi Allah'ın kulları bilin; sonra faziletimizden dilediğiniz şeyi söyleyin. Bizi seven, yaptığımız ameli yapmalıdır ve vera' (günahlardan ve şüpheli şeylerden kaçınıp çekinmek) ile bu makama ulaşmaya çalışmalıdır. Çünkü haramlardan çekinmek, dünya ve ahirette yardım dilenilecek en iyi vesiledir. Bize ayıp isnat eden kimselerle bir arada oturmayın. Düşmanımızın yanında bizi açıkça överek bize olan sevginizi aşikâr etmeyin ki kendinizi yöneticilerinizin yanında hakir düşürürsünüz. Doğruluğa sarılın. Çünkü o, kurtuluş vesilesidir. Allah'ın indinde olan şeye, rağbet edin. Allah'ın rızası ve itaatini talep edin; bu yol uğrunda sabırlı olun.

Müminin ayıpları ortaya çıkıp horlanarak cennete girmesi ne de kötüdür. İşlediğiniz günahlarınızın affedilmesi için, kıyamet günü size şefaat dilemekten dolayı bizi zahmete düşürmeyin. Kıyamet günü kendinizi düşmanlarınızın yanında utandırmayın. Allah katındaki makamınızı bırakıp bu değersiz dünyaya kapılarak kendinizi tekzip etmeyin. Allah'ın size emrettiği şeye, sıkıca sarılın. Çünkü can verirken sizinle, imrenilen cennet nimetlerini görmeniz arasındaki fasıla, ancak Resulullah'ın (can çekişme vakti yanınızda) hazır olması miktarıncadır. (Siz ölür ölmez cennet nimetlerine kavuşacaksınız). Allah indinde olan şey daha hayırlı ve kalıcıdır. Allah'a andolsun ki (ölüm vakti) ona müjde verilir, gözü aydınlanır ve likaullah'a âşık olur.

Maddi durumları zayıf olan kardeşlerinizi küçümsemeyin; kim bir mümini küçümserse, Allah da onu küçümser ve kıyamet günü de o ikisini bir araya getirmez; ancak tövbe edip pişman olması hariç. Kardeşinin kendisine muhtaç olduğunu gören kimse, ihtiyacını karşılamak için, onu talepte bulunma zahmetine düşürmemelidir. (Yani istemeden ihtiyacını karşılamalıdır.) Birbirinizi ziyaret edin, birbirinize şefkatli davranın, birbirinize bağışta bulunun. Söyleyip amel etmeyen münafık gibi olmayın. Evlenin; zira Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih buyurmuştur ki: "Sünnetime uymayı seven mutlaka evlenmelidir. Çünkü evlenmek sünnetimdendir. Evlat sahibi olmaya çalışın, zira ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim."

Evlatlarınızı zinakâr ve deli kadının sütünden koruyun. Çünkü süt bulaştırıcıdır. (Bazı ruhî ve cismî özellikleri çocuğa aktarır.) Taşlığı, mahmuzu ve kursağı olmayan kuşun etinden uzak olun. Azı dişi olan yırtıcı hayvanın ve pençesi olan kuşun etinden sakının. Dalak yemeyin; çünkü dalak bozuk kandan oluşur.[9] Siyah elbise giymeyin. Çünkü siyah elbise Firavun'un elbisesidir.[10] Etin urundan sakının. Zira o cüzam damarını tahrik eder. Dinde kıyas etmeyin. Çünkü dinde kıyas yapılmaz. Pek yakında bazı kimseler gelir ki, dinde kıyas ederler; bunlar dinin düşmanlarıdır. İlk kıyas eden şeytan'dı. Ucu sivri ayakkabı giymeyin. Çünkü o Firavun'un ayakkabısıdır. Bu Çeşit ayakkabıyı ilk icat eden şahıs odur.[11]

   Şarap içenlere karşı çıkın. Hurma yiyin. Çünkü hurma dertlere dermandır. Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in sözüne uyun; o şöyle buyurmuştur: "Kim kendi yüzüne dilencilikten (başkalarına ağız açmaktan) bir kapı açarsa Allah da fakirlikten onun yüzüne bir kapı açar."

