Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1- İmam Ali'nin (a.s) siyasi duruşuna itiraz edip hükümetine başkaldıran Haricîlerin sloganı Kuran ayetlerinden esenlenen "La hükme illa lillah" cümlesiydi. Günün birinde bu sloganı haykırdıklarında, İmam’ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Bu hak bir sözdür, ancak ondan batıl kastedilmektedir.”
Batıl cephesinin eylem ve söylemlerinin tamamını kötü olarak nitelendiremeyiz. Bazen kutsal söylemlerde bulunarak ondan yanlış manalar kasteder veyahut onunla şer amaçlar güder. Onların kutsal söylemlerden su istifadesi, bu söylemlerin doğruluğu hakkında tereddüde yol açmamalıdır.
2- İslam tarihinde gerçekleşen acı olaylar kimseye saklı değildir. İslam mezheplerinin müçtehitleri bu olaylar hakkında farklı görüşlere sahip olduklarını da herkes biliyor. Bu tarihi olaylardan biri Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma’nın (s.a) evine yapılan saldırı ve o hazretin şehadetidir. Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin müçtehitlerinin çoğunluğu buna dair tarihi verileri inkar ederken, Şii müçtehitleri (istisnalar dışında) tarih boyunca bu vakıa hakkında şüphe etmemişler.
Bu ve buna benzer tarihi olaylar ibret vesilesi olmakla birlikte, hak yolunu bulmak için hidayet vesilelerinden sayılır.
Ancak Kuran ayetlerinden dahi su istifade edildiği gibi, Hz. Fatıma’nın (s.a) musibetlerinden de kasıtlı veya kasıtsız olarak su istifadeler edilmiştir. Bazıları Hz. Zehra’nın (s.a) şehadetini şiar edinerek Müslümanlar arasında ihtilaf icat edip mezhep çatışmaları çıkarmak peşindeler. Basiret sahipleri bu olaydan haklı olarak rahatsızlar. Ancak burada tekrar etmemiz gereken nokta şudur: onların kutsal söylemlerden su istifadesi, bu söylemlerin doğruluğu hakkında tereddüde yol açmamalıdır.
3- Netice olarak her meselede olduğu gibi, bu meselede de ifrat ve tefritten kaçınmak lazım. Ne Hz. Fatıma’nın (s.a) musibetlerini şiar edinerek Müslümanlar arasında fitne çıkarmalıyız, ne de fitneden kaçınmak için o hazretin şehadetini inkar edip buna inananları fitneci olarak nitelendirmeliyiz. Orta yolu Veliyi Emri Müslimin, Hz. Fatıma’nın (s.a) şehadet günleri münasebetiyle içinde Ehl-i Sünnet alimlerinin de bulunduğu Uzmanlar Meclisine yaptığı sohbetinde, söyle beyan etmiştir:
1- İmam Ali'nin (a.s) siyasi duruşuna itiraz edip hükümetine başkaldıran Haricîlerin sloganı Kuran ayetlerinden esenlenen "La hükme illa lillah" cümlesiydi. Günün birinde bu sloganı haykırdıklarında, İmam’ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Bu hak bir sözdür, ancak ondan batıl kastedilmektedir.”
Batıl cephesinin eylem ve söylemlerinin tamamını kötü olarak nitelendiremeyiz. Bazen kutsal söylemlerde bulunarak ondan yanlış manalar kasteder veyahut onunla şer amaçlar güder. Onların kutsal söylemlerden su istifadesi, bu söylemlerin doğruluğu hakkında tereddüde yol açmamalıdır.
2- İslam tarihinde gerçekleşen acı olaylar kimseye saklı değildir. İslam mezheplerinin müçtehitleri bu olaylar hakkında farklı görüşlere sahip olduklarını da herkes biliyor. Bu tarihi olaylardan biri Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma’nın (s.a) evine yapılan saldırı ve o hazretin şehadetidir. Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin müçtehitlerinin çoğunluğu buna dair tarihi verileri inkar ederken, Şii müçtehitleri (istisnalar dışında) tarih boyunca bu vakıa hakkında şüphe etmemişler.
Bu ve buna benzer tarihi olaylar ibret vesilesi olmakla birlikte, hak yolunu bulmak için hidayet vesilelerinden sayılır.
Ancak Kuran ayetlerinden dahi su istifade edildiği gibi, Hz. Fatıma’nın (s.a) musibetlerinden de kasıtlı veya kasıtsız olarak su istifadeler edilmiştir. Bazıları Hz. Zehra’nın (s.a) şehadetini şiar edinerek Müslümanlar arasında ihtilaf icat edip mezhep çatışmaları çıkarmak peşindeler. Basiret sahipleri bu olaydan haklı olarak rahatsızlar. Ancak burada tekrar etmemiz gereken nokta şudur: onların kutsal söylemlerden su istifadesi, bu söylemlerin doğruluğu hakkında tereddüde yol açmamalıdır.
3- Netice olarak her meselede olduğu gibi, bu meselede de ifrat ve tefritten kaçınmak lazım. Ne Hz. Fatıma’nın (s.a) musibetlerini şiar edinerek Müslümanlar arasında fitne çıkarmalıyız, ne de fitneden kaçınmak için o hazretin şehadetini inkar edip buna inananları fitneci olarak nitelendirmeliyiz. Orta yolu Veliyi Emri Müslimin, Hz. Fatıma’nın (s.a) şehadet günleri münasebetiyle içinde Ehl-i Sünnet alimlerinin de bulunduğu Uzmanlar Meclisine yaptığı sohbetinde, söyle beyan etmiştir:
“(Hz. Fatıma’nın) menkıbelerini zikrederken ihtilaf icat edecek meseleleri gündem etmemeğe özen gösterilsin. Çünkü bugün istikbar cephesinin şeytanî siyaseti Şii ve Sünni arasında ihtilaf icat etmektir. (…) Elbette ölçütlere ve edebe riayet edip maslahatları göz önünde bulundurarak tarihi beyan etmenin sakıncası yoktur, ama ihtilaf ve nefret icat edilmemelidir. (…) Değerli alimler Ehl-i Sünneti rencide ederek Amerikalıların ve Siyonistlerin planlarının icra edilmesine izin vermemeliler.”
Ehlibeyt Alimi
Ebuzer Dedei
14 Şevval 1445