Hz. Hüseyin as Allah'ın Resulünün kızı Hz. Fatıma'nın (s.a.s.) ve ilk Şii imamı Ali bin Ebi Talib'in (a.s.) oğlu olarak hicri 4. yılında Medine şehrinde dünyaya geldi.
İmam Hüseyin (a.s.), Kuran'da hakkında Tevhid ve Tethir ayetinin nazil olduğu Ehli Beyt'ten biridir. Ahlakı, insanlığı ve özgürlüğü canlandırmak için elinden gelen her şeyi yapan yüce bir insan.
Şii ve Sünni tarih kaynaklarına göre, Hz. Muhammed (s.a.s.), doğumunda şehadet haberini vermiş ve ona "Hüseyin" adını koymuştur. Hüseyin bin Ali (a.s.), Şiiler arasında üçüncü imam ve şehitlerin efendisi olarak sahip olduğu konumun yanı sıra, Sünniler tarafından da Hz. Muhammed'in (s.a.s.) kendisinden bahsettiği faziletler ve zalim hükümdar Yezid bin Muaviye'ye karşı direnişi nedeniyle saygı görmektedir.
İmam Hüseyin (a.s.), bazı durumlarda Muaviye'nin (Emevi hanedanının o zamanki hükümdarı) uygulamalarına şiddetle itiraz etti; Yezid'in (Muaviye'nin oğlu) veliahd ilan edilmesi olayında da ona biat etmeyi reddetti. Yezid'i aşağılık, zalim ve liyakatsiz, insanlık dışı ve antisosyal davranışlara sahip biri olarak nitelendirdi. İmam Hüseyin, halifeliği ilahi bir makam olarak biliyor ve toplumun yöneticisinin peygamber gibi olması gerektiğine ve peygamberin vefatından önce onu tayin ettiğine inanıyordu. Muaviye'nin ölümünden sonra Yezid, İmam Hüseyin'i (a.s.) biat etmesi için baskı altına aldı ve hatta biat etmeyi reddetmesi halinde öldürme emrini bile verdi.
Sonunda İmam Hüseyin, Yezid'in adamlarının ve ajanlarının baskıları sonucu Medine'den Mekke'ye gitti. Mekke'de dört ay kaldığı süre boyunca Kûfe halkından kendisine imamet görevini üstlenmesi için birçok talep ve mektup aldı. Bu taleplerin ardından İmam Hüseyin temsilcisi Müslim bin Akil'i Kûfe'ye gönderdi. Müslim, Kûfililerin desteğini teyit etti ve İmam şehre doğru yola çıktı. Öte yandan Yezid de İmam Hüseyin'e karşı savaşmak için bir ordu gönderdi.
Kerbela Savaşı ve İmam Hüseyin'in (a.s.) Şehadeti
Sonunda, iki ordu Hicri 61 yılının Muharrem ayının ikinci günü Kerbela Çölü'nde karşı karşıya geldi. Fakat Kûfeliler İmam Hüseyin'e (a.s.) verdikleri sözü bozdular ve onu bu eşitsiz savaşta yalnız bıraktılar. Tarihi rivayetlere göre, Yezid'in ordusu yaklaşık 30 bin kişiyken, İmam Hüseyin'in (a.s.) yanındaki fedailerin sayısı 72'ydi. Fakat İmam (a.s.), düşmanın batıl biatına asla boyun eğmedi. Aşura günü (Muharrem'in onuncu günü) şiddetli bir savaş başladı ve İmam Hüseyin'in (a.s.) yarenleri unutulmaz bir destan yazdılar. Yezid'in ordusu İmam Hüseyin'in (a.s.) ordusunun su ihtiyacını bile kesti ve o ve yarenleri susuz şehit edildiler. İmam Hüseyin'in (a.s.) ve yarenlerinin pak başları bedenlerinden ayrılarak Yezid'in sarayına gönderildi.
Şehadetinden önce bir mektupta şöyle buyurmuştu:
"Ben azgınlık, fesatçılık ve zulüm için ayaklanmadım, sadece dedem Muhammed'in (s.a.s.) ümmetinde düzeltme yapmak için ayağa kalktım. Ben Emri Bil Maruf ve Nehyi Anil Münker yapmak ve dedem ve babam Hz. Ali bin Ebi Talib'in (a.s.) yolunda yürümek istiyorum."