Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
Brezilya Müslümanlarının
daveti ile
Dünya Ehl-i Beyt (a.s) kurultayı Genel Sekreteri uluslararası " İslam; "Diyalog ve Yaşam Dini" koferansına katılmak için bu ülkeye seyahat etti, ve Sao Paulo kentinde İmam Mehdi (a.s) İslam Merkezinde konuşma yaptı.
Ayetullah Ramazani, ahlakın İslam'daki yerine değinerek şöyle konuştu: İslam dininin en önemli noktalarından biri ahlaki boyuttur, İslam insanı ahlak üzere eğitmeyi, toplumu da ahlaklı bir toplum yapmayı amaçlamaktadır. Ahlak, erdemlerine girdiğinde insan'nın fıtratıyla uyum içinde olduğunu görebiliriz. Allah, insanın fıtrat ve varlığına tüm güzellikleri yerleştirmiştir.
İslam, insanı insan olarak yetiştirmek ister ve insan olmanın kendine has özellikleri vardır. İnsan, İnsan olduğunda başkalarına hizmet eder ve
Güvenilir Birisi olar, böylelikle
insanda birçok erdem gelişir.
Elbette nasıl insan olunacağını anlamak çok önemlidir.
İslam'ın amacı insanları eğitmektir.
Ayetullah Ramezani, İslam'ın eğitim metoduna değinerek şunları söyledi: İslam, insanı insan olarak yetiştirmek istiyor.
İnsan insan olunca aşık olur.
Peygamberimiz (s.a.a)'den önce de, sonra da gençler aşık oluyordu ama Peygamberimiz (s.a.a)'den önce mecazi aşk peşindeydiler ve bu aşklar yüzünden pek çok savaş ve kavga yaşanmıştı tarihte.
Peygamberimiz (s.a.a) gelişiyle sevgiyi tanımlamışlardır; sevgi ve şefkatin güzelliğin kemâli olduğunu, sevginin en üstününün de Allah sevgisi ve şefkati olduğunu söylemişlerdir.
Allah sevgisi, mükemmellik sevgisi, güzellik sevgisi, maneviyat sevgisi, hizmet sevgisidir.
İnsan, kendini yetiştirmek istiyorsa, kendisini görmemelidir. Çünkü kendisini görmek isterse artık o gerçeği göremez. İnsan bencil olmamalı, kendini Allah'ın kulu olarak ve kendini ona teslim olmuş görmelidir. İnsan teslimiyet makamına vardığında müslüman olur ve bu hal Yüce Allah'ın emirlerine teslim olmuş kul makamıdır.
Ehl-i Beyt'in (a.s) geleneklerine göre gerçek bir Müslümanın özellikleri
Bir Müslüman nerede olursa olsun, başkaları o'nun tarafından
kendini güvende hisseder ve gerçek Müslüman da budur. Rivayetlere göre gerçek Müslüman, O'nun
elinden ve dilinden emin olanan kişidir.
Birçoğu ad olarak Müslüman olabilir ama aslında Müslüman değildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) gerçek manada Müslüman olunması gerektiğini söylemiştir. Bir insan Müslüman mertebesine ulaştığında önce kendisine, sonra da bütün Müslümanlara karşı sorumlu olduğunu hisseder. Eğer kendisini sorumlu hissetmiyorsa gerçek anlamda Müslüman değildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) bir rivayetinde şöyle buyurmuştur: Bir kimse sabah uyandığında Müslümanların işlerini düzeltmeyi düşünmüyorsa o kişi Müslüman değildir.
Ayetullah Ramazani, Müslümanların birbirlerine karşı sorumluluk hissetmeleri gerektiğine değinerek şunları söyledi: İslam toplumunda bir Müslümanın sorunu diğer Müslümanın sorunudur.
Çünkü Müslüman, Müslümanın kardeşidir, o acı çekiyorsa, sen de acı duymalısın.
O mutluysa sen de mutlu olmalısın.
Saadi Şirazi'nin bir şiirinde: "İnsanlar bir bedendeki Organlar gibidirler ".
Müslüman birsi sadece diğer Müslümanlara karşı sorumluluk hissetmemeli, aynı zamanda bir gayrimüslim yardım isterse ona yardım etmelidir, yardım etmiyorsa Müslüman değildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) bir rivayetinde şöyle buyurmuştur: (Ey Müslümanlar, beni duyun ve bana yardım edin diye seslenen birini duyarsa, bu sesi duyup da cevap vermezse o kişi Müslüman değildir).
Müslümanlar başkalarını kendilerinden daha üstün görürler.
İmam Hasan (a.s), annem Hz. Zehra'nın (s.a) sadece komşuları için dua ettiğini, kendisi hastayken kendisi için dua etmediğini gördüm. Anneme neden kendin için dua etmediğini sordum, önce komşu sonra evin içi buyurdu.