Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajasnsı –ABNA- Rivayete
göre Medine Şehri, erkeğiyle kadınıyla bir ses olmuş, Fatıma’ya gözyaşı
döküyordu. Medine, tam bir matem havasına bürünmüştü. Haşimoğullarının
kadınları Hz. Fatıma’nın (s.a) evine geldiler, ağlayıp sızladılar ve
ağıtlar yaktılar. İnsanlar öylesine feryat edip ağlıyorlardı ki Medine
Şehri ağlama seslerinden inliyordu. Matemli halk ağlıyor ve “Ey
efendimiz, ey Resulullah’ın (s.a.a) kızı!” diye feryat ediyordu. Medine
halkı akın akın Ali’ye (a.s) başsağlığına geliyordu. Hz. Ali (a.s)
oturmuş, Hasan (a.s) ve Hüseyin’de (a.s) babalarının yanında şiddetle
ağlıyorlardı. Yürek yakan sızılarını ve ağlamalarını gören halk
dayanamayıp onlarla ağlıyordu.
Hz.
Fatıma’nın (s.a) kızı Ümmü Kulsum yüzünü peçeyle kapatmış, başına örtü
atmış ve eteği yerde sürünüyordu. Ağlamaktan bitkin düşmüş ve perişan
olmuştu. “Ey babacığım, ey Allah’ın Resulü! Bugün seni kaybettik ve
artık bundan sonra da seni görme saadetine nail olmayacağız!” diye
feryat ederek evden dışarı çıktı.
Oraya
toplanmış halk, hıçkırıklara ve gözyaşlarına boğulmuştu. İnsanlar Hz.
Fatıma’nın (s.a) cenazesinin evden çıkarılmasını ve O’na namaz kılmayı
bekliyorlardı.
Bu sırada
Ebuzer evden dışarı çıktı ve “Şimdi dağılın, evlerinize gidin,
Resulullah’ın (s.a.a) kızının cenaze merasimi akşam, geç vakitlere kadar
ertelendi.”dedi. Bunun üzerine toplanan halk dağıldı.