2. Olayın özü ve gerçeği, direniş cephesinin maddi yönü değildir; bazı liderlerin ve destekçilerin şehit edilmesi veya coğrafi kısıtlamalarla maddi kayıplar yaşanmasıyla yok olmayacak bir varlıktır! Sayın Ali Khamenei de bu anlamda vurguluyor: "Direniş cephesi bir inanç, düşünce ve inanç sistemidir; kırılacak bir donanım değildir."
3. Yukarıdaki bilgiler ışığında, direnişin bir düşünce ve iman ruhu olduğunu açıkça görebiliriz; bu ruh, farklı zamanlarda ve mekanlarda maddi bedenlerde tezahür eder. Ancak, öz ve mahiyeti zamanla ve mekanla sınırlı değildir; aksine, canlı ve ebedi bir gerçektir ki, bedenden bedene geçiş yaparak hayat akışını ve zaferi sağlar.
4. Yukarıdaki açıklama, direniş cephesinin söylemsel ve sahadaki özelliklerini belirtirken, direnişin özünün inanç, düşünce ve inançtan oluştuğu gerçeği, bizi direniş cephesinin görünüşüne, yüzeyine ve donanımına dikkat etmekten alıkoymamalıdır. Sonuçta, bu inanç, düşünce ve inancın maddi dünyada tezahür etmesi için bir zemin ve taşıyıcıya ihtiyaç vardır.
5. Tüm devrimciler, direniş cephesinin liderlerinin şehit edilmesi gibi kayıpları görmekte ve derin bir üzüntü duymaktadırlar; belki bazıları bu üzüntüden şikayet de edeceklerdir. Ancak bu üzüntü ve şikayet umutsuzluk olarak yorumlanmamalıdır; çünkü dostların şehit olmasının acısı ağırdır. Ama dikkatli olunmalıdır ki, üzüntü ve şikayet umutsuzluk ve ayrılığa yol açmasın.
6. Burada önemli olan nokta şu ki; eğer direnişin sahadaki kayıpları (liderlerin şehit edilmesi gibi) direniş söylemine pratik olarak bağlı kalmamamızdan veya bu söylemden sapmanın bir işaretiyse ki bu da taktik olmayan geri çekilmelere yol açıyorsa buna karşı hassas olunmalıdır. Ancak eğer bu kayıplar bunlardan farklı nedenlerden kaynaklanıyorsa, bu savaşın doğasıdır.
7. Direniş düşüncesini hedef alan herhangi bir gazete veya medya başlığı ile içeriği, direniş güçlerinin sahada hedef aldığı mermiden çok daha tehlikelidir. İçerideki hainlerin direnişe karşı yürüttüğü psikolojik ve medya operasyonları tam olarak düşmanın direniş cephesine yönelik askeri saldırılarının diğer yüzüdür.
8. Kaybederken veya taktiksel geri çekilmeler ya da geçici sahadaki yenilgiler yaşanması ki bu her savaşın doğasında vardır, mutlaka direniş cephesinin yükselen İslami düşünceye dayalı söylemde yenilgi anlamına gelmez; ancak söylemsel çöküş veya direniş söyleminin zayıflaması kesinlikle sahada taktik olmayan bir yenilgiye veya geri çekilmeye yol açacaktır.
9. Direniş cephesini tehdit eden asıl tehlike, ruhunun tezahür ettiği donanım veya beden değil; bu cephenin özü yani düşünce ve iman ruhudur. Dolayısıyla, günümüzde katılaşmış fikirlerin çarpıtmasıyla karşı karşıya kalan bu dinî inanç sistemini ve dinamik söylemi korumak son derece önemlidir.
10. Eğer direniş cephesi yenilmişse o zaman Aşura okulunu da yenilmiş saymalıyız; oysa hak cephesi Kûfe'de şehitlik ve esaret yaşamasına rağmen gerçek ve ebedî zafer kazanan taraf olmuştur. Bugün ruhu direniş cephesinde canlıdır ve tüm iniş çıkışlarla birlikte Bedir, Hayber ve Hendek koşullarında bulunmaktadır...