Çok mağfiret dileyin. Çünkü bu amel, rızkı çoğaltır. Gücünüz yettiği kadar ahiretiniz için iyi amel gönderin. Zira onu yarın hazır bulursunuz. Cedelleşmek ve tartışmaktan sakının. Çünkü tartışmak şüphe doğurur.[12]

Allah'tan bir şey dileyen, onu şu üç saatte dilemelidir: 1- Cuma gününde. 2- Öğle vaktinde ki rüzgâr eser, göklerin kapıları açılır, rahmet iner ve kuşlar öter. 3- Gecenin son saatlerinde şafak söktüğü vakit. Bu vakitte iki melek şöyle çağrıda bulunurlar: Tövbe edecek var mı tövbesi kabul edilsin? İhtiyacı olan var mı karşılansın? Mağfiret isteyen var mı bağışlansın? Ve dileği olan var mı? Öyleyse Allah'ın davetçisine icabet edin.

Şafağın sökmesinden güneşin doğuşuna kadar rızk talep edin. Çünkü bu, rızk kazanmak için yeryüzünde dolaşmaktan, daha faydalıdır. İşte bu vakit Allah-u Teâla'nın kulları arasında rızkı taksim ettiği vakittir. Fereci (kurtuluşu) bekleyin. Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah katında amellerin en sevimlisi fereci (kurtuluşu) beklemek ve müminin sürekli olarak yaptığı (asla terk etmediği) amelidir. Sabah namazını kıldıktan sonra Allah'a tevekkül edin. İşte o zaman büyük bağış ve ihsanlar verilir. Kılıçla haremlere (Mescidü'l-Haram ve Mescidü'n-Nebi'ye) girmeyin. Kılıç önünüzde (olduğu hâlde) namaz kılmayın. Çünkü kıble emniyet yeridir.

Hacca gittiğinizde, Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in kabrini ziyaret edin. Bu ziyareti terk etmek zulümdür ve siz buna emrolunmuşsunuz. Üzerinizde hakları olanların kabirlerinin ziyaretine gidin; bir müddet orada kalın, o kabirlerin kenarında Allah'tan rızk talep edin. Zira onlar sizin ziyaret etmenizle sevinirler. Kişi anne ve babasının kabrinin kenarında onların hakkında dua ettikten sonra (Allah'tan) kendi isteğini dilemelidir. Büyük günahları işlemeye gücünüz yetmediğinde, küçük günahlarınızı, az saymayın. Çünkü küçük günahlar toplanır büyük olur. Secdeleri uzatın. Kim secdeyi uzatırsa, Allah'a itaat etmiş ve kurtuluş bulmuş olur.

Ölümü, kabirden çıkacağınız ve Allah'ın huzurunda duracağınız günü çok anın ki, karşılaştığınız musibetler size kolay gelsin. Göz ağrısına tutulan Ayete'l-Kürsi'yi şifa niyetiyle okusun, inşallah şifa bulur. Günahtan sakının. Çünkü bütün belalar ve rızkın azlığı, hatta derinin çizilmesi, ayağın taşa çarpması ve (bütün) musibetler günah sebebiyledir. Allah-u Teâla buyuruyor ki:

"Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizin kazandığı (günahlar) yüzündendir. Allah ise günahların birçoğunu bağışlıyor (bunlardan dolayı musibet vermiyor)."[13]

Yemek yerken Allah'ı çok anın, konuşmayın. Çünkü yemek, Allah'ın nimet ve rızklarından biridir; şükrü ve hamdı ise size farzdır. Nimet elinizden çıkmadan, ona iyi davranın (kadrini bilin, şükrünü yerine getirin); zira nimet (sahibinden) ayrılır ve sahibinin kendisine nasıl muamele ettiğine dair şahadet eder. Kim Allah'ın az rızkına razı olursa, Allah da onun az ameline razı olur. Tefritten (kusurdan) sakının; çünkü pişmanlığın yarar sağlamayacağı bir zaman pişmanlığa sebep olur.

