Resul-i Ekrem (s.a.a) yanımıza gelerek, başucumuzda oturdu ve şöyle buyurdu; “Ey Fatıma, dün yanıma geldin, bir hacetin mi var?” diye sordu.
Fatıma (s.a) hayâ ve edebinden bir cevap vermedi. Ben, Resul-i Ekrem’e (s.a.a) cevap vermezsek yanımızdan kalkıp gideceğinden korktum. Kafamı kaldırdım ve şöyle arz ettim; “Ey Allah’ın Resulü Fatıma’nın yanınıza niçin geldiğini ben size haber vereyim; “Fatıma o kadar su tutumuyla su taşıdı ki tulumun ipi sinesini yaraladı, o kadar el değirmeni çevirdi ki elleri su topladı. O kadar ev süpürdü ki elbisesine tozlar kondu. O kadar ocak altında ateş yaktı ki elbisesinin rengi soldu. O’na dedim ki; “Eğer babanın yanına gidip evin zor işlerinde sana yardım edecek bir hizmetçi talep edersen iyi olur.”
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu: “Size hizmetçiden daha iyi bir şey öğreteyim mi? Yatağınıza uyumaya gittiğinizde 33 defa “Subhanellah”, 33 defa “Elhamdulillah” ve 34 defa da “Allah’u Ekber söyleyin.” Bu sırada Hz. Fatıma (s.a) kafasını kaldırdı ve üç defa; “Allah’tan ve Resulünden (s.a.a) razı oldum” dedi.
Ehlisünnet âlimlerinden Ebubekir’in “Menakıb” adlı eserinden şöyle nakledilir: “Hz. Zehra (s.a) durumunu Peygambere (s.a.a) anlatıp, hizmetçi talep ettiğinde Peygamber (s.a.a) ağladı ve şöyle buyurdu: “Ey Fatıma! Beni hak üzere peygamberliğe seçen Allah’a andolsun ki şuan mescitte 400 kişi bekliyor. Ne karınlarını doyuracak bir yemekleri var ne de üstlerine giyecek elbiseleri var. Ey Fatıma! Eğer bir faziletten yoksun kalmandan korkmasaydım istediğini sana verirdim. Bu mükâfatın elinden çıkıp hizmetkârına geçmesini istemiyorum.”
“Sa’lebi” adlı tefsir kitabında İmam Muhammed Bakîr’dan (a.s) ve yine “Guşayri” tefsirinde Cabir b. Abdullah Ensari’den şöyle nakledilir: “Resul-i Ekrem (s.a.a) Fatıma’nın yünden bir elbise giydiğini, eliyle un öğüttüğünü ve bu haliyle de çocuğuna süt verdiğini gördü. Resul-i Ekrem’in (s.a.a) mübarek gözyaşları yanaklarına aktı ve şöyle buyurdu: “Ahiretin lezzetini nazara alarak dünyanın sıkıntısına katlan.”
Hz. Fatıma (s.a) şöyle arz etti: “Ey Allah’ın Resulü (s.a.a) bizlere sunduğu nimetlerine karşı Allah’a hamd ve verdiği bahşişler içinde O’na şükürler olsun.”