Bakınız, uhrevi konular ve uhrevilik dünya hayatının tamamını kaplıyor. Dini tavsiyelerde bize öğretilen de tam olarak budur. Yani; ibadetiniz sadece camide olmasın, elbete caminin yeri başkadır fakat hayatını camiye dönüştür. Resul-i Ekrem, “İbadet yetmiş cüzdür ve bu yetmiş cüzün en faziletlisi, en üstünü helal kazanctır” buyurmakta.
Yani pazarda çalışırken helal yoldan kazanç elde ederseniz, yüce bir niyet ve saikle ticaret yaparsanız çalıştığınız yer mescit olur, tahsil ettiğiniz yer cami olur, evde ev hanımı çalışırken orası ibadet yeri olur, sanatın, sporun, dinlenmenin yapıldığı yerler hepsi ibadethane olur.
Bütün hayatın ibadet ve kulluk olmalı. Resul-i Ekrem (s.a.a) Ebuzer’e şöyle buyurdu: “Ey Ebuzer! Her şey için bir niyetin olsun, uyku ve yemek için bile bir niyetin olsun”. Yemek yemek istiyorsan, uyumak istiyorsan, dinleneceksen, geziye çıkacaksan, bütün bunları yaparken iç güdüyle hareket ederek yapma, hayvanlar iç güdüyle hareket eder.
Rüşt etmek, yüceleşmek isteyen bir insan sadece iç güdülerinden hareketle işlerini yaparsa kendisine yazık eder. Kendi işlerinde doğru düzgün bir niyetin, ilahi bir niyetin, yüce bir niyetin olsun. O zaman bütün işlerin, yemek yemen, dinlenmen, gezmen, spor yapman ve diğer yaptığın her şey ibadet olur.
İmam Sadık (a), “Gece uymak istediğinizde sabah ezandan birkaç dakika önce de olsa uyanmaya niyet edin” diye buyurmakta. Bir kimse gece namazını kılamazsa bile, seher vaktini idrak etmesi kendi başına bir fazilettir. Sabah ezanından önce uyanmaya niyet edin buyurdular. Eğer bir kimse sabah ezanından önce seher vaktini idrak etmek istiyorum diyerek ciddi niyet yaparsa ‘sabaha kadar alıp verdiği nefesler zikir olarak yazılır’.
Yani yattığı beş altı saatin tamamı ibadet olur.