Savaş alanında düşmanla karşılaştığınızda, az konuşun; Allah'ı çok anın; düşmana sırt çevirmeyin; zira (bu işinizle) Allah'ın gazabını hak etmiş olursunuz. Savaş meydanında kardeşlerinizden birinin yaralandığını, felakete uğradığını veya düşmanın onun canına kıymak istediğini gördüğünüz zaman, canınızla onu güçlendirin.[14] Gücünüz yettiği kadar, hayır iş yapın. Çünkü hayır iş, insanı kötü ölümden korur.

Kim Allah katında makamının nasıl olduğunu bilmek istiyorsa, günah işlediği zaman Allah'ın kendi yanındaki makamının nasıl olduğuna baksın.

   Evde beslenecek en iyi hayvan, koyundur. Kimin evinde bir koyun olursa melekler her gün bir defa onu takdis eder; her kimin iki koyunu olursa, melekler onu iki defa takdis eder; keza üç koyunu olanı da ve Allah-u Teâla şöyle buyurur: "Yaşantınız bereketli olsun." Bir Müslüman zayıf ve güçsüz olduğunda sütle et yemelidir. Çünkü Allah-u Teâla gücü bu ikisinde bırakmıştır. Hacca gitmek istediğinizde, gitmeden önce yolculuğun bazı ihtiyaçlarını alıp hazırlayın. Zira Allah-u Teâla (cihattan kaçmak isteyenler hakkında) şöyle buyuruyor: "Savaşa çıkmayı kastetselerdi, elbette bir hazırlıkta bulunurlardı."[15]

Güneşli havada oturduğunuzda güneş sırtınıza vuracak şekilde oturun. Çünkü güneş gizli hastalıkları aşikâr eder.

Hacca gittiğinizde Allah'ın evine çok bakın. Çünkü Allah'ın, Beytü'l-Haram'ının nezdinde yüz yirmi (çeşit) rahmeti vardır. Altmış tanesi tavaf edenler, kırk tanesi namaz kılanlar, yirmi tanesi de bakanlar içindir. Beytullahi'l-Haram'ın kenarında, aklınızda olan günahları itiraf edin, aklınıza gelmeyen günahlar hususunda ise şöyle deyin: Allah'ım! Bizim unuttuğumuz, fakat senin unutmadığın günahlarımızı sen affeyle. Zira kim o mekânda günahlarına ikrar eder, onları sayar, onları hatırlar ve onlardan dolayı Allah'tan mağfiret dilerse, o günahları bağışlamak Allah'a hak olur. Bela inmeden önce dua etmeye koyulun. Altı vakitte göğün kapıları açılır: Yağmur yağdığı vakit, cihad vakti (saldırı zamanı), ezan vakti, Kur'ân okunduğu vakit, öğlenin ilk vakti ve şafak söktüğü vakit.

Kim ölünün cesedi soğuduktan sonra ona el sürerse, gusletmesi gerekir. Bir mümine gusül ettirenin onu kefenledikten sonra, gusledip artık ölüye dokunmaması gerekir; dokunursa tekrar gusletmesi farz olur.[16] Kefenleri (güzel kokuyla) tütsülemeyin. Ölülerinize kâfur dışında koku sürmeyin. Çünkü ölü ihrama giren kimse gibidir (güzel koku kullanmak ihramda olan kimseye haramdır). Ailenize, ölünün yanında güzel konuşmayı emredin.

   Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in kızı Fatıma aleyha selâm babası vefat ettiği zaman, Benî Haşim kızları kendisine matem elbisesi getirdiklerini bildirdiklerinde şöyle buyurdu: "Matem elbisesini (cahiliye âdetlerini) bir kenara bırakın, (onun yerine) dua edin."[17]

Müslüman, kardeşinin aynasıdır; kardeşinizde bir yanlışlık gördüğünüzde, ona yüklenmeyin; onu irşat edin; ona nasihatte bulunun ve onunla iyi geçinin. İhtilaftan sakının. Çünkü ihtilaf dinden çıkıp dinin hükümlerine uymamaya sebep olur. Orta halli olun (ifrat ve tefritten sakının). Birbirinize şefkatli ve merhametli davranın.

