“İmam Humeyni’nin bakış açısında kültür, ‘toplumun zirvesi ve düşünce merkezi’dir. Ona göre kültür, ‘tüm mutlulukların ve mutsuzlukların kaynağı, toplumun inşacısı ve düzenleyicisi, toplumun saadet ve bedbahtlık anahtarı’dır. Ancak İmam Humeyni’nin ifadelerinde çeşitli kültür türleri bulunmaktadır: İslami kültür, sömürgeci kültür, bağımlılık kültürü, şahlık kültürü ve bağımsızlık kültürü. Şunu unutmamak gerekir ki, hem İslami kültür hem de Batı kültürü, kendi teorik temellerine dayanarak evrensel bir misyon iddiasında bulunur. Ancak İmam Humeyni’ye göre, bozulmamış İslami kültür, Batı kültüründen üstündür ve Batı kültürü ile medeniyeti, karşılaştığı birçok sorun nedeniyle çöküş ve yok oluş yolundadır.”
Şerifi, sözlerine şöyle devam etti:“İslami kültürün diğer kültürlerle, özellikle Batı kültürüyle olan etkileşim biçimi hakkında, İslam dünyasının seçkinleri arasında üç farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bir grup, Batı kültürü ve medeniyetini tek ilerleme yolu olarak kabul etmek gerektiğini savunmaktadır. İkinci grup, Batı medeniyetini ve kazanımlarını tamamen reddetmekte ve İslam kültürünün Batı kültürüyle temasının, İslam medeniyetinin sapkınlık ve yozlaşmasına yol açacağını düşünmektedir. Üçüncü yaklaşım ise, kültürler arasında doğru bir sevgi ve nefret dengesi kurulması gerektiğini ve kültürler arasındaki ilişkilerin akılcı ve eleştirel olması durumunda, bu ilişkinin büyüme ve ilerlemeye yol açacağını ifade etmektedir. İmam Humeyni’nin düşüncelerinden, onun bu üçüncü yaklaşıma uygun bir görüşe sahip olduğu anlaşılmaktadır.”
Bu araştırmacı, sözlerini şu şekilde sürdürdü:“Batı kültürünün unsurları ve gereklilikleri iki ana katmandan oluşmaktadır. Birinci katman, belirli bir değer taşımayan veya özel bir bilgi temeline dayanmayan unsurları içerir. İkinci katman ise, belirli bir bilgi temeline dayanan veya değer taşıyan unsurları kapsamaktadır. İmam Humeyni’nin Batı kültürüne karşı tavrı, ayrıştırıcı bir tavırdır. Yani, sömürgecilik ve Batılılaşma gibi olumsuz yönlerle Batı’nın bilimsel ilerlemesi gibi olumlu yönler arasında bir ayrım yapılması gerektiğini savunmaktadır. Bu nedenle, Batı kültürü ve medeniyetinin bazı unsurlarını kabul ederken, diğerlerini reddetmektedir. İmam Humeyni, gelenek ve modernite arasındaki çatışmada, modernitenin ve maddi ilerlemenin tezahürlerini kabul ederken, maneviyat ve ahlakın korunmasını ön planda tutan dengeli bir yol izlemeyi başaran düşünür ve teorisyenlerden biridir.”
Son olarak, Şerifi şu ifadelerde bulundu:“İmam Humeyni’nin Batı kültürünün olumsuz yönleriyle ilgili ikinci bakışı, İslam’a dönüşü, Müslümanlar için Batı’nın egemenlik arayışlarına karşı tek yol olarak görmektedir. İmam Humeyni’nin bu görüşü, çağdaş dönemde hümanizm, bireycilik ve faydacılık temellerine dayanan Batı kültürü ve medeniyetine karşı bir çatışma ve mücadele katmanı olarak değerlendirilebilir.”