Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
Kaynaklar çoğunlukla İmam Hasan Askeri'nin (a.s) doğumunun Medine'de gerçekleştiği görüşündedirler. Ancak o hazretin Samerra da doğduğu görüşüne de yer verilmiştir. İmamiye mezhebine ait kaynakların çoğu o hazretin, hicretin 232. yılında Rebiülahir ayında dünyaya gözlerini açtığını belirtmişlerdir. İmam Hasan Askeri'nin bizzat kendisinden nakledilen bir rivayete de aynı tarih zikredilmiştir. Fakat Ehlisünnet kaynakları ve bazı Şii kaynaklarda o hazretin doğumunu, 231. h.k yılı olarak kaydetmişlerdir. Şeyh Mufid, Mesaru'ş-Şia adlı eserinde imamın doğum gününün, Rebiülahir ayının onunda olduğunu kaydetmiştir.
Ancak kameri 6. yy.da bu iddia bir kenara itilmiş ve o hazretin doğum
gününün Rebiulahir ayının sekizinci gününde olduğu görüşü şöhret
bulmuştur. Elbette İmamiye mezhebince meşhur olan görüş de budur.
Şehadeti
İmam Hasan Askeri (a.s), 260 h.k. yılı, Rebiülahir ayının 8. günü,
Abbasi halifelerinden Mutemet'in hükumeti döneminde, 28 yaşında şehit edilmiştir. O hazretin Rebiülahir ve Cemaziyelevvel aylarında şehit olduğuna dair farklı rivayetler de nakledilmiştir. Tebersi'nin E'lamu'l-Vera adlı eserinde naklettiğine göre, İmamiye
mezhebi mensubu alimleri, çoğunlukla İmam Hasan Askeri'nin (a.s)
zehirletilerek şehit edildiği görüşündedirler. Onların dayanakları, İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen şu hadis-i şeriftir ki o hazret şöyle buyuruyor: «Vallahi biz Ehlibeytten her birimiz ya katledilir veya başka bir şekilde şehit ediliriz.»
Bazı tarihi haberlerden elde edilen haberlere bakılırsa, Mutemetten
önce gelmiş olan iki halife de İmam Hasan Askeri'yi (a.s) katletme
girişiminde bulunmuşlardır. Bir rivayete göre Abbasi halifelerinden
Mutazz, emrinde olan kimselerden birine, İmamı Kufe yolunda öldürmesi emrini vermiş, fakat haklın bu suikasttan haberdar olmasıyla, bunu başaramamıştır.
Diğer bir rivayete göre ise Abbasi halifelerinden Muhtedi, İmamı
zindanda iken şehit etme girişiminde bulunmuş, fakat onun da bu kararı
gerçekleşmemiş ve hilafeti son bulmuştur. İmam Askeri (a.s), Samerra'da daha önce İmam Hadi'nin (a.s) da defnedilmiş olduğu kendi evinde defnedilmiştir. Mutemet'in vezirlerinden biri olan Abdullah b. Hakan'ın naklettiğine göre, İmam Askeri'nin şehadetinden sonra, pazarlar tatil edilmiş, Haşimoğulları ve kabile büyükleri, siyasi şahsiyetler ve büyük bir halk kitlesi o hazretin cenaze töreninde hazır bulunmuşlardı.