Hayvanıyla yolculuğa çıkan (konaklayacağı yere ulaştığında) ilk önce onun otunu ve suyunu vermelidir. Hayvanın yüzüne vurmayın. Çünkü o da Rabbini tenzih ve tespih ediyor.

Kim yolculukta yolunu yitirir veya canından korkarsa; "Ey Salih yardımıma koş" diye çağrıda bulunsun. Zira cinden olan kardeşlerinizin arasında sesinize cevap verecek, yolunu şaşırana yol gösterecek ve hayvanını koruyacak kimseler vardır. Kim aslandan, canı, hayvanı (atı, devesi) veya koyunu için korkarsa, onların etrafına daire şeklinde bir çizgi çizip şöyle demelidir: "Allah'ım! Ey Danyal'ın,[18] kuyunun ve her yırtıcı aslanın Rabbi! Beni ve koyunumu koru."

Boğulmaktan korkan şöyle demelidir. "Bismillahi mecraha ve mürsaha inne Rabbî leğafûrun rahim."[19] Vema kaderullahe hakke kadrihi ve'l-erzu cemîan kabzetuhu yevme'l-kıyameti ve's-semavatu metviyyatun bi-yemînihi. Subhanehu ve Teâla amma yuşrikûn"[20] Akrepten korkan şu ayeti okumalıdır: "Selâmun ala Nuhin fi'l-âlemin. İnna kezalike neczi'l-muhsinîn. İnnehu min ibadine'l-mu'minîn."[21]

Yeni doğan evladınız için yedinci gününde akike (kurban) kesin. Saçlarını tıraş ettiğinizde saçlarının ağırlığı kadar gümüş sadaka verin. Bu iş, her Müslüman için gereklidir. Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih de Hasan ve Hüseyin için böyle yaptı. Dilenciye bir şey verdiğinizde ondan hakkınızda dua etmesini isteyin; zira duası sizin hakkınızda kabul olur, ama kendi hakkında kabul olmaz. Çünkü (dilenciler genellikle) yalan konuşurlar.

Kendisiyle sadaka verdiğiniz elinizi öpün; zira sadaka dilencinin eline geçmeden önce Allah onu alır. Nitekim Allah-u Teâla (Kur'ân'da) buyurmuştur ki: ("Bilmezler mi bizzat Allah kullarından tövbeyi kabul eder) ve sadakaları alır."[22] Sadakayı gece (vakti) verin. Çünkü gece verilen sadaka Allah'ın gazabını yatıştırır.

Sözlerinizi amellerinizden sayın ki, hayır işlerin dışında, konuşmalarınız azalsın. Allah'ın size verdiği rızktan (fakirlere) infak edin; zira infak eden kimse, Allah yolunda cihad eden kimse gibidir. Mükâfata yakini olan, cömertçe infak eder.

Bir şeye yakini olup da sonra şüpheye düşen, önceki yakini üzere amel etmelidir. Çünkü şüphe yakini gidermez ve onu bozmaz. Yalan yere şahitlik yapmayın. Şarap içilen sofrada oturmayın. Çünkü insan ne zaman alınıp götürüleceğini (öleceğini) bilmez.

Yemeğe oturduğunuzda köleler gibi oturun, yerde (oturarak) yiyin; bacak bacak üzerine atmayın ve bağdaş kurup oturmayın; çünkü böyle oturmak Allah'ın sevmediği bir oturuştur ve böyle oturana Allah gazap eder. Peygamberlerin akşam yemeği yatsı (namazın)dan sonra idi. Akşam yemeğini terk etmeyin. Çünkü onu terk etmek bedeni çökertir.

      Bedenin ateşi, ölümün öncüsü ve Allah'ın yeryüzündeki zindanıdır. Allah-u Teâla kullarından istediği kimseyi onda mahpus eder, o, devenin hörgücünden tüylerin dökülmesi gibi günahları döker. Yara ve ateşten (sıtmadan) başka bütün hastalıklar, bedenin dâhilindedir, ama bunlar bedenin zahirinde olurlar. Bedendeki ateşi menekşe ve soğuk suyla düşürün. Çünkü bu ateşin sıcaklığı cehennemin sıcaklığındandır.

