Sonra sözlerine şöyle devam etti: “Ey Esma! Babamdan kalan o kâfuru getir ve başucuma koy.” Bunları söyledikten sonra elbisesiyle yüzünü örttü ve şöyle buyurdu: “Esma! Biraz sabret ve beni bekle, sonra bana seslen, eğer sana cevap vermezsem, bil ki babama kavuşmuşum.”
Esma biraz bekledi ve sonra Hz. Fatıma’ya (s.a) seslendi, ancak bir cevap işitmedi. Sonra Esma: “Ey Muhammed Mustafa’nın kızı! Ey kadınların en iyisi! Ey yeryüzünde yürüyen insanların en üstününün kızı! Miraç gecesi Allah’ın has dergâhına yaklaşanın kızı!” diye seslendi ancak yine bir cevap işitmedi. Esma, Fatıma’nın (s.a) yüzündeki örtüyü kaldırınca pak ruhunun Allah’ın yüce dergâhına yükseldiğini anladı. Kendisini Fatıma’nın (s.a) üzerine attı, bir yandan öpüyor, bir yandan da şöyle diyordu: “Ey Fatıma! Baban Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna vardığında benimde selamlarımı ilet.”