Müslüman bir kimse, hastalığı sıhhatine galip olmadıkça ilaç kullanmamalıdır.

   Dua, kesinleşen kaza ve kaderi geri çevirir. Öyleyse onu hazırlayın ve okuyun. Temizlendikten sonra alınan abdestin on hasenesi vardır; öyleyse kendinizi temizleyin. Tembellikten kaçının. Çünkü tembellik eden kimse Allah'ın hakkını eda edemez. Bedenin pis kokusunu, suyla temizleyin.

Kendinizi kontrol edin; Temizliği riayet etmediği için birlikte oturduğu kimsenin rahatsızlığına sebep olan kulu, Allah sevmez. Namazda sakalınızla ve sizi oyalayan herhangi bir işle uğraşmayın.

Başka bir işle meşgul olmadan önce, hayır iş yapmaya koşun. Müminin nefsi kendi tarafından meşakkattedir, (fakat) başkaları ondan rahattırlar. Sözlerinizin çoğu Allah'ın zikri olmalıdır.

   Günahtan sakının. Çünkü kul günah işler ve rızk ondan kesilir. Hastalarınızı sadakayla tedavi edin. Mallarınızı zekât vermekle koruyun. Namaz, her takvalının (Allah'a) yaklaşma vesilesidir. Hac her güçsüzün cihadıdır. Eşine iyi davranmak, kadının cihadıdır. Fakirlik en büyük ölümdür.[23] Aile azlığı, iki kolaylıktan biridir. Takdir (ölçülü davranmak), geçimin yarısıdır. Üzüntü, ihtiyarlığın yarısıdır. İktisatlı (orta halli) davranan kimse, fakir olmaz. İstişare eden, helak olmaz. Şerefli ve dindar kimselerden başkasına ihsan etmek uygun değildir. Her şeyin meyvesi vardır, hayır işin meyvesi ise onu çabuklaştırmaktır.

Mükâfata yakini olan, cömertçe bağışta bulunur. Musibet vakti bacaklarına vuranın, mükâfatı hiç olup gider. Müminin en iyi ameli, fereci (kurtuluşu) beklemektir. Ana babayı üzen, onlara asilik yapmıştır. Rızkı sadakayla indirin.

Çeşitli belaları, duayla defedin. Bela inmeden önce, duaya sarılın. Taneyi (tohumu) yaran ve insanları yaratan Allah'a andolsun ki, belanın mümine saldırısı, selin tepenin yukarısından aşağıya dökülmesinden ve beygirin koşuşundan daha süratlidir.

Belaların zorluğundan kurtulmayı Allah'tan dileyin. Çünkü belanın çetinliği dini yok eder. Mutlu kimse, başkalarının başına gelenlerden ibret alan kimsedir.

Riyazetle, güzel ahlâkı kendinize kabullendirin. Çünkü mümin bir kul, güzel ahlâkıyla, gündüzleri oruç tutan ve geceleri namaz kılan kimse derecesine erişir.

   Bilerek şarap içen kimse bağışlanmış olsa bile, Allah-u Teâla cehennem ehlinin bedenlerinden akan sarı suyu ona içirir. Günah işlemek için adanan adak geçersizdir. Akrabalık ilişkisini kesmek için edilen yemin geçersizdir. Amelsiz dua eden, yaysız ok atan kimseye benzer. Kadın, sadece kendi kocası için güzel koku sürmelidir. Malını savunma yolunda ölen, şehittir. Aldatılan, ne övülür ve ne de görüşü alınır.

Evladın babasının, kadının da kocasının izni olmaksızın yemin etmeleri geçersizdir.

Allah'ı zikir etmeden akşama dek konuşmayı terk etmek, (susma orucu tutmak) doğru değildir. Hicretten sonra taarrub (küfür vatanına dönmek) caiz değildir. Mekke fethinden sonra hicret etmek, farz değildir.

   Allah katında olanı talep edin; çünkü Allah katında olan şey, sizi halkın elinde olan şeyden ihtiyaçsız kılar. Allah-u Teâla, mesleğinde güvenilir olan kimseyi sever. Allah indinde, namazdan daha sevimli bir iş yoktur. Sakın dünyevi işler, sizi namazı vaktinde eda etmekten alıkoymasın.

Allah-u Teâla, namazı vaktinde eda etmeye itina göstermeyenleri kınayıp şöyle buyurmuştur: "Vay o namaz kılanların hâline ki, namazlarından gafildirler."[24]

Biliniz ki, düşmanlarınızın salihleri riyakârdırlar; Çünkü Allah-u Teâla onları (ihlâsla amel yapmaya) muvaffak kılmaz ve rızası için yapılmayan hiçbir ameli de kabul etmez.

İyilik eskimediği gibi günah da (kötülük de) unutulmaz. "Şüphe yok ki, Allah-u Teâla sakınanlar ve iyilik edenlerle beraberdir."[25]

Mümin, kardeşini ayıplamaz; ona hıyanet etmez; ona iftirada bulunmaz; (zorluklarda) yalnız bırakarak yardımını kesmez ve ondan teberri etmez (uzaklaşmaz). Kardeşinin mazeretini kabul et, mazereti olmadığı takdirde ona bir mazeret bul.[26]

Dağları yerinden söküp atmak, süresi gelmemiş saltanatı yerinden söküp atmaktan daha kolaydır.

"Allah'tan yardım isteyin; sabredin. Şüphe yok ki yeryüzü Allah'ındır, kullarından dilediğini ona mirasçı kılar ve sonuç (zafer) sakınanlarındır."[27]

Vakti gelmeden önce bir işe başlamakta acele etmeyin, sonunda pişman olursunuz. Vakit (ömür) uzun görünmesin size, yoksa kalbiniz sertleşir. Güçsüzlerinize rahmedin ve Allah-u Teâla'dan rahmet dileyin.

Gıybetten sakının; Müslüman, kardeşinin gıybetini etmez; Allah-u Teâla gıybet etmeyi nehyetmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bazınız, bazınızın gıyabında kötülüğünü söylemesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz."[28]

Mümin namazda elini bağlamamalıdır... Ayakta iken su içmeyin. Zira insanı çaresiz bir derde düşürür; ancak Allah şifa vermiş olması hariç. Namaz hâlinde üzerinizde bir böcek gördüğünüzde onu toprağa gömün veya namaz bitene kadar elbisenizde tutun. (Yani namazda onu öldürmeyin.)

Haddinden fazla kıbleden yüzü çevirmek, namazı bozar; böyle yapan bir kimsenin ezan, ikamet ve iftitah tekbiri ile yeniden namaza başlaması gerekir.

   Kim güneş doğmadan önce, on defa İhlâs, o kadar da Kadir Suresi'ni ve on defa da Ayete'l-Kürsi'yi okursa, malını korktuğu şeyden korumuş olur. Ve kim İhlâs ve Kadir surelerini güneş doğmadan önce okursa, şeytan onu günaha düşürmek için çaba gösterse dahi günaha düşmez. Borcun sizi yenmesinden Allah'a sığının.

.......................................

[1]- Bir çeşit ağaç sakızı. [2]- Bakara / 187. [3]- "Beni güzel olarak yaratan ve bana güzel bir şekil veren, başkalarında çirkin olan uzuvları bende güzel kılan ve beni İslâm'la şereflendiren Allah'a hamdolsun." [4]- Hisal ve Mevaizü'l-Adediye kitaplarında, "yüz üstü uyumayın" diye geçmiştir; bu nakil daha sahihtir. [5]- Hisal ve Mevaizü'l-Adediye'nin naklettiğine göre: "Üşenerek ve uyuklayarak namaza durmayın." [6]- Nisâ / 1. [7]- Mürcie, iman olduğunda artık hiç bir günah işlemenin sakıncası olmadığını ileri süren akım; bu akım özellikle Ümeyye Oğulları döneminde yaygınlaşmıştır. [8]- Bakara / 185. [9]- Mevaiz kitabının nakline göre: "bozuk kan üretir." Hisal kitabının nakline göre de: "bozuk kan merkezidir." [10]- Normal şartlarda siyah elbise giymek mekruhtur. Ancak birincisi, bu sadece erkeklere has bir husustur. Dolayısıyla kadınların siyah elbise özellikle siyah çarşaf giymeleri mekruh olmamakla birlikte en iyi giysi ve hicap türüdür. Yine hadislerde haf (bir çeşit ince deri ayakkabı), sarık ve kisâ bundan istisna edilmiştir. (İstisna, kerahetin zatî olmadığını gösterir.) Ayrıca matem ve yaslarda giymenin sakıncası yoktur. Özellikle Ehlibeyt'in, bilhassa Hz. Hüseyin'in (a.s) mateminde giymek müstehaptır. Nedeni ise açıktır, "Allah dostlarının sevinçli gününde sevinçli, yaslı ve hüzünlü gününde hüzünlü olun." buyruğu gereği, dostluğun ve taraftarlığın bir nişanesidir. (M. Aydın) [11]- Hisal ve Mevaiz kitabında "sivri ayakkabı" yerine "düz ayakkabı" nakledilmiştir. Giyim adabında şöyle bir hadis geçmiştir: "Tabanı ayak ayası gibi olan ayakkabı giymek müstehaptır." [12]- Kendi nefsi isteklerini tatmin için yapılan cedel ve tartışmalar kastedilmiştir. Genelde cedel bu özelliğe sahip olduğu için mutlak olarak kınanmıştır. [13]- Şûrâ / 35. [14]- Mevaiz kitabında: "canınızı ona siper edin" diye geçmiştir. [15]- Tevbe / 46. [16]- Bu cümlenin son bölümü Hisal ile Mevaiz kitaplarında geçmiyor. Ayrıca bu hüküm diğer hadislerde yer alan hükme de aykırıdır. [17]- Matem ve yas tutarken Allah düşmanlarının simgesi ve şiarı hâline gelen tutumlardan kaçınmak gerekir. Bu sadece matemle sınırlı değildir. Onlara benzemek unvanı taşıyan her şey bu unvanı taşıdığı sürece İslâm'a göre sakıncalıdır. Ancak bu unvanı taşımadığı zaman bir mahzuru kalmaz. Bu ise zamanlara ve niyetlere göre değişebilir. Hz. Fatıma'nın bu tutumu cahiliye âdetlerini kaldırmaya yöneliktir. Daha fazla bilgi için siyah elbise giyme ile ilgili 73  numaralı dipnota bakınız. [18]- Nakledildiğine göre İsrail oğulları'nın büyük peygamberi olan Hz. Danyal'ı, Buht-un Nasr zamanında esir alıp Babil şehrine götürdüler ve içerisinde aslan bulunan bir çukura attılar. Allah-u Teâla Hz. Danyal'ı o yırtıcı hayvandan kurtardı ve ertesi günü onu salim gördüler. [19]- "Onun akıp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphe yok, benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir. " (Hûd / 41.) [20]- "Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de, kudretiyle dürülüp-bükülmüştür. O, onların şirk koşmakta oldukları şeyden münezzeh ve yücedir." (Zümer / 67.) [21]- "Âlemler içinde selâm olsun Nuh'a. Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, bizim Mümin olan kullarımızdandı." (Sâffat / 79-81). [22]- Tevbe / 104. [23]- Fakirlikle ilgili 60 numaralı dipnota bakınız. [24]- Maun / 5. [25]- Nahl / 128. [26]- Yani insan, mümin kardeşiyle ilişkisini, devamlı hüsn-i zan üzerine kurmalıdır. Bu iş, ferdi planda insanın bazen zarar görmesine sebep olsa bile müminler arasındaki muhabbet bağının kopmasını önlediği için riayet edilmelidir. [27]- A'râf / 128. [28]- Hucurat / 12.